“Renesmee bana böyle birşeyden söz etmedi. Seattle uzak, belki de Jacob tek başına gitmeli. Hadi ama Billy bunu nasıl düşünürsün sen benim arkadaşımsın. Peki tamam ihtiyar bugün izlenecek güzel maçlar var. Seni bekliyorum.Rachel’a selam söyle ve tabiki Paul’e de.”
Charlie telefonda Billy ile konuşuyordu. Sesi odama kadar gelmişti. “Renesmee” dediğini duyduğumda yatağımda gözlerimi açıp konuşmaları dinledim. Ne olduğunu anlayamadım. Uyku sersemi beynim Charlie’nin neden bahsettiğini anlamakta zorluk çekiyordu. Birden Seattle kelimesi kulaklarımdan beynime bir sinyal gönderdi. Jacob ile bugün yeni arabasına parça almaya gidecektik. Billy bu yüzden arıyor olmalıydı. Yatağımdan hızlıca kalkıp merdivenlerden inmeye başladım. Charlie mutfakta mısır gevreği paketini bulmaya çalışıyordu.
“Alt dolapta olması gerekiyor. Sue dün akşam giderken orda olduklarını söylemişti.” Dedim. Charlie biraz şaşırmış ifadesiyle yüzüme baktı. Merdivenin başından onun yanına gidip sütü, hazırladığı tabakların içine boşalttım.
“Biraz önce Billy Black aradı. Bugün Jacob Seattle’a gidiyormuş haberin var mıydı?”
“Evet bahsetmişti. Arabasına yeni bir motor alıcakmış.”
“ Billy seninde Jacob ile gitmen için benden izin istedi. Bende sana sormak istedim. Gitmek istiyor musun?”
“Evet yani biz önceden konuşmuştuk ve ben gelebileceğimi söylemiştim.”
“Bak Ness, Edward ve Bella giderken böyle şeyler için bana tüm yetkiyi bıraktılar. Sen aklı başında bir kızsın ama ben Jacob’a o günden sonra pek güvenmiyorum. Sana zarar gelmesinden korkuyorum.”
“Yapma Charlie, Jacob zararlı değil bunu sende en az benim kadar iyi biliyorsun. Hem o en yakın arkadaşının oğlu öğle değil mi? Bu düşüncelerini Billy duyarsa çok üzülür.”
“Sanırım bunun Billy de farkında ama bu benim elimde değil. O gün Jacob’ın koca bir köpeğe dönüşmesini hafızamdan silemiyorum. Bu saçmalığı kontrol edebiliyor mu ya anide-”
“Charlie Jacob beni yemez merak etme. Hem o kendini kontrol edebiliyor. Bunu kafana takma artık. O senin tanıdığın Jacob, çocukluğunu bildiğin ve elinde büyüyen Jacob. Kendini bu düşüncelerle boş yere sıkma.” Dedim.
Charlie biraz da olsa ikna olmuşa benziyordu ama yüzündeki endişe olduğu yerde duruyordu. Hafızasını temizlemeye çalışsa da o gün yaşadıklarını unutamıyordu.
“Tamam Jacob ile Seattle’a gidebilirsin ama Bella’yı arayıp ona da söylemeliyim ondan da onay gelirse özgürsün ufaklık.” Dedi Charlie.
Yerimden kalkıp telefonu ona uzattım. Annem tabiki de izin verecekti. Charlie telefonu yavaşça kulağına götürürken gülümseyerek bana baktı.
“Belki de bu gezi işini Edward’a sormalıyım.” dedi
“İstediğini yapmakta özgürsün Charlie benim için sorun yok ailemin izin verceğine eminim.”dedim.
Emin değildim tabiki de ama Charlie’yi ters köşeye yatırmak istiyordum. Babam son birkaç aydır Jacob’a güvenmiyordu. Onun bu davranışları yüzüne yansıdığı için Charlie babamın da Jacob’a güvenmediğinin farkındaydı. Aslında babamın nasıl tepki vereceğini kesdiremiyordum. Bu yüzden telefona annemin bakmasını diledim.
“Bella benim tatlım baban. Nasılsınız? Hayır hayır hiçbir sorun yok biz gayet iyiyiz. Ben sadece Ness ile Jacob bugün Seattle’a gitmek istiyor bu yüzden sizede haber vereyim dedim. Yani tabi gitmesin derseniz bugün televizyonda güzel Beyzbol maçları var biz birlikte onları izleyebiliri- Aaa peki Bells, tamam napalım bende bütün gün Billy ile maç izlerim o zaman. Seni seviyorum kızım özletmeyin kendinizi. Hoşça kal.”dedi Charlie ve telefonu kapatıp masanın üzerine koydu. İzin belgem onaylanmıştı. Gülümseyerek Charlie baktım. Zafer benimdi ve eminim şu an annem bu durumu gülerek babama anlatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ
FantasyGüneş bedeninizi yakabilir. Peki ya ruhunuz? O da yanarsa yaşayabilir misiniz? Tüm acılar ruhunuzu acıtabilir,ama onun sizden bir farkı var. Ruhunun acısı bedenini kaplamış. Gözle görülebilir bir acı... Renesmee Carlie Cullen... Bu hikayeyi çoğumu...