Multi: Bölüm şarkımız, son sahnede açabilirsiniz
Yıldızı aydınlatmayı unutmayalım bebitolarım 🫶🏻
Gördüğüm mesajın etkisiyle gözüme bir öfke perdesi inmiş ve hızlıca bakışlarımı Cihangir'e çevirmiştim. Önce ekrandaki yazıları okumuş ardından ise yutkunarak bana bakmıştı, tepkimden çekinir gibi bir hali vardı.
"Gidecek değilim tabii ki de öldürecek gibi bakma yüzüme."
"Sence tek sorun bu mu Cihan!" Dişlerimin arasından tıslarcasına konuşmama karşın o, paniğe kapılmıştı.
"Gözünü sevdiğim benim ne suçum günahım var..." Nasıl bakıyorsam artık anında gözlerini kaçırmıştı. Cihangir, şu an benden korkuyor olabilir miydi.
"Öldürecek gibi bakmazsan bana sevinirim."Birkaç saniye derin derin nefesler almış ve hırsla ayağı kalkmıştım. O, oturduğu yerden tüm hareketlerimi izliyordu.
"Kahve içmeye çağıracak yüzü nereden buluyor bu şirret..." Gözlerimi kısıp şüpheyle onu süzmüştüm. "Yoksa siz zaten görüşüyor musunuz."Anında itiraz etti. "Senle evlenmek nasip olmasın ki yok öyle bir şey." Hala şüphe duyarak ona baktığımı fark etti ve ekledi. "Bak çok büyük yemin ettim, bunun bir tık üstü yok."
"Seni şu an boğasım var Cihan."
"Öperek mi?"
Dehşetle yüzüne baktığımda o, hemen susmuş ve dudaklarına hayali bir fermuar çekmişti. "Şu sinirime rağmen benimle dalga geçebiliyorsun ya cidden pes sana."
Elimden tutarak beni az önce kalktığım yere, yanına çekmiş ve oturmamı sağlamıştı. "Ulan ben ne yaptım, zaten her gün yanındayım. Senden gizli gizli mi görüşeceğim Buse'yle."
Şaşırarak yüzüne baktım, neye şaşırdığımı anlamadı.
"Bir de Buse?" Kafamı alayla aşağı yukarı salladığımda bu sefer kaş çatma sırası ondaydı."Ne diyeyim Efsun ne istersin; biraderim, bacanağım, kayınçom... Hangisi hoşuna gider?"
Bir bacağımı sallamaya başladığımda o, buna mani olmak adına salladığım bacağıma elini koymuştu. "Çek şu elini kolunu." Bacağıma koyduğu elini ittiğimde bu sefer de o, yavaştan sinirleniyordu.
"Efsun!" Sesi uyarıcıydı.
"Ne Efsun ne, sus sinirliyim."
"Her sinirli olduğunda beni niye kendinden uzaklaştırıyorsun kızım." Aksi sesine karşın bana biraz daha yaklaşmış ve az önce iteklediğim eliyle çenemi tutup ona bakmamı sağlamıştı, şimdi göz gözeydik.
"Önce şu konuda bir anlaşalım yavru panter..." Seviştiğimiz günden beri bana bu hitapla sesleniyordu. Sesimi çıkarmadan onu dinlediğimde devam etti.
"Senden başkası yok, olmadı, olmayacakta. Yanımda yamacımda başka bir kadının varlığını hissettiğin an da o patiklerini çıkarmayı bırak."O, böyle konuşunca anında durulmuş ve içimdeki kıskanç kadını bastırmaya çalışmıştım. Cihangir'in bendeki yeri öyle çoktu ki değil onu paylaşmak, başka birinin göz ucuyla bakması dahi kanımı fokurdatıyordu. Oysa önceleri kıskançlığın çok gereksiz bir duygu olduğunu düşünür ve birbirini kıskanan çiftleri küçümserdim. Şimdilerde ise onu gözümden dahi sakınıyordum.
Küçük, mızmız bir kız çocuğu gibi omuz silkmiştim. "Elimde değil..." Biraz duraksamış ve eklemiştim. "Özür dilerim, sana da çıkıştım." Elini ittiğimde üzüldüğünü fark etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fabrikatörün Kızı
Teen Fiction"Yanlış anlamayın lütfen, bir anneye göre çok gençsiniz, bekar mısınız?" Kucağımda ki bebeğin bana ait olduğunu düşünmesine karşılık, utançla dudaklarımı birbirine bastırmıştım. "Aslında bakarsanız-" Yanlış anlaşılmayı açığa kavuşturacakken, belime...