Multi: Efsun Beria Çakas
Bazen zaman kavramı yok olurdu.
Kulakların çınlar, kalbin küt küt atardı.Evet evet, şu an tam olarak öyle bir andaydım.
Cihangir onları görmüştü ve dahası ben bile henüz karşısına çıkmamışken onun Tolga ve Nil'i görmesi pek iyi olmamıştı.
Lütfen tanımasın...
Çok kısa bir an sessizlik oluşmuştu. Nefesimi tutmuş neler olacağını bekliyordum.
Bir an da Cihangir'e tutulan kamera birkaç hışırtı beraberinde yeri göstermeye başladığında kaşlarım merakla havalnadı."Ne münasebet beyefendi. Nişanlımla beraber fotoğraf çekiniyorduk. Neden sizi çekelim?"
Sessizliği bozan Nil olmuştu ama ne yazık ki kendini akıllı sanan koca bir aptaldı.Cihangir kurnazdı, onu kandırmak zordu.
Öyle de oldu zaten, kanmadı...
"Beni çektiğinizi söylediğimi hatırlamıyorum. Kendi kendinize oltaya atlamanızı, yaşınızın getirdiği tecrübesizliğe veriyorum."
Sinirle dudaklarımı dişledim.
Siktir, siktir, siktir.
Hadi ama Nil, bu kadar da aptal olamazsın.
Kendi kendini ele vermekte üstüne yoktu pek zeki kuzenimin!Çok geçmeden Tolga devreye girmesi gerektiğini anlamış olacak ki konuştu.
"Nişanlımın kusuruna bakmayın lütfen, bu saatte ev sahipleri haricinde kimse spor salonuna giremez. Burada otursaydınız sizi daha önce elbette görürdük..."
Kamera bir an da tekrar tepetaklak olduğunda, yüzümü buruşturarak Hare'ye baktım.
O sırada Tolga devam etmişti."Bizde sizi misafir üye falan sandık, o yüzden fotoğrafınızı yönetici kuruma bildirmek için çektik."
Hare elini havada birkaç kez salladı ve ağzını oynatarak, sessizce konuştu.
"Oh shit!"Tolga... Benim kurtarıcı kahramanım falan mıydı bilmiyorum ama iyi yalan söylediği kesindi.
Cihangir'in bariton sesi tekrar duyulduğunda, telefonu kulağıma yaklaştırdım. Zira pek fazla bir şey duyamıyordum.
"Ne zamandan beri, ev sakinleri spor salonuna müdahale etmeye başladı?.. Güvenlik kameraları işlevini yitirdi de haberimiz mi yok."
Hızlıca alnıma vurdum.
Bizimkileri köşeye sıkıştırmak için sorduğu sorular akla zarardı.
Tolga yılmadı ve sorduğu her soruyu stratejik bir yalancı olarak cevap verdi."Bu sitenin yöneticisi babam."
Stresle dilimi ısırdım ve gelecek olan cevabı bekledim fakat sonuç hüsrandı.
Telefondan gelen küçük ve tiz sese şaşkınlıkla baktım.Koca bir siktir.
Telefon üstüme kapanmıştı.
"Ne oldu?"
Hare'nin meraklı halini umursamayıp, hemen birkaç adım ilerimde olan yuvarlak yatağa yüz üstü kendimi buraktım.Yüzümü çarşafa bastırıp, küçük bir çığlık attığımda Hare'nin içten içe 'bu sakat ne yapıyor böyle' dediğine emindim.
"Hare ben hiç iyi değilim."
Omzumun üstünden ona baktığımda, başını sağa sola olumsuz manada salladı."Biz buna Cihangir etkisi diyoruz ablacığım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fabrikatörün Kızı
Teen Fiction"Yanlış anlamayın lütfen, bir anneye göre çok gençsiniz, bekar mısınız?" Kucağımda ki bebeğin bana ait olduğunu düşünmesine karşılık, utançla dudaklarımı birbirine bastırmıştım. "Aslında bakarsanız-" Yanlış anlaşılmayı açığa kavuşturacakken, belime...