Hey sen!
Şu minici yıldızı aydınlatmadın sanki. Bak bakayım tekrardan, unuttun değil mi? Olsun, haydi hemen aydınlat.Bebitolarım, bol yorum istiyorum. Sizin satır arası yorumlarınız, bölüm hakkındaki düşünceleriniz beni oldukça motive ediyor. Bu yüzden yorumlarda buluşalım.
Keyifli okumalar dilerim 🌸💖
...
Bazı insanların ar damarı çatlamış, yüzünün perdesi kalkmıştı. Bunlardan biri de kapıyı arkasından hırsla çarpan kadındı. Ağzının payını iyi verdiğimi düşünüyordum.
"Güzel bir gövde gösterisiydi."
Cihangir'in eğlenen sesine karşılık göz devirdim ve omzuna koyduğum elimi çektim. Masasının karşısındaki koltuğa geçerken konuştum.
"Hadsiz! Bir de gelmiş buraya, mesajıma niye dönmedin diyor." Sabır çeker gibi derin bir nefes vermiştim. İşaret parmağımı uyarır manasında Cihangir'e doğru sallamıştım, bir bana bir parmağıma baktı. "Olur da tekrar karşına çıkarsa bana direkt söylüyorsun."Gözlerini baydı. "Bırak şimdi şu kadını, gereksiz meselelerin gündemimizde yeri olmasın." Gözündeki dinlenme gözlüğünü oldukça karizmatik bir hareketle çıkardı ve tüm dikkatini bana verdi. "Aslında seninle bir şey konuşmak istiyordum."
Tek kaşım havalandı, merakla yüzünü taradım. "Sendeyim."
"İki hafta sonra, Lider'in bir daveti olacak. Önceleri annem ilgilenirdi bu işlerle..." kısacık duraksadı. "Babam, onun yokluğunu insanlara hissettirmek istemiyor olsa gerek, geleneği devam ettiriyor."
"Ve?"
"Ve ben istiyorum ki o gece, sıradan bir gece olmasın..." Sesine ölümün varlığı indi, bir kan birikintisi avuç içlerinde birikti, lacivertlerini tehditvari bir şekilde bana dikti.
"Bir planın var?" Onu iyi tanıyordum. Durduk yere böyle konuşmazdı, bir planı olduğu belliydi fakat daha çok intikam yemini ediyor gibiydi.
Kafasını gayri ihtiyari salladı. "Birilerinin Lider'e dur demesi gerekiyor." Kısa bir an gözleri dalıyor gibi oldu. "Babamdan sonra saltanatı devralacağım ve asıl yöneticinin kim olduğunu herkese göstereceğim."
Kaşlarım çatıldı, babasının yerine geçmesini istemiyordum. Onun Lider olması demek daha çok tehlikenin bizi beklemesi demekti. Seher Maranoğlu, ölmeden önce beni bunun için uyarmıştı. Oğlunun da babası gibi olmasını istemediğini o kadının gözlerinde görmüştüm.
"Cihan..." dedim, sebepsizce kırgın çıkmıştı sesim. "Annen böyle yapmanı istemezdi." Lacivertleri bir ok gibi bana döndü. Bunu söylememden hoşlanmamıştı.
"Annemi benden alanlar çok geçmeden Berfu'ya da el uzatır, bir sonraki hamleleri de sen olursun." Tüylerim diken diken oldu.
Başını hiddetle iki yana salladı, sanki kendine bir şeyleri kanıtlamak istiyor gibiydi. "Bunu yapmaya mecburum, yoksa babam belki Berfu'yu değil ama senin canını umursamaz." Gözlerimde ne gördü bilmiyorum ama anında ayağı kalktı ve masasının etrafında dolanıp oturduğum koltuğun önünde diz çöktü. Elleri ellerimi buldu ve hiç beklemeden avuç içimi öptü.
"Kendi canımdan öte senin canın. Sakın korkma, sana bir şey olmasına izin vermem."
"Ölmekten korkmuyorum." Bunu zaten biliyor olmalıydı. "Ben, gerimde bırakacaklarımdan korkuyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fabrikatörün Kızı
Teen Fiction"Yanlış anlamayın lütfen, bir anneye göre çok gençsiniz, bekar mısınız?" Kucağımda ki bebeğin bana ait olduğunu düşünmesine karşılık, utançla dudaklarımı birbirine bastırmıştım. "Aslında bakarsanız-" Yanlış anlaşılmayı açığa kavuşturacakken, belime...