Hayat ikiye ayrılırdı. Acı ve tatlı...
Kimisine acı olur, zehir gibi iki gözünden kan akıtırdı; kimisine tatlı olur, bal gibi akar giderdi.
Hayat benim için, Alaska Körfezi misali ortadan ikiye keskin bir sınırla ayrılmıştı. Acı ve tatlı birbirine karışmıyordu.
İstanbul'a döneli bir hafta olmuştu. Bu süre zarfında anne ve babam uzun bir nutuk çekmiş fakat tatile gittiğimi sandıkları için çok da üzerinde durmamışlardı.
Şimdi ise Hare'nin beni üstün körü sarsması ile gözlerimi karanlık odamda açmıştım.
Kaşlarım anlam veremez bir ifade ile çatıldığında, çatallaşmış sesimle fısıldamıştım.
"Kafayı mı yedin gerizekalı! Gece gece niye uyandırıyorsun beni?"
Hare, büyük bir stresle dudak etini ısırmış ve ağlamaklı bir ifade ile sorumu cevaplamıştı.
"Abla, uyan lütfen... Sınav sonuçları açıklanmış."
Gözlerinden bir an da patır patır gözyaşı aktığında, yattığım yerden doğrulmuş ve sırtımı yatak başlığına yaslamıştım.
"Ee? Sonuç neymiş?"
Derince yutkundu ve uzattığı tırnaklarını ağzına götürüp hiç acımadan dilleriyle kopardı.
Panikten ölecek kıvamdaydı."Bilmiyorum ki?"
Tek kaşım sorgulayıcı bir ifade ile havalandığında, o hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı.
"O zaman niye ağlıyorsun?"
"Korkudan bakamıyorum ki sonuca, sen bak lütfen."
Elleri titriyor, gözlerinden ardı ardına kesilmez yaşlar akıyordu. Derin derin nefes alıp kendini sakinleştirmeye çalışıyordu fakat işe yaradığını pek sanmıyordum.
Gencecik çocukların tek bir sınav uğruna takındıkları korku içten içe üzülmemi sağlamıştı.
"Tamam, azıcık sakin ol. Tüm sene kafanı kitaptan kaldırmadan çalıştın... Kötü sonuç gelmesi imkansız."
Kafasını hızla iki yana salladı ve dediklerime itiraz etti.
"Az önce Büşra aradı. Kız felaket çalışıyordu. Ama mezuna kalacağım diyerek ağlıyordu."En kötüsü de buydu işte, deli gibi çalış bazı şeylerden ödün ver fakat sonuç istediğin gibi olmasın.
Hare'nin heyecanı yavaştan yavaşa bana da bulaştığında, meraktan çatladığım için dayanamayıp yataktan kalkmıştım."Annemler uyuyor mu?"
Kafasını olumlu manada salladığında, çok geçmeden odamdan çıkmış ve hemen çaprazımda kalan Hare'nin odasına girmiştik.
Hiç vakit kaybetmeden masasına oturduğumda, kapalı bir şekilde duran dizüstü bilgisayarı açmıştım.
"Abla, ya sonuç kötü gelirse?"
"Bir daha denersin."
Bu fikir hoşuna gitmemiş gibi derince oflamış ve odasının içinde dört dönmüştü.
Safariye girip, ÖSYM'nin sayfasına giriş yapmıştım fakat sonuç daha yeni açıklandığından ötürü olsa gerek sayfa yüklenmemişti.
Ve bu durum Hare'nin daha da heyecanlanmasını sağlıyordu."Yeter! Sakin ol biraz. Ucunda ölüm yok bu işin-"
"Var, ucunda ölüm var. Eğer istediğim gibi bir sonuç gelmezse babamların baskısını düşünebiliyor musun... Ya da mezun öğrenci psikolojisini?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fabrikatörün Kızı
Teen Fiction"Yanlış anlamayın lütfen, bir anneye göre çok gençsiniz, bekar mısınız?" Kucağımda ki bebeğin bana ait olduğunu düşünmesine karşılık, utançla dudaklarımı birbirine bastırmıştım. "Aslında bakarsanız-" Yanlış anlaşılmayı açığa kavuşturacakken, belime...