21.Hilal

697 12 4
                                    

Günler geçiyordu. Jacob ise ortalarda yoktu. Leah ve Seth günlerdir gidebileceği yerlere bakmışlardı.Sue onlar için endişeleniyor ve gecelerdir hiç uyumuyordu. Charlie ise onun endişeli halinin farkındaydı ama Sue ona hiçbir şey anlatmıyordu. Bu durumun gizli kalmasını istemişlerdi. Billy ve Sam dahil hiç kimse onların Jacob'ı aramaya gittiğini bilmiyordu. Bu durumdan Rolf, Seth, Leah ve benim dışımda kimse haberdar değildi. Rolf onlar gittiğinden beri her gece benim yanımdaydı. Sürüdekilerin evin etrafında olmasını istemiyordu. Özellikle de Raul'ün. Cama yöneldim. Hava sıcaklığı mevsim normallerinin altında seyrediyordu. Dışarısı oldukça soğuktu. Kurtlar bile az da olsa üşüyorlardı. Gökyüzü açıktı ve inanılmaz bir rüzgar vardı. Cama yaklaşıp pencereyi açtım. Rüzgar bedenime işledikçe haftalar önce hayatımdan kaybolan Güneş aklıma geliyor ve daha fazla üşümeme neden oluyordu. Karanlık gökyüzü sanki her geçen gün biraz daha kararıyor ve Ay ışığı daha da belirginleşiyordu. Başımı hafifçe yukarı uzatıp evin arkasından gelen ışığın olduğu yöne döndüm. Tam sekiz gün geçmiş olmalı. İyice küçülüp hilal şeklini alan beyaz kelebekte bunun en büyük kanıtı. Tam yirmi gün sonra Jacob gideli bir ay olucak. Dolunayda tam bir ay... buna nasıl dayanıcam.

"Ness,gelebilir miyim?"dedi Sue kapıyı aralayarak.

"Tabi ki."

"Nasılsın?"

"Bildiğin gibi."

"Leah gitmeden önce seni ara ara kontrol etmemi söyledi. Jacob'ın gitmesi seni çok sarsmış."

"Evet, kendimi hiç iyi hissetmiyorum ama merak etme kendime dikkat ediyorum."

"Belki de John Uley'e bir görünmelisin. Biliyorsun o bir doktor ve bizden biri."

"Rolf iki gün önce beni babasının yanına zorla götürdü ve John'da bu bitkinliğin nedenini çözemedi. Araştırıyor."

"Ohh, tatlım. Yapabileceğim her hangi bir şey var mı?"

"Charlie'nin yanında ol yeter. Bu durumdan haberi olmasa iyi olur. Endişelenmesini istemiyorum. Tabi annemleri telaşlandırıp buraya çağırması da hiç hoş olmayabilir."

"Haklısın."dedi Sue ve yan yana oturduğumuz yataktan kalkıp kapıya yöneldi. Tam kapının tokmağına uzanmışken omzunun üzerinden başını çevirerek bana baktı.

"Merak etme Ness, Leah ve Seth onu bulup geri getireceklerdir."

"Sen bunu nerden biliyorsun?"

"Leah giderken söyledi. Merak etme hiç kimseye söylemedim."

"Teşekkür ederim Sue."

"Renesmee aslında ben sana başka birşey söyleyecektim ama nasıl söylemem gerektiğini bilmiyorum."

"Devam et Sue, içinden geldiği gibi davran."

"Şey, belki de Leah ve Seth seni aradıklarında dönmelerini söylemelisin. Gitmesi ikiniz içinde daha iyi bir olasılıktır belki. Ness aslına bakarsan bunları söylemek istemedim. Ben sadece çocuklarım için endişeleniyorum. Başlarına bir şey gelirse yaşayamam. Sen dönmelerini söylersen geri geleceklerdir."

"Seni anlıyorum Sue. Tamam onlara geri dönmelerini söyleyeceğim,merak etme. Hem bende onları merak ediyorum."

Sue kapıyı kapattığında cama tekrar yöneldim. Benim yüzümden hayatlarını yok pahasına hiçe saymalarına göz yumamazdım. Bu bencillik olurdu. Aslında ben bu bencilliği günlerdir yapıyordum. Annem ve babam,sonra diğerleri Afrika'da peşime takılan o yabancıyı arıyorlardı. Günlerdir onlardan da haber alamıyordum. Tabi birde Rolf,o da benim yüzümden tehlikedeydi. Ağaçların arasına baktım. Orada yatıyordu. Eminim John onu çok merak ediyordur. O an Rolf'ün arkasında bir karartı gördüm. Hemen etrafı kolaçan edip camdan aşağı atladım. Dengemi kaybetmiş olmalıyım ki bacağımın üzerine düştüm ve canım acıdı. Sanki yeteneklerimi kaybediyor gibiydim. Buna pek aldırmadım ve yolun karşına geçip Rolf'ün yanına gittim. O karartı Raul'den başkası değildi. Görünmeden onları dinlemeye başladım. Rolf insana dönüşmüş kardeşi ile kavga ediyor gibiydi.

GÜNEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin