🍁Dördüncü🍁

8.5K 831 248
                                    

(multi : Yeni kapak

Kapak için çok teşekkür ediyorum🤍 esvedbiri
ellerine sağlık çiçek kızım 🌼

Gece mi karanlıktı yoksa onun kömürden zifiri bakışları mı? Bilememiştim. Bildiğim tek şey parıl parıl ışıldayan ayın  altında kudretli ellerinin çelimsiz nefesimi kestiğiydi. Kalbim korkuyla çarpıyor, irileşen menevişlerim gergin yüzünü dehşetle tarıyordu. Ona yakalanma ihtimalim hiç gelmemişti aklıma. Ben yalnızca gecenin sessizliğinde hasretiyle yandığım sureti görmeyi dilemiştim. Ama o her adımımda beni bir suçlu gibi takip etmekten geri durmuyordu. Artık öfkelenmeye başlamıştım. Kaybedecek bir kuru canımdan gayrı neyim vardı ki? Ani bir hamle ile elimi kurtarıp dudaklarımı örten avucu sertçe çektim. Bakışlarımın en az onunki kadar ateş saçtığına yemin edebilirdim.

-Ne yapıyorsun sen be! Gündüz bitti gecede mi düştün peşime?'dedim keskin bir fısıltıyı andıran ince sesimle. Gözümü bu dünyaya açtığımdan beri huzur vermemişti. Bir yabancı olabilirdim, ama bu davranışları hak edecek şüpheli bir hareket yapmadığımı düşünüyordum. Kömür karaları yeşil gözlerimde sorgu ve öfkeyle dolanırken yanımdaki saman balyasından destek alıp nihayet kalkmıştı üzerimden. Eli belinde sallanan pusatına korku salmak niyetiyle yaslanırken ağır ağır süzdü ayağa kalkmaya çalışan beni. Çabuk yönünden ayaklanıp dağılan üstümü toparladım. Başımdaki tülbent neredeyse kaymış, kestane rengi saçlarımın ucu açığa çıkmıştı. Mahcup bir tavırla onları da gizledim.

-Elbette peşindeyim. Tanımadığım bir yabancıyı Gülışık ana ile bir başına bırakacağımı mı sandın?'

Tülbentimi düzelten ellerim dediğiyle ağır ağır indi iki yanıma. Ona bir zarar vereceğimi mi düşünüyordu? Bu kadar kötü mü görünüyordum dışarıdan? Yüzüm az evvelki kızgınlığıma tezat istemsiz bir hayal kırıklığı ile burulmuştu. Burnumun direğinin sızladığını hissediyordum. Bir alp bozuntusunun dediği kelam canımı neden acıtmıştı? Bakışlarım Ay ışığı altında hüzünle tutundu çatık kaşlı karalarına.

-Yabancı da olsa küçük bir kızdan bu kadar mı korktun Akın Alp? 'dedim sesim buruk ama alay dolu çıkarken. Siyah gözleri bile isteye damarına basışım ile kısılmıştı. Madem canımı yakmıştı, onunda canı yansındı. Eli hala mağrur bir tavırla pusatında dururken büyük bedenini bir adımla bana yaklaştırmıştı. Boğazımdan bir yutkunma geçti. Yanında kocaman bir ağacın dibindeki fidan gibi kalıyordum. Gölgesi bile bürüyordu gölgemi. Kömür karaları ilk kez kızgınlık değil, alaycı bir tavırla kısıldı.

-Sen misin küçük kız? Geçen bahar adaklansan bu bahar bebelerin vardı be! 'dedi kalın sesi bir parça yumuşarken. Onu kızdırdığımı düşünmem hataydı. Her lafa bir cevabı vardı bu alp bozuntusunun! Cümleleri teker teker zihnimden geçiyor, bana söylediği şeyi yeni anlıyordum. Peki ya menevişlerime tutunan karalardaki şaşkınlık nedendi? Dediği şeyi yeni fark etmiş gibi büyüdü gözleri. Bakışları gözlerimde, kaşlarımda ve hüzünle bükülen dudaklarımda istemsizce turladı. Ve o an fark ettik aramızda kalan bir adımlık mesafeyi. İkimizde aynı anda birer adım gerilerken gözlerimizin birbirine değmemesi için başımızı tezat yönlere çevirmiştik. Vuku bulan bu tuhaf sükunet hafifçe öksürmem ile bölünmüştü.

-Ben... 'dedim yutkunup boğazımı temizlerken.'Ben gökyüzüne bakmak için çıkmıştım. Gülışık ana uyanıp endişelenmeden dönsem iyi olacak.' Pusatında duran eli nereye konacağını bilmez halde ensesine değmişti. Aradaki gerginliğin getirisi konuşacak tek kelam bırakmamıştı. Nitekim belki de yarın başka bir hayata uyanacak gözlerim onu bile göremeyecekti. İçimi saran ağlama hissi beni ele geçirmeden usulca geçtim yanından. Şimdi çadıra dönüp sert yün yatağa girecek ve sabah aynı yerde uyanabilmek için Rabbim'e yalvaracaktım. Derken bir adım daha attığımda karanlıkta onun tok sesi doldu kulağıma.

"BERCESTE" 🍁 (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin