Forks sınırına yaklaşmıştık. Saniyeler sonra onun yanında olacaktım. Anlayamadığım ve cevabını merakla beklediğim sorular vardı. Ness ben gidince nasıl iyileşecekti? Raul gerçekten ikimize oyun mu oynamıştı yoksa yaşananların hepsi gerçek miydi? Rolf bunların hiç birine cevap veremiyordu. Tek bildiği gittiğimde Ness' in iyileşmesiydi. Kardeşine ise hiç güvenmiyordu. Ona göre cevaplar sadece babasındaydı.
"Hey! Yanlış yöne gidiyoruz. Charlie'nin evi o tarafta değil!" dedim bağırarak.
"Şey Jacob, Ness Charlie'nin yanında değil. O bizim evde."
"Aman ne güzel..."
"Charlie onu benimle birlikte okul gezisinde zannediyor."
"Rolf ölmek mi istiyorsun? Bunu seve seve yaparım."
"Bu kadar kıskanç olma."
"Dua et gücüm tam olarak yerine gelmedi. Eski Jacob olsaydım sana ihtiyacım olmazdı. Şimdi çeneni kapa ve beni ona götür."
Emir vermeyi sevmiyordum ama bu iki kardeş Ness' in kanına susadığından beri içimde bir yerde vahşi bir alfa olduğunu keşfettim. Beni çileden çıkarıyorlardı. Özellikle Rolf' ün Ness' e bu kadar yakın olması ve ona duyduğu ilgi sabrımı taşırıyordu.
Ben sinir krizi geçirmeden evin önüne arabayı park ediyordu. Onun kontağı kapatmasını beklemeden arabadan koşarak indim. Gücüm hızla yerine geliyordu. Kapıya ulaştığımda John kahverengi pervazlardan bana bakıyordu.
"Hoş geldin Jacob. İyi görünüyorsun."
"Çekil önümden." Dedim ve onu iterek içeri koştum. Salona girdiğimde babam, Leah ve Seth bana şok olmuş şekilde bakıyorlardı.
"Jacob, Rolf' ün seni bulduğuna inanamıyorum" dedi Seth. Ona şaşkın ifadeyle baktım.
"Renesmee nerede?"
"Jacob önce gücünü toplamalısın." Dedi babam Leah' nın yanında duran tekerlekli sandalyesinden. Bense hiç birini dinlemiyordum. Etrafı kokladım. Onun kokusunun olduğu yöne ilerledim. Merdivenlerden aşağı inip sola döndüm. İlerideki odaya girdim. Karşımda bir kütüphane, tahtadan yapılmış bir çalışma masası ve bir hasta haneyi dolduracak kadar medikal araç-gereç vardı. Kafamı telaşla çevirdiğimde La Push sahiline bakan büyük camın kenarındaki yatakta hareketsiz yatan Ness' i gördüm. Kalbim durmak için son hızla çarpıyordu. Bu o olamazdı. Bella ona hamileyken bile bu kadar zayıflamamış ve çökmemişti.
Hayır, Jacob! Bella ondan daha kötü durumdaydı. Sen duruma duygusal bakıyorsun hepsi bu...
Aaa! Leah çık kafamın içinden.
Peki, gidiyorum ama o iyi olacak merak etme.
Leah' ı beynimden uzaklaştırdıktan sonra yüzü solmuş ve ölüden farksız olan Ness' in yanına gittim. Bu o olamazdı. Benim yüzümden bu hale gelmemeliydi. Hepsi benim suçum. Yavaşça yere oturup elini avuçlarımın içine aldım. Buz gibiydi. Korku bedenime işliyor onun soğukluğu bana geçiyordu. Ölü gibi yatan bu kız Ness olamazdı. Gözlerimden iki damla yaş aktığında odaya doğru gelen ayak sesleri kulağımı tırmalıyordu. İçeri giren John idi...
" Jacob o iyileşecek. Verdiğim ilaçlar biraz ağır. Özel karışımlar."
"Ona ne yaptın?" dedim ve boğazına yapıştım. Ona her ne ilaç verdiyse onlar yüzünden ölü gibi uyuyordu.
"Anneme yaptığını ona yapamayacaksın."
"Jacob bırak- nefes ala- Jacob" dediğinde boğazını sıkıyordum. Bana karşılık verebilirdi ama o sadece kolumu tutmakla yetiniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ
FantasiGüneş bedeninizi yakabilir. Peki ya ruhunuz? O da yanarsa yaşayabilir misiniz? Tüm acılar ruhunuzu acıtabilir,ama onun sizden bir farkı var. Ruhunun acısı bedenini kaplamış. Gözle görülebilir bir acı... Renesmee Carlie Cullen... Bu hikayeyi çoğumu...