Huzur dolu uykumdan huzur dolu bir ana açtım gözlerimi. Eşim, yuvam , sevdiğim adam beni heybetli kollarına sımsıkı sarıp göğsüne yaslamış, o kısa ve temkinli uykularından birine dalmıştı. Bakışlarım esmer çehresinde hayranlıkla dolandı. Onunla gelecekte bir gece geçirmek, sonrada sabahın ilk ışıklarıyla uykuya dalmak öyle güzeldi ki ! Birde o vardı tabii . İçimde bir kelebek gibi kanat çırpan meleğim... Bugün ne kadar büyüdüğünü bilmiyordum . Ancak hareketlerinden anlaşılacağı üzere epey büyümüş olmalıydı. Buruk bir tebessüm asıldı dudaklarıma. İçine düştüğümüz imtihan sebebiyle doğru düzgün bir hamilelik dönemi dahi geçiremiyordum. Hızlandırılmış videolar gibi çarpı beş hızında büyüyordu yavrum. Ama bu gece... Bu gece dönecektik inşallah ait olduğumuz zamana. Gelecek bize iyi gelmiyordu. Bir gecelik tadını çıkarmış, bunu ömrübillah hoş bir sada olarak anacaktık o kadar. İstemsiz kıpırdanışım her an tetikte uyuyan erimin gözlerini açmasına sebep olmuştu. Bir an kaşlarını çatarak etrafına baksa da beni kolları arasında bulduğu an yumuşamıştı yüzü. Büyük elini yanağıma yasladı.
-Uyanmışsın bahar gözlüm.'dedi uyku mahmuru sesiyle . Dirseğimin üzerinde yükselip ona uzun uzun baktım. Bu anı, bu görseli aklıma kaydetmek istiyordum. İki binli yıllarda benim yatağımda uyuyan bir Akın Alp... Bulunduğumuz gerçekliğin içine her düştüğümde sevinçten çığlık atasım geliyordu. Dönecek olmanın iç huzuruyla tüm günü gelecekte geçirecektik. Ona sevdiğim ne varsa göstermek istiyordum. Geçmişe döndüğümüzde artık aramızda sır da kalmayacaktı. Daha ne isterdi ki bu Hazan ? Hiç beklemeden sıyrıldım kolları arasından . Ayaklanıp sabaha karşı banyodan çıktığmda giydiğim pijamamı düzelttim. Karnım düne göre çok daha büyümüştü. Tesettürlü olmanın faydasını bugün bir kez daha görecek , salaş giysilerim ile dışarıya gebe görünmeyecektim. Ellerimle şişkin göbeğimi okşayıp gözlerimi yatağıma zor sığan adama çevirdim.
-Bugün güzel bir gün olsun isterim. Sana sabah aşı hazır edecem. Lakin bu obadaki aşlardan farklı olacak .'
Akın duyduğu ile yüzünü buruşturup oturur pozisyona geçti. Akşamdan beri ona çay , çikolata , cips ve kola tattırmıştım. Pek sevdiği söylenemezdi. Damak tadı asla bunlara elverişli değildi. Ve sanıyorum ki mutfaktaki çakma tereyağından yemek yerine aç kalmayı tercih ederdi. Eh , el çabukluğu ile alışık olduğu birşeyler hazır edecektik artık. Yüz ifadesine kıkırdayıp salık duran saçlarımı örmeye koyuldum . Mutfağa asla salkım saçak saçlarla giren biri olmamıştım. Bakışlarım aynaya çevrilmişken dönüp beni izleyen adama muzip tavırla baktım.
-Ben aşını hazır edene dek sende elini yüzünü yuğasın diyecem. Amma korkarım dün geceki gibi çeşmeyi sökmeye kalkmayasın .'dedim bıyık altı gülüşüm cümlenin sonuna doğru kahkahaya evrilirken. Gözümün önüne dün gece duş alsın diye banyoya götürdüğüm , ancak yüz kere tarif etmeme rağmen çeşmeyi çevirmeyip çekiştiren kocam gelmişti. Banyo yaparken suyun bitmesinden endişe duyması da cabası ! Akın bana yapmacık bir trip atarken ayağa kalkmış, dolabın üstünde duran içlik gömleğini alıp sırtına geçirmişti. Eğer dışarı çıkacaksak ona bu zamana uygun kıyafetler ayarlamalıydım. Dayımın kıyafetlerinden almak zorundaydım. Kendisi ufak tefek bir adam olmasa da kıyafetlerin Akın'a olacağına dair şüphelerim vardı. Akın benim odamdaki kapıdan banyoya girerken bende dayımların odasına gidip gözüme en büyük beden görünen kıyafetleri alıp gelmiştim. Ah tarihi eser kocama kot gömlek tarzı çok yakışacaktı ! Kırk yıl düşünsem onu böyle göreceğim aklıma gelmezdi.
Kıyafet ve kahvaltı faslı epey koşturmacalı bitmiş, sonunda evden komşulara görünmeden çıkmayı başarmıştık. Akın'a giydirdiğim kıyafetler tam tahmin ettiğim gibi bir miktar dar olsada akşama dek idare edecekti artık. O etrafına olağanüstü şeyler görüyormuş gibi bakışlar atarken uzanıp elini sıkıca kavradım. Sevdiğim adamla Bursa sokaklarında olmak öyle güzeldi ki ! Her takıldığı şeyi soruyor, bende elimden geldiğince yardımcı oluyordum . Şok olmuş bakışları arasında otobüse binmiş, çarşı girişinde inmiştik. Elini tutmasam ağzı açık etrafa bakan küçük bebekler gibi kaybolması işten değildi. Hem mahsunlaşıyordum bu haline , hem gülüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"BERCESTE" 🍁 (Tamamlandı)
Historical Fiction🍁 -Hey!'dedi sesi atının nal seslerine bulanırken. Gelip tam önümde duraksamış, yorgun hayvan ağır ağır adımlamıştı. Bir doğan misali keskin bakışları sertçe geçti gözlerimden.'Yalnız çıkılmayacak denildi. Nereye gittiğini sanırsın?' -Yetti gayrı...