Bölüm 29 'Tehlike Benim'

30.5K 2.3K 384
                                    

gelecek bölüm için kesit paylaşacağım, Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz
İnsta:hqlivelly

🫀🫀🫀

Bir kara bulut vardı. Tüm benliğimi ele geçirmesine izin vermiştim zira kötülük olarak niteledikleri o toz parçacıkları benim, ben olmamı sağlayan yegane parçalardı.

Bir tehlike vardı ve o tehlike bendim.

Kimsenin bana baş kaldırmasına izin vermezdim, kitabımda yoktu bir kere. Elbette yarışmayı, hırslı olmayı severdim fakat işler ilk kez çok daha farklı boyuttaydı. Buse'nin amacı sadece ses yarışmasını kazanmak değildi. O, Cihangir'i de elde etmek istiyordu. Ama iyi ama kötü benim ona rakip olamayacağını göstermem gerekiyordu.

Hile yapmak belki de oyunu kuralları dışına çıkarıyordu ama umrumda bile değildi.

Böyle mi istiyordum? O zaman öyle olacaktı.

İnsanlar çığlık çığlığa çıkışa doğru ilerlerken, hiç rahatını bozmadan ağır ağır kendimi açık havayla buluşturmuştum. Benim aksine diğerleri o kadar korku doluydu ki telaşla itfaiye çağırmışlardı.

Dakikalar birbirini kovalayınca telefonuma düşen çağrı beni kendime getirmiş ve elimde titreyen telefonumla ilgilenmemi sağlamıştı.
Arayan az evvel yanımdan ayrılan sevgilimdi.

"Efendim Cihangir."

"Efsun! Güzelim, iyi misin? Yangın çıkmış, bir şey oldu mu sana, yanına geliyorum şimdi."

Ardı ardına konuşmasına karşılık anlamayarak kaşlarımı çattım ve bulunduğum noktadan biraz uzaklaştım. O, bu kadar kısa sürede bunu nereden bilebilirdi ki?

"Sakin ol..." Ellerimi saçlarımdan geçirdim ve ekledim. "İyiyim ben de senin ne ara haberin oldu?"

Soruma karşılık birkaç saniye sessiz kaldı. Ve ben o an idrak ettiğim şeyle öfkeyle gözlerimi yumdum.

"Peşime adam mı taktın sen!"

İtiraz eder diye beklesem de hiç kendinden taviz vermedi ve gayet açık sözlülükle yaptığınu onayladı.

"Evet."

Yaptığı normal değildi, ben koruma altına alabileceği küçük bir kız çocuğu değildim. Ayrıca bu durumdan haberinin bile olmaması iyice sinirlerimi bozmuştu.

"Pardon, hangi hakla?"

Bu sefer ı da öfkelenmiş olacak ki sesini yükseltmişti.
"Ne demek hangi hakla...? Biz seninle bir yola baş koyduk farkındasın değil mi?"

"Farkındayım Cihangir, ben her şeyin gayet farkındayım. Ama sen benim böyle bir şeyi kabul etmeyeceğimin farkında değilsin belli ki."

Güler gibi bir nefes verdi burnundan. Ve muhtemelen arabasına bindi. Buraya geliyor olmalıydı. "Yo, farkındayım. Zaten bu yüzden peşinde koruma olduğunu senden sakladım."

Bezgin bir şekilde göremeyeceğini bile bile göz devirmiştim. Son zamanlar da neler yaptın Beria? Umarım rezil olmayız...

"Beni çıldırtıyorsun." Hayır yani, iki dakika Buse'nin çaresiz yüzünü izleyerek gülme krizine girecektim. Ona bile izin vermiyordu.

Fabrikatörün KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin