Bu bölümü, gözü yolda bildirim bekleyen sevgili Zişan Özer'e ithaf ediyorum 🫀🫀
Keyifli okumalar dilerim 🥳
•••••••••••
Tehlike anlarında, kafamın içinde şiddetli çan sesleri çalınır ve kapkara bir bulutun omuzlarıma çökmesini sağlardı.
Tıpkı şu an olduğu gibi.
Ne demişti öyle?
Dört yıl öncesinde neler oldu..?
Ona o gece ne anlatmıştım, her şeyi öğrenmiş miydi...
Ayaklarıma, geçmişin tozlu rüzgarı dolandığında bir an sendeleyecek gibi olmuş ve ondan küçük bir adım uzaklaşmıştım. Kalbime anında keskin bir sancı iltica ettiğinde, belli etmemek adına derin bir nefes almıştım.
Dik bakışları hala yüzümde iken tek bir hataya dahi mahal vermemek için altın iplikten örülmüş bir maskeyi üstüme geçirmiştim.
"Niye böylesin?"
Kaşları ağır ağır çatıldı, sorduğu sorunun cevabını alamazken, kirli bir suya itilmeye ben tarafından mahkum edildi.
Anlamış olabilirdi, her şeyi biliyor olabilirdi, benden gizleniyor da olabilirdi.
İhtimaller karşısında Cihangir Maranoğlu dimdik duruyordu...
Yapmam gereken tek şey birkaç usta laf cambazlığı ile onun dikkatini dağıtmak ve bir şeyleri bilip bilmediğini yoklamaktı.
"Nasılmışım?"
"Böyle işte!" Sitemli sesimin altında türlü oyunlar dönüp dolaştı.
"Her olayın, her lafın altında bir şeyler arıyorsun. Her şeyi bir tehdit gibi algılıyor, yetmezmiş gibi de yanında olan herkesi iğne deliğinden geçiriyorsun."Duruşu hiç değişmedi fakat benden bu sözleri işitmeyi beklemediğine emindim. Durmadım ve sözlerime devam ettim.
"Tanışalı sadece dört ay oldu. Ve sen bu dört ay boyunca sürekli beni test ettin..." Gözleri karanlığa olta attı, işte şimdi şaşırmışa benziyordu. Anlamayacağımı falan mı sanmıştı? Beni hafife alması onun açısından hiç iyi değildi.
"Telefonunu bilerek yanımda unutmaların, İdris Maranoğlu'na ait birkaç dosyayı arabada bırakmaların... Aptal mı sanıyorsun sen beni?"Adamı suya götürür, su neydi diyecek hale getirirdim evelallah.
"Şimdi de gelmiş, dört yıl önce neler oldu diyorsun. Her şeyi bir tehlike olarak algılamaktan ya da bir şeyleri kullanmaktan vazgeç artık."
Göğsü bir kere derince inip kalktı. Birkaç saniye sessizliğe büründü, muhtemelen benden böyle bir atak beklemiyordu ve şaşırmıştı, belki de biraz etkilenmiş.
Lacivert gözlerini, benden çekip etrafta gezdirdiğinde ağzının içinden homurdanmıştı.
"Kartları bu kadar açık oynaman sana zarar vermekten başka hiçbir şey yapmaz."Bu sefer kaş çatma sırası bendeydi.
"Ne demek istiyorsun?"
Gece karası saçlarıma düştü zehirli bakışları, ardından dudaklarıma baktı ve sanki panzehrini kaybedecek gibi çekti gözlerini üstümden.
"Günaha teşvik etme beni... Eğer olurda imkansız dile gelirse en çok senin canın yanar."
Eğer olurda sana aşık olursam, çok acı çekersin... Böyle mi demek istedi Beria?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fabrikatörün Kızı
Novela Juvenil"Yanlış anlamayın lütfen, bir anneye göre çok gençsiniz, bekar mısınız?" Kucağımda ki bebeğin bana ait olduğunu düşünmesine karşılık, utançla dudaklarımı birbirine bastırmıştım. "Aslında bakarsanız-" Yanlış anlaşılmayı açığa kavuşturacakken, belime...