“Renesmee iyi misin?”
“Bir şey gördüğümü sandım. Ama yanılmışım. Neyse boşver.”dedim üzgünce. Rolf ormana kısa bir bakış attı. Daha sonra da kaldığımız yerden konuşmamıza devam ettik.
“Renesmee birbirimize yardım edebiliriz.”
“Eğer herşeyi anlatırsak.”
“Evet sanırım bu mümkün olabilir.”
“İlk başlayan neden sen olmuyorsun?”
“Peki tamam.Raul yaklaşık olarak iki sene önce dönüşümünü tamamladı. Kendini kontrol edemiyordu. Öfke bedenini ele geçirmişti. Babam onu asla hakimiyeti altına alamıyordu. Tam anlamıyla bir canavara dönüşmüştü. Güçlü yaratıldığı için kendini herkesden üstün görmeye başlamıştı. Herşeyi yapabileceğini zannediyordu. Öldürmekten de zevk almaya başlamıştı. Sınıfdaki bir kızı sırf ona yüz vermedi diye gece arkadaşının evinden dönerken onu öldürdü. Daha sonra kavga ettiği bir polisi. Olaylar kaza gibi görünsede hep taşınmak zorunda kaldık. Raul kendine bir oyun bulmuştu. İntikam. Kendini yenilmez görüyordu. Ve onu durdurmak neredeyse imkansızdı. Taki o geceye kadar. Annemi öldürene kadar.”
“Ne anneni Raul mü öldürdü? Bu nasıl olabilir? Annesini nasıl öldürebildi?”dedim şaşkınla. Rolf’ün bakışı bana beş yıl önceyi hatırlatmıştı. Bunu ben mi soruyordum ona. Ben de annemi öldürmemiş miydim?
“O gün ne oldu?”
“Babam hastahanede nöbetteydi. Raul de yine dışarıdaydı. Annem ve bende uyumak üzereydik. Odamda öfkemi kontrol altında tutmaya çalışıyordum. Annemin öğrettiği teknikleri uyguluyordum. Kanada’ya yeni gelmiştik. Beni arkadaşlarımdan ayırdığı için ona çok kızgındım. Annem o gelmeden sakinleşmem için yalvarmıştı. Onu dinledim. Bu hayatta doğru yaptığım tek şey onu dinlemekti zaten. Tam öfkemi uzaklaştırdığım anda kapıyı birinin zorladığını duydum. Camdan kapının önüne doğru baktığımda genç yakışıklı bir adam olduğunu gördüm. Kapıya doğru yavaşça ilerledim. Ben kapıya yanaştığımda dışarda bir hırlama sesi duydum. Genç adamın annemi ısırmaya çalıştığını gördüm. Raul gelene kadar onun bir vampir olduğunu anlamamıştım.Raul boğuşmanın tam üzerine gelmiş ve annemin üzerindeki adamın üstüne atlamıştı. Annem yerde yatarken Raul adamı parçalara ayırmaya çalışıyordu ama vampir onu öldürmek üzereydi. Hemen yerde yatan annemin yanına koştum. İyiydi. Yavaşça başını hırıltıların olduğu yöne çevirdi. Birden yerinden kalktı ve kendini kavganın ortasına attı. Hiçbir şey yapamıyordum çünkü bana da bir şey oluyordu. Raul vampirin kafasına yöneldiği anda kan emici gözden kaybolmuştu. Raul’ün koca dişleri arasında annemin kafası vardı. O an öfke benim de bedenimi sardı. Bir anda kendimi kardeşime saldırırken buldum. Gücü ilk kez o gece hissettim ve durdurulamayacağını da. Tüm öfkemi Raul’ün kemiklerini kırarak çıkarmıştım. Uzun süre kendine gelemedi. Tabi bende öyle. İşte o günden sonra ne o eskisi gibi oldu ne de ben.”
“Ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Bu seni çok üzmüş olmalı.”
“Evet üzdü. Ama Raul’e olan öfkem üzüntünün hep önüne geçti. Annem beni sakinleştiren tek insandı. Sanki bu günler için bana sürekli sakin olmamı söylüyordu. Ama o teknikler asla işe yaramıyor. Beni sakinleştiren tek şey annemdi. Taki seni tanıyana kadar.”dedi Rolf ve başını bana çevirdi.
“Ben mi?” dedim. Gözlerim yuvalarından fırlayacaktı sanki.
“Anneme o kadar benziyorsun ki. Özellikle de ses tonun. Seni tanıdığım andan beri bana iyi geldiğini biliyorum. Sanırım o gece Raul’ün seni öldürmemesinin sebebi de anneme olan benzerliğindi. Tabi bir de Jacob ile olan yakınlığın. Sana bir şey olsaydı bizi yaşatmazdı.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ
FantasyGüneş bedeninizi yakabilir. Peki ya ruhunuz? O da yanarsa yaşayabilir misiniz? Tüm acılar ruhunuzu acıtabilir,ama onun sizden bir farkı var. Ruhunun acısı bedenini kaplamış. Gözle görülebilir bir acı... Renesmee Carlie Cullen... Bu hikayeyi çoğumu...