1 haftadır kazandığım davanın sarhoşluğunu üzerimden atmaya çalışıyordum, ofise gittiğimde Demirkan beni yanına çağırarak.
Uluslararası bir firmanın buradaki ticaret davasına girmemi istedi.
Ben de ona, bu kadar büyük bir davayı kazanabileceğimi düşünüyormusun dediğimde.Feyza sen gayet iyi bir avukatsın bana ya da bir başkasına ihtiyacın yok dosyalardan yola çıkarak her türlü davayı çözebileceğine inanıyorum dedi.
Ben de kendime güveniyordum ama bu kadar büyük bir firmanın davasını bana vererek hatamı ediyor diye düşünmeden de edemiyordum bu kadar büyük bir firmanın davasını kazanmayı başara bilirmiydim biraz korkmuştum.
Davasına aldığım şirket yetkilileri ile bir toplantı düzenledim tüm bilgileri olan alıp dosyaları toparladım eve geldiğimde Bahar'la ilgilendim artık beni kesinlikle emiyordu zaten karnını ek gıdalar ve yemekle doldurmuştu gayet mutlu ve sağlıklı gözüküyordu 8 aylık bir bebek için iri bile sayılırdı onunla ilgilendikten sonra yatağına yatırdım.
Salona inip dosyaları sağa sola saçmış çalışıyordum.
Demirkan geldi.
Ne yapıyorsun avukat hanım dediğinde onu gülerek karşıladım toplantıda yetkililerle konuştuklarımı aldığım dosyaları ona gösterdim nasıl bir yol çizmem gerektiği konusundaki planlarımı anlattım.Bana bu davada tek başına olduğumu hiçbir şekilde karışmayacağını sadece yanlışlarımı göstereceğini söyledi ve anlattığım kadarıyla şu ana kadar mükemmel bir çalışma sergilemişsin dedi.
Ama artık eve iş getirme sen iyi olur dosyalarla sadece işte ilgilen evde kızımız ve benden başka bir şeyle ilgilenmeni istemiyorum dedi.
Bir şeyler atıştır dıktan sonra Demirkan televizyonun karşısına geçmişti.Bense dosyalarımı toplayarak.
Koltuktaki yerimi almıştım ona sarılarak filme bakıyordum.
Demirkan birden kulağımın arkasına üfleyerek acaba film izlemek yerine film mi çeksek dedi, kahkahalarla gülmeye başladığımda.
Baharın ağlama sesini duydum normalde bu saatlerde uyanmazdı ama acıkmış olmalıydı biberon mamasını hazırlayarak yanına gittim.Obur kızım yemeğini yedikten sonra mışıl mışıl uykuya daldı.
Salona indiğimde genç ve yakışıklı kocam uyuyakalmıştı onu kaldırıp odamıza götürdüm o banyoya bense yatağa yatdım Demirkan dişlerini fırçalayıp yanıma uzandı beni öpmek için üzerime abandı Demirkanın diş macununun kokusu midemi bir anda öyle kötü bulandırdı ki banyoya zor yetiştim ve akşam yemeğinde yediğim herşeyi çıkardım.
Demirkan yanıma gelerek neler oluyor.Ne için kustun hastalandın mı dedi. Ben de ya üşüttüm ya da akşam yediklerim ağır geldi birdenbire midem çok bulandı dedim.
Hastaneye gidelim dediği zaman yapma bu kadarda hassas olma alt tarafı kustum hadi yatalım dememle pek ikna olmasada yatıp uyuduk.
Bir kaç gün çok yoğun çalıştım Demirkan öğlen yemeğinde yanıma gelip hadi seni çin lokantasına götüreceğim dedi ve gittik.
Yemeği yedik ofise geldik çalışmaya başlamışdım ki tekrar mide bulantım başladı ve ne yediysem gene kustum.
2 gün önce rengli olmasam hamilemiyim diye şüpelenirdim ama reglim hala sürüyordu.
Kesin üşütüm dedim.
Odama döndüğümde telefonumun çalma sesi ile karşılaştım ekrana baktığımda Çağla'nın aradığını gördüm.Hangi dağda kurt öldü de bu kız beni arıyor diye düşündüm.
Efendim diye cevapladığım da ağlayan bir sesle Feyza Yalvarırım bana yardım et imdat diye çığlık attıp ağlıyordu.
Çağla ne oldu diyemeden telefon kapandı arkasından aramama rağmen hiçbir şekilde telefon açılmıyordu.
Hızlan Demirkan'ın yanına koşarak telefonun çaldığını Çağla'nın Yalvarırım yardım et dediğini ama telefonu kapandığını söyledim.Demirkan da endişeli bir şekilde aramaya başladı.
Ama telefon hiçbir şekilde cevap vermiyordu sonra Duru'yu aradım Duru da cevap vermiyordu Çağla'nın başına kesin bir şey gelmişti.Hemen internette bakarak iş yerinin telefonunu buldum işyerini aradığımda üç gündür izinli olduğunu işe gelmediğini bir notum olup olmadığını sordular,
olanları anlatıp evinin adresini istediğimde ise , veremeyeceklerini ama adresine birini göndereceklerini bizede haber vereceklerini söylediler.Demirkana yerini nasıl bulabiliriz dediğimde önce polise gidelim sonrasına bakarız dedi. Bize en yakın karakol
Kadıköy İskele Polis Merkeziydi yola çıkıp oraya doğru giderken,
Duru aradı olanları anlatınca oda hemen yanımıza geleceğini söyledi.Merkezde polis memuruna olanları anlattım arkadaşımın aradığını yalvararak yardım istediğini telefonun kapandığını ve bir daha ulaşamadığımızı söyledim polisler sinyalden bulunduğu yere ekip göndereceklerini herhangi bir durumda müdahale edeceklerini söylediler,beklemeye başladık.
Duru ve Serdar da yanımızdaydı saatler geçmişti ama haber alamamışdık.
Abimde araya tanıdığı kişileri sokmuştu.
Ekipler evinde olmadığını sinyalinin Tekirdağ Çerkez köyde gösterdiğini ve oranın karakoluyla iletişime geçip aramayı onların yapacağını evimize gitmemizi bir haber alırsalar bize bilgi vereceklerini söylediler.Sabahı sabah ettim Çağlanın çığlığı ağlaması kulaklarımdan gitmiyordu sabah 7.30 da Demirkanın telefonu çalıyordu ikimizde yerimizden sıçradık.
Demirkan alo dedi ve dinlemeye başladı heyecanla suratından ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
Telefonu kapatıp bana bakdığında, Çağlayı bulmuşlar dedi.
İyimi dememle hastanede
Ne, nasıl, neden? Sorularımı sıraladım........
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTI
Teen FictionHikaye 🔞 İçeriklidir. +18 Yaşını doldurmamış kişilerin okuması tavsiye edilmez. 🔞🔞🔞🔞🔞🔞🔞🔞🔞🔞🔞🔞🔞🔞 Delirmiş gibiydi, kolumdan çekerek odaya götürdü. Kapıyı kapatıp beni kapıyla bedeni'nin arasına sıkıştırdı. Okşanmakmı istiyorsun dedi. E...