Multi: Cihangir Maranoğlu
~~~~İnsanoğlu, birkaç adım sonra başına neler geleceğini hesaplayamazdı. Zira zaman denilen kavramı kontrol etmek fıtratına tersti.
Kontrol dışı şeylerin ise tek bir getirisi olurdu.
Saf bir korku...
Çatık kaşları ardından gözlerini bana dikmiş olan Cihangir'in karşısında kelimeler kifayetsizdi.
Elimdeki telefonu acele ile kapatıp yüzümden çektiğimde o, bu ani hareketime karşılık sinirle gözlerini yummuştu.
"Sen ne dedin az önce?"
Bir şey demedim canım, sadece Boran'ın kız kardeşine aşık olduğunu söyledim...
"Hiç... Hiçbir şey demedim. Boran, Berfu'yu buraya getirecekmişte-"
Sözümü çok keskin bir tonda kesti, öyle ki aksi bir şey söylesem evde parçalanmadık bir şey bırakmayacaktı.
"Efsun!" Yorgunluk akan gözlerine parmakları ile baskı uyguladı ve ekledi.
"Ya güzellikle söylersin ya da ben gidip Boran'ın ensesine çökerim."İçimde gizlice süzülen tehlikeli bir ses ona gerçekleri söylemem için yalvarıyordu.
Yalan söyleyemiyormuş gibi yap Beria... Güvensin sana.Ve ben her zamanki gibi kendi çıkarlarımı gözetmekten bir an olsun çekinmedim.
"C-Cihan, ben öyle demek istemedim. Yani, yanlış anladın."
Kaşları şaşkınlıkla havaya kalktı fakat bu ifadesi yüzünde olumsuz bir şeylerin habercisiydi.
"Karşımda ilk kez kekeliyorsun..." Sabırsız bir ifadeyle yüzünü sıvazladı ve derince ofladı.
"Yalan söylemeyi beceremiyorsun, söyle işte kendini de beni de yorma."Anında gözlerimi ondan kaçırdığımda balkon kapısında dikilmeyi bırakıp karşımda dikilmişti. Hiç beklemeden çenemden tutup yüz yüze gelmemizi sağladığında kendi kulakları ile duyduğu gerçeği bir kez daha dile getirmiştim.
"Boran, aşık sanırım yani tabii ki de emin değilim. Ben dalga geçiyordum onunla o, zaten hiçbir zaman kabul etmedi..." Küçük bir an duraksadı ve ekledim. "Kendi kendime kuruntu da yapmış olabilirim."
Cihangir, birgün için bu kadar çok şeyi kaldıramamış olacak ki balkona uzunlamasına yerleştirilen koltuğa kendini gelişi güzel atmış ve başını ellerinin arasına almıştı.
Hiç vakit kaybetmeden yanına oturduğumda içten içe neler olacağını düşünmüştüm."Buraya mı geliyorlar?"
Sessizce kafamı aşağı yukarı salladım ve ağzımdan olumlu manada küçük bir homurtu bıraktım.
"Kızma ona olur mu?"
Öfkeli gözlerinin hedefi bu sefer ben olduğumda cesur olmanın şu an için daha iyi olacağına karar vermiştim.
"O, senin en yakın arkadaş-""Sorun da bu ya zaten!" Bir an da bağırdığında oturduğum yerde sıçramıştım.
"Cihangir, emin değilim ki sonuçta."
Sesim kedi mırıltısından farksızdı. Her an bana patlayacak gibi görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fabrikatörün Kızı
Teen Fiction"Yanlış anlamayın lütfen, bir anneye göre çok gençsiniz, bekar mısınız?" Kucağımda ki bebeğin bana ait olduğunu düşünmesine karşılık, utançla dudaklarımı birbirine bastırmıştım. "Aslında bakarsanız-" Yanlış anlaşılmayı açığa kavuşturacakken, belime...