DÖRDÜNCÜ BÖLÜM RENESMEE
Dışardan tıkırtılar geliyordu. Yavaşça gözlerimi aralamak istedim. Neden birbirinden ayıramıyordum ki sanki o ikiz kapakçıkları? Neden korkuyordum bu kadar uyanmaktan... ahh Renesmee Carlie Cullen... bu kadar saf mısın? Nedeni apaçık ortada zaten. Yaşanan her dakikanın duman olup uçmasından korkuyorsun. Gözlerini araladığında kollarının arasında yattığın kişinin Jacob olmamasından korkuyorsun. Korkular hep atmosferimde dolanıyorlar. İşte yeni bir korku kaplı gök cismi kalkanlarımı düşürmek üzere.
Seslerin çoğalması bedenimi gergin bir yay misali endişelendiriyordu. Birden gözlerimi açtım. Büyük evin camları karanlıkla kaplıydı. Alacakaranlık vaktiydi. Şafak arifesi ormandan gelen sesler beni ürkütüyordu. Titriyor muydum? Vahşi olarak doğan ben, ormanda avladığım hayvanlardan mı korkuyordum? Kendi duygularımı ve kişiliğimi sorgularken dışarıdan gelen uluma sesi sıçramama neden olmuştu. O an yanımdaki sıcak kolların beni daha sıkı sardığını keşfettim.
"Korkma sadece bir kurt. Ben yanındayken kimse sana zarar veremez." Dedi. Bu sesi uzun zamandır duymuyordum. Beni rahatlatan tek melodiydi. Yavaşça ona döndüm. Gözleri hala kapalıydı.
"Burada olmamandan korkuyordum." Dediğimde gözlerini hızla açtı.
"Hiç biryere gitmiyorum. Asla."
"Git desem bile mi?"
"Git desen bile"
"Söz vermeni istiyorum. Ne yaparsam, neye dönüşürsem dönüşeyim beni asla bırakmayacaksın."
"Söz konusu ailen bile olsa mı?"
"Evet."
"Bu sözü sen doğduğunda verdim ve saatler önce de ölümsüzleştirdim sanıyordum." Dedi saçlarıma dokunarak.
"O sayılmaz. Gerçek bir söze ihtiyacım var."
"Sonsuza kadar ne yaparsan yap asla yanından ayrılmayacağım. Her ne olursa olsun." Dedi ve beni kollarının arasına alıp sıkıca sarıp saçlarımdan öptü.
"Ve her korktuğunda bana sarılman için Edward'ın yasaklarını zevkle delicem." Dedi kahkaha atarak. İkimizde şöminenin ateşinin karşısında kahkahalara boğulmuştuk. Taki o ürkütücü sese kadar...
"Bu ses de ne böyle?" dedim yerimden kalkarak. Jacob yanıma geldi ve belime sarıldı.
"Korkma ben yanındayım." Dediğinde dışarıdan bir ses daha duyuldu. Kurt uluması gibiydi ama tanıdık birine benzemiyordu. İkimizde olduğumuz yerde sıçradık.
"Dışarda biri var ama sesini duyamıyorum. Bizim sürüdekiler gibi ulumuyor. Bu sesi daha önce hiç duymadım." Dedi Jacob cama doğru giderken.
"Jacob belki de gidip bakmalıyız."
"Bakmalıyım. Sen burada kalıyorsun. Hemen aşağı inip kapıları kilitle."
"Bende geliyorum." Dedim öfkeyle. Küçük bir kız çocuğu olmaktan nefret ediyordum. Peşinden giderken birden arkasını döndü.
"Ness! aşağı in! Hemen!"
"Bana emir vermeyi kes! Ben senin süründeki kurtlardan biri değilim." Dediğimde tam karşı camda bir gölge gördüm.
"Jacob orada biri var."dedim korkuyla.
"Nerede?" dedi telaşla arkasını dönerken.
"Bak işte yine geçti." Dediğimde cama yaklaşıp sürgülü kapıdan dışarı çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ
FantasyGüneş bedeninizi yakabilir. Peki ya ruhunuz? O da yanarsa yaşayabilir misiniz? Tüm acılar ruhunuzu acıtabilir,ama onun sizden bir farkı var. Ruhunun acısı bedenini kaplamış. Gözle görülebilir bir acı... Renesmee Carlie Cullen... Bu hikayeyi çoğumu...