60.Bölüm

4.1K 171 5
                                    

Duru İstanbula gelip, Demirkan'nın da minik bir yardımıyla Sezgin Hukuk bürosunda staja başladı.
İki akşamda bir uğruyor, saatlerce sohbet ediyorduk.
Okul zamanında yaptığımız çılgınlıklardan,  ailesinden gizli gittiğimiz tatillerden hoşlandığımız erkeklerden bahsediyorduk.
Bir gün yine böyle sohbet ederken Duru bil bakalım bugün kimi gördüm dedi, kimi dememle Melda orospusu demezmi aaa nerde falan adliye  dedi.
Eskiyi konuşup yaptığımız şeylerden bahsedip gülüyorduk  ki.

  Demirkan'ın bizi kapıda dinlediğini fark etmemişiz. Demirkan'nın bize kötü kötü baktığını görmemle.

Hoşgeldin hayatım ne zaman geldin, niye ses etmiyorsun dediğimde, Hoşgeldin Duru dedi ve sohbetinizi bölmek istemedim diye bir surat ifadesiyle arkasını dönerek gitti.
Duru artık senin kocan geldiğine göre ben gideyim sonra yine gelirim görüşürüz dedi ve gitti.

Merdiven inip çıkmam yasak olduğu için yatmak için şimdilik alt katta ki odayı kullanıyorduk.
Demirkan  içerde salonda oturmuş laptop'unda birşeylerle uğraşıyordu.

Demirkan neyin var suratını ne için böyle astık, sıkıntı mı var dediğimde.

Yoo ne sıkıntısı olsun ben bütün gün iş yerinde karımın canı sıkılmıştır biran önce işimi bitirip yanına gideyim dediğimde, karımın okul maceralarını dinlemek belki pek hoşuma gitmemiştir.
Demirkan allah aşkına bundan 4 sene önce olmuş olan bir konu için tartışmayacağız değil mi hayatım o zaman sen yoktun.

Sinirle başladığım eğlendiğimiz  bir oyundu.

Feyza bu  nasıl bir eğlence anlayışı  anlayamadım, mini etek giyip önünde eğilmek nedir çocuğu yoldan çıkartıp kız arkadaşınla kavga ettirmek nasıl bir eğlence anlayışıdır, duyunca şok oldum dedi.

Demirkan ama olanların tamamını dinlemeden beni yargılıyorsun bak bir dinle dedim ve başlattım anlatmaya.

Daha henüz üniversitenin  4. ayı var yoktu.
Bir gün arabamı üniversitenin otoparkında park ettim tamam indim yürümeye başladım.
Hey ufaklık çarpık bacak sana söylüyorum diye bir kız sesi duyup arkamı döndüm baktım sarışın dalgalı saçları üstünde bir karışık etek göbeği açık biri.
O arabayı kimin parasınla aldın demezmi delimidir nedir dedim cevap vermedim bastım derse girdim.

Bir kaç gün sonra kantinde Duru ile oturuyordum.
Bu geldi çarpık bacak çömezler kalkın buradan kantinde yer kalmamış büyükler gelince küçükler kalkar yer verir dedi yanında da erkekli kızlı bir gurup.

Hepsi ka ka ka ki gülüyorlar ben de sinir ayağa kalktım.
Senin derdin nedir geçen gün otoparkta şimdi burada derdin ne  anlamaya çalışıyorum ama anlayamıyorum dediğimde beyin seviyen yetmiyor dur  çarpık bacak demesi herkesin kahkaha atmasıyla  gitmeleri beni delirtti.
İlerleyen günlerde adının Melda olduğunu öğrendik.

Derdide şuymuş bunun erkek arkadaşı benim gözlerimi çok beğenmiş, insan içinde kaybolur gibi bir şeyler söylemiş.
Buda kancayı bana takmış ama yaptıkları artık hoşuma gitmiyordu.

Her gördüğü yerde ya beni aşağılıyor ya da dalga geçiyordu.
Karadeniz damarım  sonunda attı. Elbet bir yolunu bulur bende  seninle uğraşırım diye düşündüm.

Bir gün kantin sırasına girdim sırtımda birinin göğsüne hissettim kasları sırtıma değiyor arkamı dönmemle  onun erkek arkadaşı ile göz göze geldik gülerek gözlerimin içine bakıyordu.
Ne yapıyorsun sen dedim sıra  bekliyorum demesi ile, iyide benim sırtımdamı kantine girişin yolu ne dedim. Ben Kerim diye elini uzattı suratına bakarken  kafama bir saplak yedim ve sen nereye bakıyorsun diye bağıran bu geri zekalı Melda'yı gördüm millete malzeme çıktı tabi bana vurmuş dururmuyum bende çantamı onun kafasına indirdim baya kavga ettik.

SAPLANTI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin