Multi: Berfu Maranoğlu 🦋
Sabah güneşi usulca doğarken, karanlık çoktan kaybolup gitmişti.
"Efsun!"
Huzursuz bir şekilde, birkaç bir şey mırıldanıp yastığıma daha çok sarıldım.
"Kime diyorum ben. Efsun, uyan artık."
Vücudumun hızlıca sarsılmasından ötürü tek gözümü açıp, tepemde dikilen anneme baktım.
"Gözünü sevdiğim, sabah sabah niye beni uyandırıyorsun?"
"Hare sınava girecek, öğleden sonra seminere katılacaksın... Daha sayayım mı?"
Hare'nin sınavını duyar duymaz yatakta oturur pozisyona geçtiğimde, kaşlarımı çatmadan edememiştim.
"Ne seminerinden bahsediyorsun anne?"
Zira bugün çok daha önemli işlerim vardı.
Maran Hastanesi'nin yıl dönümü kutlamasına katılmak gibi..."Ay bu kız benim tansiyonumu çıkarıyor..."
Eli anında alnına gittiğinde, göz devirerek kendimi tekrar yatağa attım, devam etti.
"Anneciğim, sana bir aydır ben bu seminerden bahsetmiyor muyum? Neden ilk kez duyuyormuş gibi davranıyorsun.""He, hatırladım." dedim kabaca. Bahsettiği şeyi anlamıştım.
Annem özel bir üniversitenin dekanıydı. Ve orada düzenlenecek olan kadına şiddet seminerinde benim bir konuşma yapmamı istiyordu."Hele şükür. Hadi oyalanma, hazırlanıp aşağı in. Kardeşin heyecandan bayılmak üzere zaten. Bir de seninle uğraşmayayım."
Başımı olumlu anlamda aşağı yukarı salladığımda, o çoktan odamdan çıkmıştı.
Yatağımın hemen yanında olan gri komodine elimi uzatıp, üstündeki telefonumu aldığımda gelen birkaç bildirime bakıp, yataktan kalmıştım.Önce elimi yüzümü yıkadım. Ardından birkaç kremle günlük rutinimi gerçekleştirdim.
Hiç vakit kaybetmeden dolabımın başına kurulduğumda, buz mavisi bir kot pantolonu elime almıştım.Pantolonun belli yerleri yırtıktı ve bu çok daha marjinal bir görünüm sağlıyordu.
Çok uğraşmadan üzerime, göbeğimi hafifçe açıkta bırakan siyah bir crop aldım ve hepsini üstüme geçirdim.
Ayakkalarıma beyaz sporlarımı geçirdikten sonra da saçlarımı sımsıkı tepeden toplamıştım.Makyaj masamın üzerinde duran parfüm şişesi elime alıp, birkaç kez sıktıktan sonra ilk çekmeceyi açıp sıra sıra dizilmiş olan güneş gözlüklerine baktım. Ve hemen üçüncü sırada olan gözlüğümü alıp, saçıma taktım.
Sonunda hazır olduğuma karar verdikten sonra hızlıca alt katta olan salona inmiştim.
Hare'de başka kimsenin olmaması beni biraz şaşırtsa da muhtemelen annem ve babam odalarındaydı."Günaydın."
"Keşke gün aymasaydı."
Dediği şeye tek kaşını kaldırarak karşılık verdiğimde, o beni umursamadan avucundaki cevizleri yemeye devam etti.
"O ne demek şimdi, sakat kardeşim?"
Yüzü ağlamaklı bir hal aldığında, ne kadar heyecanlı olduğunu görebiliyordum.
Sürekli derin derin nefesler alıyordu ve ardı ardına ağzının içinden konuşuyordu.
Sanırım dua ediyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fabrikatörün Kızı
Novela Juvenil"Yanlış anlamayın lütfen, bir anneye göre çok gençsiniz, bekar mısınız?" Kucağımda ki bebeğin bana ait olduğunu düşünmesine karşılık, utançla dudaklarımı birbirine bastırmıştım. "Aslında bakarsanız-" Yanlış anlaşılmayı açığa kavuşturacakken, belime...