• Bu bölümü günün mimarisi olan Buse Çağlar ve Pınar Bostan'a ithaf ediyorum. Sizi çok seviyorum ❤️
Bu arada bu bölüm 23 Mayıs 2019 gününe ait.
Keyifli okumalar dilerim 😻
~~~~~~~~~~~Günah karası bir mürekkep tutuşturdular elime, bembeyaz sayfayı tövbeye boya dediler.
Ve ben yine boyun eğip, geçmişi döktüm sayfalara.
Zaman ikiye katlandı, gelecek geçmişe iltica etti.
Bana yine pusu kuruldu, ölüm emri her gece kabuslarıma zincir taktı.O simalar gözümün önünden hiç gitmedi.
Koskoca 365 gün geçti... 12 ay bana zehir zemberek oldu. Ama o kan kokusu beni terk etmedi. Yine takvim yaprakları kopup gitti, o gün de durdu.
Bugün o gün... Bugün 23 Mayıs.
Ben Efsun Beria Çakas, 23 Mayıs gecesi arkadaşlarıyla gittiği Fatma Turgut konserinde acımasızca katledilmiştim... Ölümüme çeyrek kalmıştı.
Çiçeklere toprak altından bakmama sadece milim kalmıştı... Ta ki lacivert gözlü adam gelene kadar.
Her şey zihnimden uçup gitsin istiyordum ama asla gitmesin diye de acıdan kıvranıyordum. Neydi bu hasta kalbime giren sancı, bunun benim sözlüğümde bir karşılığı yoktu.
Hayrandım sanırım ona.
Hiç düşünmeden beni kurtarmaya gelişine...Şimdi ondan geriye bana bir çift lacivert göz ve boynumdan sarkan bir kolye kalmıştı.
Ve bildiğim tek bir şey vardı; bu hikayenin mazlumu da bendim, yanıp küle dönecek olanı da...
Efsun Beria Çakas.
"Efsun Hanım, bugünlük bu kadar yeter."
Karşımda oturan kadının sesiyle gözlerimi ona çevirmiş ve elimin altında ki kağıdı ikiye katlayarak ona vermiştim.O günden sonra geldiğim yüz sekizinci psikolog randevumdu... Yüz sekiz.
Dile dökmediklerimi, yazıya döküyordum sırf bir gece rahat uyuyabilmek için."Nasıl hissediyorsunuz kendinizi?"
Yüzümü buruşturdum bu soruyla, tam 365 gündür istisnasız her gün duyuyordum.
"Boşlukta gibiyim, tek istediğim şey uyumak ama onu da yapamıyorum." Gözlerimi her kapadığımda beni öldürüyorlar diyemedim.
"Kabuslarınız hala devam ediyor anladığım kadarıyla."
Onaylamak adına ağır ağır başımı salladım.
Karanlığa her mahkum oluşumda, idam ediliyordum. Ve acı feryatlarla uyanmak zorunda kalıyordum. Aylardır doğru düzgün uyuduğum gün sayısı bir elin parmağını geçmiyordu."Peki, ilaçlarınızı içiyor musunuz?"
Psikolojim düzelsin de bir umut eskiye döneyim diye tonlarca ilaç içiyordum fakat etki etmiyordu. Bu illet ilaçlar hiçbir işe yaramıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fabrikatörün Kızı
Teen Fiction"Yanlış anlamayın lütfen, bir anneye göre çok gençsiniz, bekar mısınız?" Kucağımda ki bebeğin bana ait olduğunu düşünmesine karşılık, utançla dudaklarımı birbirine bastırmıştım. "Aslında bakarsanız-" Yanlış anlaşılmayı açığa kavuşturacakken, belime...