5.Bölüm

15.4K 369 3
                                    

Bir tutam peri tozu,biraz aşk kokusu alacağımız bölümlere geliyoruz...

Demirkan...

Çok yorucu dişli bir davadan çıktım, eve kendimi nasıl attım, nasıl duş aldım ve yatağa yattım bilmiyorum. Annemin telefonunla kalktım saat 2 olmuştu. Başak'ın doğum günü yemeğini ve eğlencesini unutmuştum. Hızlıca hazırlanıp yola çıktım. Aile dostumuz babamın kankardeşi kuyumcu Arif amcaya uğrayıp, Başak için güzel bir kolye aldım.
Annemlere geldiğimde saat 4 olmuşu.
Kapıdan içeri girdiğimde yardımcımız. Annemlerin kış bahçesinde olduğunu söylemesiyle, o tarafa yöneldim. Salondan kış bahçesine girdiğimde. Annem Demirhan nerede kaldın oğlum diye sitemle söylendi, Başak'ın tripli söylenmesini, sıkı birer sarılma ve öpücükle atlatıp. Babama sarılıp masadaki gelen konuklara selam verdim. Oturmak için yer bakındım. Feyza ve Çağla'nın yanları boştu Feyzanın yanına oturmam ondan daha çok etkilenmemi sağlayabilirdi o yüzden Çağla'nın yanına oturdum...

Herkez bir birinle sohbet ederken Çağla da bana işimle ilgili bir takım sorular soruyordu, cevaplarımı Çağla'ya bakarak veriyordum ama gözüm Feyza'nın üzerindeydi. Sürekli limonata içiyordu, sonra kalkıp Başak'la birşeyler konuşup içeri geçti.
Sanırım lavaboya gitti.

Telefonumun çalmasıyla iş ortağım Levent'in aradığını gördüm.
Masadan uzaklaştıp cam önündeki berjere oturdum,konuşmam bitmek üzereydi ki çaprazımda duran berjere, Başak'ın liseden arkadaşı olan,Ayça oturup bana bir arkadaşının davası ile ilgili sorular sormaya başladı...
O sırada kış bahçesine dönen Feyza ile bakışıp tekrar, Ayçanın sorularına cevap verdim...
Başak Feyza ve kızlar masada hararetli bir konuşma içindeydiler...
Başak çok ısrar ettiği için 1 gün önceden ayarladığım gece klubüne. Akşam 9 gibi hepimiz toplanıp gittik. Ayırttığım locaya oturduk garsona siparişleri verdiler, ben her zaman ki gibi limonlu sodamı söyledim oldum olası pek içkiyle aram yoktu. Başak'ı alkol konusunda uyardığım için kendine kokteyl söylemişti.

Ayça gene dibime girmiş sürekli bireşeyler söylüyordu ama gürültüden pek anlamıyordum.Gözüm Feyza'ya takılıp duruyordu, Başak hadi oturmayamı geldik kalkın demesiyle hepsi pist'te indi, oturduğum yerden dans etmelerini izliyordum. Bir ara Feyza ile göz göze geldik.
Her bana baktığında içimden ona akan şelaleler çağlıyordu.

Feyza dans pist'inden oturduğumuz locaya gelip nefes nefese bana bakarak, kamışla kokteylini içiyordu. Kamışı dilinle her ağzına alıp bıraktığında, ensemden vücuduma bir elektrik gidiyor, tahrik oluyordum.
Ona bakıp yapma şunu dedim, neyi yapmamayım dediğinde.
Masa'nın üzerinden ona uzanıp kamışı alıp yere fırlattım.

Gözlerimiz birbirine bakarken dans pistinden kızların gelmesiyle bakışmamız son buldu. Herkez içkisini içerken Feyza bir içki daha istedi. Çok hızlı gidiyordu Umarım kokteyl onu çarpmazdı. Bir müddet sonra tekrar herkes dans pistine çıktığında. Feyza ve ben masada kalmıştık, Feyza gözümün içine baka baka tekrar Kamışı ağzına alıp oynuyor içiyordu, kafamı çevirdim bakmamaya çalıştım,olmadı hızla uzanıp kamışı aldım ve attım.
Yüzüme doğru bağırmaya başladı, gene ne öküzlüğümü ne de narsistliğimi bıraktı.
Bana yaşattığı zorluğu ona anlatamazdım, hızla masadan kalkıp dışarı çıktım, yolun karşısına geçip büfeden bir sigara alıp yaktım. Sinirli olduğum zamanlar da bir sigara birde Haydar bana iyi geliyordu. Haydar'a şuan ulaşamazdım ama sigara sakinleşmeme yardım edebilirdi.
Kulübün kapısına bakarken, Feyza'nın çıktığını gördüm. Sallanarak yürüyordu korktuğum olmuştu, alkol çarpmıştı kulübün yan tarafında ki karanlık sokağa girdiğini gördüm ve sigaramı atıp ilerlemeye başladım.
Karşıya geçip sokağa girdiğimde bir adamın onu duvara yaslayıp zorla öpmeye çalıştığını gördüm.
😡😡😡😡
Kan beynime sıçradı, Feyza'nın üzerinden onu alıp yumruklamaya başladım. Arkadaşıda zil zurna halde yardım etmeye çalışırken iki yumrukta ona salladım,zaten ayakta duracak hali yoktu yere kapaklandı. Ne kadar vurdum bilmiyorum, Feyza'nın beni durdurmasıyla kendime geldim. Onu gögsüme o kadar sıkı yasladım ki boğula bilirdi, kalbi kuş gibi çarpıyordu yüzünü ellerimin arasına alıp iyimisin dediğimde sadece başını salladı ama hiç iyi değildi. Telefonu çaldı kızlardan birine, ailemin evine gitmem gerek siz eğlencenize bakın diyip kapattı. Ama titriyordu arabaya gittik, kullanacak halde değildi evine götürmeyi teklif ettim kabul etti.
Arabası'nın anahtarını aldım.
Kendi arabama götürdüm yola çıktık

Bir ara gözümü yoldan çektim, önce ellerime sonra gözüme baktı nerede oturuyorsun diye sordum. Kadıköy dedi ve koltuğa kafasını gömdü.
Kadıköy tarafına yaklaştığımız da. İki kez Feyza'ya seslendim beni duyuyordu.Önce Leventi arayıp gece kulübüne yolladım Başak ve kızları yalnız bırakmazdım.
Sonra Yolu değiştirip kendi evime gittim.
Feyza çok derin uyuyordu Ne kemerini söktüğüm de uyandı, ne de onu kucağıma alıp yatağa koyduğumda. Çok terlemişti yatağa koyarken üstündeki buluzu ve pantolonu çıkardım, bu kız benim tüm ayarlarımı1 bozuyordu yutkundum. Başak'ın bende kalırken giydiği beyaz tişörtü giydirdim. Kapısını hafif aralık bırakıp aşağı kata indim. Kapıda güvenlikte çalışan çocuklardan birine kulubün adresini ve Feyza'nın arabasının anahtarını verip buraya getirmesini ricaettim.
Feyza'nın yarın tekrar oraya gidip olayı zihninde canlanmasını istemiyordum.
Tekrar eve girip Feyza'ya baktım bebek gibi uyuyordu. Kendimi önce duşa ordan koltuğun üstüne bir külçe gibi attım...

Feyza...

Uyandığımda beyaz bir yataktaydım, üzerimde başkasına ait bir tşört vardı. Hızlan üstümü yokladım sütyenim üzerimdeydi,yorganı açtım kilotum da üzüzerimdeydi derin bir nefes aldım.
Etrafıma bakındım. Gri rengin hakim olduğu bir odada bembeyaz bir yataktaydım. Hızlan kıyafetlerimi pufun üzerinden alıp giydim.
Odadan dışarı çıktım karşımda bir kapı vardı, açıp içeri baktığımda tavandan sallanan, kırmızı deri bir boks torbası gördüm.
Üzerinde siyah harflerle Haydar yazıyordu.
Kapıyı kapatıp diğer kapıyı açtığımda oranında banyo tuvalet olduğunu gördüm.
İçeri girip elimi yüzümü yıkadım geceden kalma göz altlarıma akan rimelimi temizledim. saçlarımı elimde düzeltip topladım dışarı çıkıp Merdivenlerden aşağı indiğimde siyah deri bir koltuğun üstünde ata binmiş gibi yatan Demirkan'ı gördüm ve yutkundum onun evinde ne işin vardı...

SAPLANTI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin