SAPLANTI

46.Bölüm

Düğün sabahı evde bir kaos ve koşuşturma vardı.

Ben heyecandan ruhumı teslim ederken abimin rahatlığı beni deli ediyordu.

Kuaför eve geldi saçtı makyajdı derken saat geldi.
Çattı korna seslerini duyduğumda nefes alamadığım hissettim.
Annemin heyecanı görülmeye değerdi.
O kadar panik halindeydiki bizleri de paniğe sevk ediyordu.
Musa abi araçları içeri aldığında davul zurna sesi  duyuyordum, hem gülüyordum hem de Demirkan'ın yaptıklarına inanamıyordum.

O salon beyefendisinden beklenmiycek hareketler yapıyordu. Babamın kolunda Merdivenlerden aşağı indiğimde kapılar açıldı, Demir ve Ailesi merdivenlerin başında duruyordu gözleri gözlerime değdiğinde gözlerinin bebeklerin oynadığına yemin edebilirdim.

Babamın kolundan çıkıp onun koluna girdiğimde bütün, bedenimi bir ateş kapladı.
Ben gelin arabasına binerken herkez arabalara dağılmıştı.
Nihayet Demirkanla arabanın içinde yalnız kaldık.
Feyza kalbimin ritmini bozuyorsun dediğinde. Sende aklımı alıyorsun dedim.
Düğünümüzün yapılacağı Bosphorus Palace Hotel doğru yola çıktık.
Konuklar gelmeye başlamış masalarda yerlerini almışlardı. Düğün başlayana kadar resim çekimlerimizi yaptık düğün başladı  nikah memuru gelince bizde salondaki yerimiz almak için salano girdik alkış kıyamet koptu.  Nikah memuru önce bana sonra Demirkan'a soruyu sordu ikimizde evet dedikten sonra nikahımız kıyıldı. Demirkan beni belimden tutarak koluna yatırdı ve öptü öğle utandım ki Demirkan diye bağırdım alkış gülme sesleri arasında. Konuklara merhaba dedik masaları dolaşdık.
Takı merasimi istemedik üzerimize takılsında  istemediğimizden herkez aile büyüklerimize emanet ediyordu.

Düğünümüz yemekli ve herkezin çok eğlendiği bir ortamda oldu. Nihayet bitmiş herkez dağılmış sadece ailemiz kalmıştı.
Mücahit baba hadi gençler son görevinde yapalım siz sağ biz selamet dedi.
Ben ne oluyor demeden  Demirkan hadi aşkım imam nikahımız da kıyılsın dedi mekandan çıktık.
Bir caminin önünde durduk Duamızı ettik ordan arabalara dağaldık. Annemler emanetlerimizi teslim etmiş bagaja koymuş evimizin yolunu tutmuşduk.
Demirkan beni kapıda kucağında soktu.
Adet diye diye delirttin beni adam yeter amma ananeci çıktın dediğimde, sen iste hatun az sonra ne gelenek  ne görenek bırakırım sende diyor gülüyordu.
Gülüşerek yatak odamıza gittik. Gelinliğimi üzerimden çıkartmam yardım etti.
Önce duşa girip şu makyaj ve bedenimde ki sim pul fondotenden kurtulmalıyım, dediğimde sen duşa gir arkandan ben geliyorum aşkım bir telefon etmem lazım.......
Duş aldım çıktım, benim azgın boğam ortalarda yoktu. Üstün dekileri çıkartmış yatağın kenarındaki pufa atmıştı çıplak çıplak neredesin acaba diye seslendim, salonda veranda da hiç bir yerde yoktu.
Kapı açılıp içeri girdi neredesin Demirkan sesleniyorum sesleniyorum ortada yoksun korkuttun beni.....

Arabaya kadar gitmiştim, rahatladın mı aşkım.....
Evet...
Ooo misgibi olmuşsun tam yemelik sen yatağa git geliyorum şimdi.....

Demirkan....

Düğün bitmiş eve gelmişdik. Ama aklım hala 5 saat önce telefonuma gelen aramadaydı.

Çok yakın  bir arkadaşım, Okan'nın durumunu benim için takip ediyordu.  

Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma’’ 
Suçundan ceza almışdı. Avukatı akıl sağlığının yerinde olmadığı konusunda  savunma yapmış ve sağlık raporu için  Dr. kararı istemişti. Hastaneye gittiğinde hastaneden kaçmış olduğunu bana bildirdi.

Feyza'nın duyup korkmasını istemiyordum. Eve geldiğimizde  onu duşa yolladım. Bende kapıdaki güvenliklere durumu bildirdim.

Levent bizim için ayrıca bir koruma şirketinle görüşüp s hemen  koruma desteği gönderecekti.
Ve ben  iyi ki Feyza'ya  sürpriz için bir balayı programı yapmış sabah hemen buradan gidecektik. 15 gündede elbet yakalanır diye düşünüyordum.