18.Bölüm

8K 250 1
                                    

Demirkan...

Korkuyorum cesaretim kayıp,
Dünyamı zor bünyemmi zayıf.

Derdime suları katıp katıp içiyorum.
Üzülüyorum kayıplarımı sayıp sayıp......

İlişkinin tadı tuzudur minik kavgalar. Bizim sinirlilerde tatlı tuzlu şeylere bayılır.

Feyza...

Okuldan çıktığımda saat 5 civarıydı. Annem tüm gün aramış beni eve çağırmıştı.Şarzım bitmek üzereydi.
Abimi aradım arabam servisteydi. Beni almasını istedim, abim  toplantısı olduğunu ordan bir şirket yemeğine gideceğini eve geç geleceğini ama. Şirketten birini yollayacağını söyledi.

Onu beklerken Demirkan'a mesaj çekiyordum, bizim sınıftan bir Ali seslendi ders konusunda konuşurken şirketin aracı geldi. Tam arabaya bindim telefonumun kapanma sesi geldi.
Sabah evden çıkarken aceleden şarj cihazımı almamıştım.Eve gidince  elbet bir şekilde  şarj ederdim. Telefonu montumun cebine koydum.

Eve geldiğim zaman küçük yaramaz ikizlerden Deniz üstüme atladı. Montumu çıkardım kucağıma aldım annemi öptüm ettim. Telefon aklıma geldi. Neredeydi bu her yere baktım.Kesin şirket arabasında düşmüştü, annemin telefonundan yengemi aradım kapıdayım anne diye açtı.

Yengem eve girince mecburen abimi aradım ama açmadı annemin telefonundan abime mesaj çektim telefonumu şirket aracında düşürdüğümü eve gelirken getirmesini istedim.

Saat akşam 8 olmuştu.
Demirkan kesin çıldırmıştı nasıl ulaşacağımı bilemiyordum. Kimsenin telefonu aklımda yokdu.

Aklıma iş yeri geldi. Yengemin telefonundan Mertoğlu Hukuk Bürosunun telefonunu buldum. Aradım ama açan yoktu.

Abim telefonumu getirene kadar, yapabileceğim birşey yokdu.

Akşam yemeğinden sonra annem bana  esmer yakışıklı bir çocuğun resmini gösterdi. Bir ahbabımızın iç mimar oğluymuş kadın illa kızınızla bir görüşsünler demiş. Anneme çıkışdım benim daha 1 sene okulum var. Benden kurtulmaya pek meraklısın Arzu Sultan dedim.
Babam TV de ekonomi programına dalmış emeklinin tadını çıkartıyordu.
Koşup koltuğunun altına girdim baba karın beni evlendiriyor sen ses etmiyorsun dedim. Ne evlenmesi yahu benim kızım  daha küçük Arzu demesiyle. Annemin Murat şuna yüz verme ne küçüğü 22 yaşın da ben o yaşda, Mehmeti doğurmuştum,babamın evet okadar pişman oldunki doğurduğuna Feyza'yı 15 sene sonra yaptın dediğinde hepimiz gülüyorduk.

Saat 11'i geçmişti abim geldi. Telefonum dedim. Ah canım ya şirkete bırakmış çocuk uğrayıp alamadım çok yorgunum. Sabah  alırsın nede olsa, seni merak edecek herkez burda olduğuna göre sıkıntı yok dedi.

Yatmaya gittim ama içim hiç huzurlu değildi. Sabah 7 de anneme dersim var telefonumu alıp okula geçicem dedim öptüm ve çıktım.

Önce taksiyle şirkete ordan telefonumu alıp,eve geçtim. Telefonumu şarj'a taktım açıldığı zaman.

Demirkan'dan 50 mesaj sayısız arama vardı. Hemen aradım açmadı. Sürekli arıyordum açmadı. Mesaj yazdım talihsiz bir gündü biliyorum merak ettin ama bir dinle yazdım.

Açmıyırdu birlikte olduğumuzun ilk gecesi birlikte uyumak varken annemin ısrarı yüzünden ayrı kalmıştık ve bir sürümde talihsizlik yaşamıştık.
Aramalarımı açmayınca saat'e baktım. 9 olmuştu iş yerini aradım. Gelmediğini bilgisini aldım.
Taksiye atlayıp evine gittim. Arabası oradaydı güvenliğe kız arkadaşı olduğumu söylesemde, arayıp onay almadan bırakamayacaklarını söylediler. Bekledim onay geldiğinde girdim içeri kapısını çalmaya başladım.

Saçı başı dağınık, ayağında bir tane şort üstü çıplak şekilde kapıyı bana açtı suratıma baktı ve kafasını çevirerek içeri yürümeye başladı.

Çok kızmış olduğunu anladım kapıyı kapattım  ayakkabılarımı çıkartıp. Çantamı ve montu yere bırakıp peşinden salona yürüdüm.

Mutfaga gitti kahve makinasına bastı, yanımdan geçip salona gitti. Koltuğa oturdu yanına  gidip önce bir dinle lütfen sonra kız dememle.

Neyi dinleyeyim,
Neyi  diye bağırmaya başladı.
Ben sana o adamla görüşme dedikçe görüştün.
Beni araman gerektiği yerde aramadın.
Telefonun kapalı, evine gittim yoksun. Okula baktım yoksun.
Hiçbir yerde yoksun.
Seninle ilgili hiçbir şey bilmiyorum,  Soyadın ne ailen nerede,
Nerede oturuyorlar,
Hiçbir şey bilmiyorum.
Başak'da ailenin numarası yok.
Çağla'da ailenin numarası yok.
Çağla eve gitti diyor eve geliyorum yoksun.
Meraktan öldüm.
Gecenin 12'si ne kadar evinin kapısında arabanın içinde oturdum.
Okan puştu gelip de seni, Sarıyer'de ailenin evine bıraktığını söyleyene kadar.
Ne Hallere girdim.
Biliyormusun öldümmmmm.
Çocukça oyunlar, oynayacak yaşı geçtim.
Ben 27 yaşındayım beni elinde oynatacağını sanma küçük hanım. Ne sandın kıskansın, merak etsin diye bağırıyordu ki birden, yan boşluğunun arka tarafını tutarak koltuğa çöküp gözlerini kapattı.

Demirkan neyin var diye omuzuna dokunmamla dokunma diye çıkıştı.

Ayağa kalkıp karşısına dikildim.ve ellerimi belime koyarak, başladım bağırarak anlatmaya.

Annem tüm gün eve gelmem için baskı yaptı. 5'di şarj'ımın bitmek üzere olduğunu,fark ettim önce abimi aradım.
Beni almasını söyledim, oda şirket toplantım var gelemem şirketten birini yollarım dedi.
Araç beklerken sana mesaj çekiyordum. Okuldan arkadaşım Ali geldi.
Derslerle ilgili konuşurken şirket arabası geldi.
Şirket arabasına tam  binmek üzereydim  telefonumun kapanma sesi geldi.
Telefonun ezberimde yoktu.
Evde bir yerden şarj bulur takarım dedim.
Eve girdim Deniz üstüme hala diye atladı,birazcık boğuştum.
Ondan sonra telefonumu aradım telefonum yoktu  montumun cebinden arabaya düştüğünü anladım annemden, yengemi aradım  ama  eve gelmişti.
Abimi aradım cevap vermedi annemden, mesaj yazdım şirket arabası da telefonun düşürmüşüm abi söyle getirsinler diye.
Yengemin telefonundan İnternet. en  büronun numarasını bulup aradım ama kimse cevap vermedi.
Abim mesajı çok geç görmüş. Beni bırakan adamda  telefonumu şirkete bırakmış.

Sabah şirkete gittim telefonumu aldım eve geldim şarj ettim. Seni aradım hemen sonrada buraya geldim.

Ayrıca Okan ne alaka, Sarıyer de  aileme gittiğimi nereden biliyor, o kısmı hiç anlamadım ama sorarım ona diyordum ki.

Belimi kavrayıp kendine çekmesi, dudaklarıma yapışması deli gibi öperken kemiklerimi kıracak gibi sarıp sıkması.
Beni nefessiz bırakması bir oldu.

Dudaklarımız ayrıldığında beni kendine tekrar yapışdırıp satılıyordu.
Öyle güzel kokuyırduki bende ona sarılmış onu kokluyordum.

Sakinleşelimmi dedim.
Ayrıldık  koltuğa oturttum onu.
Mutfaktan iki kahve kupası alıp geldim yanına oturup yüzümü ona döndüm.
Sakinleşdinmi dedim.
Kafası koltuğun sırtına dayalı tavana bakıyordu.
Gözleri bana döndü.
Çok merak ettim aklımı kaçırıyorum sandım hiç uyumadım.
Gece birlikte olup sabah sensiz olmak beni maffetti. Ona uzanıp boynuna sarıldım çünki bende aynen öyle hissediyordum.
Ben herşey anladımda. Okan neden sana öyle söyledi ayrıca  aileme gittiğimi nereden biliyordu o kısmı anlamadım.
Feyza  o herifle kesinlikle konuşmuyorsun bitti bu sana son ihtarım.
Hatta artık orda yaşama, hemen bu hafta  ailenle  tanışıp yüzüklerimizi takalım bana taşın dedi.

Kahkahalarla gülüyordum annemleştin Demirkan dedim.
Nedenmiş o annemde beni evlendirme derdinde, dün bana ısrarı beni mimar bir çocukla tanışdırmakmış....

Feyzaaaa  beni kaynana katilimi yapmaya o çalışıyorsun,demesiyle çok daha sesli gülmeye başladım.

Bu Cumartesi ailene haber ver tanışmak için erkek arkadaşım gelicek de. Kafamı ona bakarak sallıyordum....
Dudaklarımız birleşti..........

SAPLANTI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin