3.ÖZLEM

816 23 9
                                    

“Hemen geliyorum Jasper” dedim.

Annemle babam hariç herkese adıyla hitap ediyordum. Carlisle ve Esme bunun alışmam için daha doğru olacağını söylemişlerdi. Bense seve seve kabul etmiştim çünkü akraba ilişkilerindeki hitap şekilleri bu aileye pek de uygun değildi. Bir kaç yıl sonra muhtemelen aynı yaşta görüneceğim insanlara hala veya amca demek dışarıdaki insanların ruh sağlığı için iyi olmazdı. Ben odamda kendi kendime sırıtırken aşağıdan babamın sesiyle irkildim.

“Sanırım Charlie dedeni ve Forks’daki arkadaşlarını özlemedin. İstersen yılbaşı planımızı iptal edebilirim Renesmee” babamın sesi biraz sert çıkmıştı.

Birden kendime gelip aşağı inmeye karar verdim. Dedemi ve Jacob’u çok özlemiştim ve aylar sonra onları ziyarete gidiyorduk. Aşağı doğru inerken Forks’dan ayrılma kararı aldığımız o gün gelmişti aklıma. Birden annemin buz gibi kollarını omzumda hissederek düşüncelerimi kaybettim

“ Artık eskisi kadar doğduğun eve gitmek istemiyor musun tatlım. Kaç dakika oldu seni bekliyoruz yoksa burada mı kalmak istiyorsun.”

Annemin sesi biraz üzgün çıkmıştı. O da en az benim kadar dedemi özlemişti ve olabildiğince çabuk Forks’a varmak istiyordu. Onun neşesini yerine getirmek için hemen boynuna sarıldım.

“ En az senin kadar oraya gitmek istiyorum anne. Dedemi çok özledim ve diğerlerini de tabiî ki. Sadece düşüncelere dalmışım o yüzden geciktim çok özür dilerim” dedim boynumu bükerek.

Bu tavırlarıma dayanamayacaklarına adım gibi emindim en başta da babamın. Emment yanıma gelerek beni annemin kollarından hızlıca kendine çekip sarıldı ve babama bakış atarak

“Sanırım düşüncelerinin güvende olması ve can sağlığın için Forks’a kadar bizim arabada olmalısın” dedi ve beni çekiştirerek arabanın arka kapısının yanına getirdi.

Annemin sinirle “Emmett!” diye bağırdığını duyduğum da çoktan arabanın arkasında yerimi almıştım. Nedenini pek anlamasam da Emmett’ın bu dâhiyane fikri hoşuma gitmişti. Babamın eski anılarımızı hatırlayıp biraz da olsa üzüldüğümü hissetmesini istemiyordum. Emmett’ın bunu düşünerek böyle bir teklif yaptığını hiç sanmıyorum. Aslında merakta etmiştim niye böyle bir şey yaptığını ve aklından geçenleri ama çok da üstünde durmadım nasıl olsa yakında kokusu çıkardı. Tekrar kafamın içindeki anılarıma geri döndüğümde üç yıl önce Forks’dan ayrılma kararı aldığımız o günlerin beynimin tam orta yerinde tazeliğini koruduğunu gördüm. Bazen bu yeteneğimi hiç sevmiyorum. İstemediğim anılarımı tekrar yaşıyormuş gibi oluyordum. Tekrar tekrar ve tekrar acı çekmeme neden oluyordu. Aynı Portland’a yerleşme kararı aldığımız o günkü gibi.

       Annem beni karşısına alıp konuşmaya başlamıştı. Küçük kulübemizdeki odamda yatağımın kenarına oturup saçlarımı okşayarak konuşmaya başlamasını kafamın içinde santim santim her ayrıntısına kadar görebiliyordum. “Bak tatlım dedenden ve Jacob’dan ayrılmak istemiyorsun biliyorum ama sen çok hızlı büyüyorsun ve etraftaki insanlara bunu açıklayamayız” dediğinde o zaman içimde tutuşan yangın tekrar alevlenmişti. “Ama anne dedem benim bu durumumun farkında ve gittiğimiz yerlerde de insanlar olacak onlar da bu farklılığı anlayabilir.” Bu cümleleri kurduğumda annemin mazeretlerinin daha bitmediğini anlamıştım. “Bak Renesmee, Carlisle ve Esme uzun yıllardır burada ve bildiğin gibi onlar olmaları gereken yaştan çok genç görünüyorlar. İnsanlar tuhaflığı fark etmeye başladı. Ayrıca deden ne kadar bazı gerçekleri biliyor olsa da bu kadarını kaldıramayabilir yani en azından etrafındakilere bunu açıklayamaz. Bunları biraz düşün. Gitmemiz ailemizin güvenliği için gerekli Renesmee ve senin yaşamında hiçbir şey değişmeyecek. Buraya sadece dört saat uzaklıkta ve istediğin zaman yani büyümen biraz yavaşladığında demek istedim tatlım buraya gelebilirsin. Senin için zor olduğunu biliyorum ama bunu yapmak zorundayız.” Annem çok üzgün görünüyordu. O da en az benim kadar buradan ayrılmak istemiyordu ve ikimizin de acı çektiği yüzlerimizin her santimetre karesinden belliydi. Bu hüzün biraz da benim içindi çünkü ben son bir buçuk yılda Jacob’a çok alışmıştım. Her saniyem onunla oyunlar oynayarak geçiyordu. Evden pek dışarı çıkmadan büyüyordum. Her gün gözle görünür farkla büyürken nasıl dışarı çıkabilirdim ki… Bu yüzden tek eğlencem Jake’in benimle oyunlar oynaması, avlanmak ve Jake ile Rosalie’nin atışmalarını izlemekti. Evde bu kadar çocuk varken neden dışarıdakilere gereksinimim olsun ki diye düşünüyordum hep. Şimdiyse annem beni en yakın oyun arkadaşımdan ayırıyordu ve bu durum onu da benim kadar rahatsız edeceğe benziyordu. Sonuçta Charlie’nin gözlerinin önünde değişim yaşamasının tek nedeni bizlerin Forks’dan gitme planlarımızdı. Evet, bu belki durumu biraz geciktirmişti ama tam bir çözüm değildi. Ben günden güne hızla büyüyordum ve ailemin her üyesi olması gereken yaşın çok çok altında gözüküyorlardı. Hem beni insanlara nasıl açıklayacaklardı ve annemin de kendini geliştirmek için üniversiteye gitmesi gerekiyordu. Ben o zamanlar bu kadar mantıklı nasıl düşünebiliyordum hayret. Birden yüzüme bir gülümseme yayıldı ve önden Rosalie’nin bana sanki delirmişim gibi bakmasıyla kafamın merkezindeki hayaller kuş olup uçmuştu.

GÜNEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin