30.KEHANET

278 8 8
                                    


     Günler geçmeye devam ediyordu. Charlie her geçen gün yeni bir cinayet vakasıyla eve geliyordu. Her cinayet bir öncekinden biraz daha karmaşık hale gelmeye başlamıştı. Bu hepimizi rahatsız ediyordu. Hep aynı hikayeyi dinliyorduk. Hamile kadın ölü bulundu. Yeni doğum yapmış kadınların cesetleri yakın çevrelerde terk edilmiş bir ev veya bir ormanda bulunuyordu. Bazen bebeklerinde ölmüş bedenleri annelerinin yanında bulunuyordu. Nadirde olsa bebek cesedi görmek günlerce nefes alışlarımızı etkiliyordu. Hatta Rachel bile aylardır hazırlandığı düğününü ertelemek istemişti. Bu durum onu fazlasıyla etkiliyordu. Haftalardır güzel şeyler duymak istiyorduk ama haberler hayallerimizi her saat başı çalıyordu. Düşünceler düşünceler... terkedin karmaşık bedenimi...

"Ness. Ben geldim." Dedi Charlie kapıyı kapatırken. Bense merdivenlerden aşağı iniyordum.

"Selam."

"Yalnız mısın?"dedi eve göz gezdirirken.

"Jacob ormandaki ikinci ceset için etrafa bakınmaya gitti. Diğerleri de kasabanın dışındaki durumları incelemeye gittiler."

"Bu kadar olağanüstü varlık bana fazla geliyor. Eski sıradan hayatımı özledim."

"Gidiyim mi?" dedim yanına gülümseyerek giderken. Şöminenin karşısındaki üçlü koltukta oturuyorduk.

"Ness öyle demek istemedim. Hem sen sadece hızlı büyüyen bir çocuksun hepsi bu. Koca kurt olan onlar."

"Evet ben zararsızım." Dedim başımı camdan dışarıya çevirirken. Bir süre öyle sessizce kaldıktan sonra merak ettiğim cinayetleri sormak istedim.

"Charlie, son ölen kadın ve bebek. Katili bulundu mu?" cevabın ne olduğunu bildiğim halde yine de sordum. Bundan önceki dokuz cesetin katili de bulunamamıştı ve artık on bir faili meçhul cinayetimiz vardı. Hem de üçü bebekti.

"Hayır Ness. Aslında bu sefer bulmak için çok kararlıydım. Jacob ile aramalara da çıkmıştım ama FBI duruma el koydu. Seattle'daki cinayet ve bu bölgedekiler onları şüphelendirmiş. Tüm dosyaları birleştirerek olaya el koydular." Dedi çaresizce.

"Belki de bulabilirler."

"Umarım. Bu arada annemler birkaç haftaya dönüyorlarmış."

"Geçen hafta da aynı şeyi söylemişlerdi. Afrika da ne varsa artık."dediyinde gülümsememle karşılık verdim. Saate baktığımda okuldaki provaya gitmem gerektiğini fark ettim.

"Charlie ben çıkıyorum. Okula uğramalıyım." Dedim ve arabamın anahtarını alıp kapıyı kapatarak dışarı çıktım. Okula doğru giderken ormanda bir karartı gördüm. Biri beni takip ediyordu. Arabadan inip etrafa bakındım. Kimse yoktu. Koku da almıyordum. Tekrar arabaya bindim. Sanırım Raul'den sonra paranoyaklaşmıştım.

Okula geldiğimde Jacob'ın motorunun başında beni beklediğini gördüm. Hızlı adımlarla yanına gittim. Seth ve birkaç kişiyle konuşuyordu. Seth hariç diğerleri beni görünce uzaklaşmışlardı. Bu okulda kimse benden haz etmiyordu. Pek sevilmiyordum.

"Onları kafana takma Ness seni kıskanıyorlar." Dedi Seth ben Jacob'a sarılırken.

"Neden?"

"Okulun en yakışıklı kurduyla birliktesin. Kendilerini seçmemiş olman onları rahatsız ediyor." Dedi Seth Jacob'ın bakışları altında.

"Seth." Dedi Jacob.

"Ne? Doğru söylüyorum. Geldiği günden beri herkes onu konuşuyor. Bu okuldaki beyaz dengesini değiştirdi."

"Sanırım evdeki özel derslere devam etsek iyi olucak." Dedi beni kendine çekip gülümserken.

"Jacob"

GÜNEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin