39.KAYRA

129 1 0
                                    

Bedenimde bana karşı koymaya çalışan bir parazit vardı. İçimdeki canilikten kurtulmak istedikçe öldürme arzusuna olan isteğim artıyordu. Beni tutmaya çalışan adama olan bağlılığım yok olmuştu. Tek isteğim odadaki lezzet sırasında en önde olan Alex'in boğazına dişlerimi geçirmekti. Jacob'ın sesi kulaklarımda çınlarken onu duymuyordum. Çaresiz adam küçük kurtlarını eğittiği taktikleri benim gibi bir melez üzerinde kullanmaya kalkacak kadar aptalca bir hamle yapmak üzereydi.

-Renesmee Carlie Cullen! Hemen sakinleş! Hemen!

Bu kelimelerin tamamı telepati ile beynimde yankılandığında istemsizce kahkaha attım. Bu delilik halinde bir Dasha'ya emir vermek kimin haddineydi? Kendini akıllı zanneden çaresiz Jacob, beni bu şekilde sakinleştiremeyeceğini anladığında kendini duvara fırlatılmış buldu. Sanırım kolu kırılmıştı. Yüzüne bakarak hırladığımda çileden çıkmış bir haldeydim.

"Bana sakın emir cümleleriyle konuşma!" dedim ve bir adım geride duran Alex'in üzerine doğru atıldım. Ancak avım sandığım kadar çelimsiz değil idi. İşini biliyor gibi bir hali vardı. Yerde boğuşurken beni etkisiz hale getirecek o hamleyi yaptı. Boğazımdan sıkıca tutup nefes alışımı engelledi. Beynime giden oksijen miktarının azaldığını hissedebiliyordum. Alex akıllıca hamleler yapıp beni etkisiz eleman konumuna getirmişti. Ancak odada yükselen sesler işlerin karışacağının en büyük habercisi idi.

"Alex dikkat et!" dedi John. Bu adamda bir tuhaflık olduğunu benim gibi o da farkındaydı.

"O bir vampir öyle değil mi? Bunu elini sıktığımda anlamalıydım. Bu susuzluksa neden o kanı içmesine rağmen deliliği son bulmadı?" dedi Alex dişlerinin arasından zorla konuşurken. Bense hâlâ ona direniyordum. Aslında kendime olan direncim Alex'in koruma içgüdüsü ile yaptığı ataklarla mücadelemden daha fazlaydı. İçimdeki kötü tohumu dizginleyecek bir formül bulup kalbi iyilikle dolu olan Nessie'yi Alex'e de göstermek istiyordum.

"O bir melez,yani yarı insan yarı vampir. Bu da susuzluktan kaynaklanmıyor." Dedi Carlisle Alex'e yardım için gelirken.

"Bir adım daha atma! Sanırım çocukken dinlediğim masallar gerçekmiş. Onlar cidden dünyaya geldi öyle değil mi?"

"Ne?" dedi Jacob hızla yanımıza gelerek. Beni Alex'in elinden kurtarmak için hamle yaptığında güçlü bir manevra ile kendini yeniden yerde buldu. Hastahanede olmamız dönüşme isteğini baskılıyordu.

"Bana bir kibrit verin ya da tutuşturabileceğim her hangi bir şey. Çabuk olun!" dedi boğazımı daha şiddetle sıkmaya devam eden Alex.

"Ona zarar veremezsin!" dedi Jacob Carlisle ile Alex'in kollarından tutmaya çalışırken. Başarılı olmasalar da onun dikkatini dağıtmayı başarmışlardı. John ise olanları şaşkınlıkla izliyordu.

"Sen Kayrasın!" dedi John hayretle. Gerçek olduklarına inanmıyordu ama benim deliliğimle başa çıkabilecek tek güç olduğunu anlamışa benziyordu.

"Kayra mı? O da ne?" dedi nefes alışını düzenlerken. Paniklemişti. Hem de hattinden fazla paniklemişti.

John'un teorisini duyan Carlisle ve Jacob, Alex'in üzerindeki ellerini çekmiş ve olanları anlamdırmaya çalışıyorlardı.

"Kanını alırken bir tuhaflık olduğunu hissettim. İnsan gibisin ama melezlere ait her özelliği barındırıyorsun. Özellikle Renesmee'ye ikizi kadar benziyorsun. Joe bizi kandırmış." Dedi John. Jacob'ın zafer kazanmış edası kararan gözlerimde bulanık bir görüntü oluşturuyordu.

"O bir Dasha Alex bırak onu!" dedi Jacob bendeki tuhaflığı hissederken.

"İşte tam da bu yüzden bana ateş vermelisiniz. Başka türlü bu delilikten onu kurtaramam." Dediğinde John cebindeki kutuyu çıkarıp ona fırlattı. Canıma kastetmeyen diğer kolunu havaya kaldırıp hızlı bir hareketle kibrit kutusunu yere düşmeden tuttu. Yavaşça boğazımdaki kaslı parmaklarını gevşetti ve hızla geri çekildi. Nefes alışımla birlikte merhamet duygusunu kaybettiğimi biliyordum. Karşımda kimin olduğunun bir önemi yoktu, öldürme hazzı kendimi bulabilmem için ilk anahtardı.

GÜNEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin