32. NAHUEL

167 3 2
                                    

                       Dasha. Yunan kökenli bir isim. Tanrının hediyesi anlamına geliyormuş. Neden ben? Dünya üzerinde bu güce sahip olmak isteyen milyonlarca yaratık varken, neden ben ölümle burun buruna yaşamak zorundayım ki? Sanırım bu yeni halime alışmam zaman alıcak. Sakin ol Ness,sadece sakin olmalısın. Büyü artık!

"Tatlım sen iyi misin?" dedi Edward. Beynimde kendi kendimle konuşurken babamı düşüncelerimden uzak tutmak güvenlik açısından iyiydi. Çünkü ne zaman Jacob'ı düşüneceğim belli olmuyordu.

"Evet iyiyim. Anneme ne demeyi düşünüyorsun?" dedim bedenimi araba kullanan babama çevirirken.

"Hiç. Hiçbir şey. En azından şimdilik."

"Neden?"

"Paniklemesini istemiyorum. Ve öğrenirse seni alıp uzaklara kaçmak isteyebilir."

"Bu fırsatı kaçırmak istemene şaşırdım."

"İnan bana şu anda yapmak istediğim şey tam olarak bu. Özellikle arkadaki arabadan bize kulak kabartan kurttan seni uzak tutmak isterken. Ama biliyorum onsuz yaşayan bir ölüden farkın kalmaz. Bunu bir kere yaşadın öyle değil mi?" dedi bana tek kaşını kaldırarak bakarken.

"Bunu nereden biliyorsun?"

"O zamanlar seni takip edebiliyordum. Çektiğin her acıyı içimde hissettim. Bella beni durdurmasaydı Jacob'ı öldürebilirdim."

"Baba!"

"Seni savunmasız bıraktı."

"Savunmasız değildim, hem bunun mümkün olduğunu bile bilmiyordu. Bilse gitmezdi."

"Gitmeseydi nasıl bir mühürün içinde olduğunuzu asla öğrenemezdiniz. Bunu hiç düşünüyor musun?"

"Neyi?"

"Ondan başka bir seçeneğin olduğu gerçeğini. Eğer istersen başka biri hayatına girebilir."

"Sen annemden başka birini ister miydin?"

"Asla."

"İşte ona karşı hissettiğim duygu tam da bu. O beni bırakmadan bırakmam."

"Sanırım bana annenden daha çok benziyorsun."

"Her ikinizden de artı eksi birkaç gen işte." Dedim ve gülümsedim. Artık evimize iyice yaklaşmıştık. Gece saat on ikiye gelirken arabayı park edip küçük kulübemize doğru yürümeye başladık. Bella kokumuzu aldığı anda kapıyı açtı.

"Edward?" dedi şaşkın ses tonuyla.

"Yakalandım." Dedi babam bana göz kırparak. Salona geçtiğinde Bella ile peşinden gidiyorduk.

"Ness neler oldu anlatacak mısın?" dediğinde babamın düşüncelerinden neler söylemem gerektiğini bulmuştum.

"Babam bize güvenmediği için takibe çıkmış. Tesadüf o ki arabasını bizim otele yakın bir yere park ettiği için onu bulduk. Ve gezi bizim için erken bitti. Arkadaşlarıma rezil olmamı saymıyorum bile." Dedim kollarımı birleştirerek babamın karşısındaki koltuğa otururken. O anda beynimde babamın sesi yankılandı.

Annenden daha iyi bir yalancısın Renesmee Carlie Cullen. Aferin. Artık yeteneğimi kullanmama izin verir misin?

Hayır. Jacob'ı kıskanmayı bıraktığında o da serbest olucak.

Ness.

Konuşmamızın bittiğini anladığında annem çoktan söze girmişti. Herşeyden habersiz babamla benim düşünce okuma telapatimizi bölmüştü.

GÜNEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin