Bölüm 42 'Bebeğin Beşiği Çamdan'

3K 452 56
                                    


Karanlıktı.

Soğuktu.

Issızdı.

Koca bir saraydaydım, oldukça gösterişli olan bu saray bana yabancıydı. Varaklarla döşenmiş tavanları devasaydı, bu ütopik dünyada benden başka kimse yoktu.

Fakat bir ses vardı.

Tanıdık bir ses, içli içli ağlayan bir ses...

"Bebeğin beşiği çamdan.

Yuvarlandı, düştü damdan.

Bey babası gelir şamdan."

Yüreğim beni nereye götürüyorsa oraya doğru adımladım zira bu verdiğim en doğru karardı. Yolun sonu aydınlanıyor gibiydi.

Yalpalaya yalpalaya ilerlerken kulağımdaki ses bir türlü gitmiyordu, öyleki yanına gelmemi istiyor gibi ağıt yakıyordu. İçimi böylesine dağlayan sesin sahibini, dahası neden bu bebek ninnisini sanki bir selaymış gibi okuduğuna anlam veremiyordum.

"Kızlar gelin çaydan geçek.

Çay bulanık nerden içek.

Bebek ölmüş nere gidek."

Düştüm, kalktım. Dizlerim kanadı, silkeledim. En sonunda ise arkası bana dönük bir kadınla karşılaştım. Bu ninniyi söyleyen oydu. Geldiğimi hissetmiş gibi omzunun üstünden bana baktı. O an ise gördüğüm tanıdık yüzle sarsıldım.

"Seher anne..." üzerinde altın sarısı bir elbise vardı. Sırtını bir ağacın gövdesine yaslamış içli içli ninni söylüyordu. Beni burada gördüğüne ise hiç şaşırmamıştı.

Adımlarımı hızlandırıp yanına ulaştığımda ise artık tamamen görüş açımdaydı fakat beni asıl dumura uğratan kollarındaki bebeklerdi. İki kolunda da henüz yeni doğmuş, küçücük bebekler vardı.

Nedensizce bebeklere bakarken burnumun direği sızlamıştı, ağladım ağlayacaktım fakat bu hissiyatın sebebini anlayamamıştım.

"Bebek beni deleyledi.

Yaktı yıktı kül eyledi.

Her kapıya kul eyledi."

Seher annenin önünde diz çöktüğümde bilir gibi gülümsedi. Uzun uzun yüzümü süzdü ve gözlerini kucağındaki bebeklere çevirdi. Ve kanımı dondurmaya yeminli gibi bebeklerden birini bana uzattı.

"Al oğlunu." Bir an dahi tereddüt etmeden kar gibi bembeyaz olan bebeği kucağıma aldım fakat bazı şeyleri idrak etmekte zorluk çekiyordum.

"O-oğlum mu?"

Kocaman gülümsedi. Ve başını ağır ağır salladı. "Cihangir'ime benziyor."

"Benim oğlum mu var?" Kucağımdaki bebek bu anı bekliyor gibi gözlerini açtığında ise tanıdık gelen lacivertler zihnimi zincirlemeye yetmişti.

Fabrikatörün KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin