Bölüm 19 'Dört Rakamına Asılan Geçmiş'

47.6K 2.5K 561
                                    

İnsanların içinde kopan fırtınalar, tüm evlerin çatısını uçurur fakat evin içinde yaşayan insanlar bunu görmezden gelerek, yağmurun ve karın odaları doldurmasına izin verirdi.

Ve düşünürlerdi ki yağmur elbet kuruyacak, kar elbet eriyecek.

Fakat atladıkları bir nokta vardı. Evin içi rutubet dolacak ve küf tutan her bir duvar zamanla yıkılacaktı.

Odada yalnız bıraktığım Nil'e kaydı hayasız bakışlarım.
Onu orada bir başına bırakmış ve kapıyı kapatmıştım. Gitmemi isteyen kendisiydi fakat ben, onun evinin içinde ki duvarların yıkılmasını isteyecek biri değildim. Ve buna da izin vermezdim.

Küçük adımlarla katta bulunan asansöre doğru ilerlemiş ve sol köşede duran butona basmıştım.
Çok geçmeden asansör geldiğine dair küçük bir ses çıkarmış ve kapılarını açmıştı.

Cihangir'in oda numarasını tuşladığımda, aynadaki yansımamdan kendime bakmıştım.

Dün geceden sonrası benim için pek yoktu.
Kendimi tutamamış ve sarhoş olmuştum. Bu da yetmezmiş gibi neler yaptığımı hatırlamıyordum.
Dua et de adamın üstüne atlamış ol Beria...

Ve sanırım en korktuğum şeylerden biri de buydu.
Sarhoşken ben, ben olmuyordum. Arsız bir çapkınlık üstüme oturuyor ve başıma olmadık belalar açıyordum.
Şu an için tek duam Cihangir'i ürkütecek hiçbir şey yapmamış olmaktı.

Asansör, Cihangir'in odasının olduğu katta durduğunda hiç beklemeden oraya doğru ilerlemiştim.

Beyaz kapısının hemen sol üst köşesinde ki yazıya gözlerim kaydığında, gülümsememek için zor tutmuştum kendimi.

'Kardiyoloji Uzmanı Dr. Cihangir Maranoğlu.'

Henüz 29 yaşında iken uzman ünvanını ismin önüne almış olması, onun tuttuğunu koparan biri olduğunun en büyük ispatlarındandı.

Elimi havaya kaldırıp,tam iki kere kapıya vurduğumda çok geçmeden onun sesi duyulmuştu.

"Gel!"

Odanın kapısını açıp, görüş açısına girdiğimde uğraştığı kağıtlardan başını kaldırmış ve bana bakmıştı.

Gözüne taktığı dinlendirici gözlükler, üzerine giydiği beyaz önlüğü ve boynuna astığı stetoskop ile oldukça havalı ve karizmatik görünüyordu.

Beni burada görmeyi pek beklemiyor olsa gerek biraz şaşırmıştı.
Hastalıktan gebersen de kontrole gelmediğin için olabilir mi Beria...

Onu umursamadan masasının önüne koyulan, deri kaplama koltuklardan birine oturmuş ve gözlerimi ona dikmişti. Lacivert gözleri, benden bir an olsun ayrılmaz iken de konuşmuştum.

"Tekrar tedavi olmak istiyorum."

Gözüne taktığı gözlüğü, tek eliyle çıkarıp masasının üstüne bırakmış ve tüm ilgisini bana yöneltmişti.

"Fikrini değiştiren şey nedir?"

Burada duygusal bir konuşma yaparak, geleneği yerine getirebilirdim fakat duygusallık pek bana göre değildi.

"Ölmek için fazla güzelim... Gayet makul bir sebep bence."

Dudağı kısa bir an kıvrılacak gibi olsa da kendini engellemişti.

Fabrikatörün KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin