79.Bölüm

3.5K 141 2
                                    

Demirkan...
Mehmet abimle ofiste oturmuş  Yunanistan bağlantısı olan birilerini ararken  Yağız  telefon etti.
Hazırlanın 1 saate Bodruma uçuyoruz  Feyza'yı bulduk dedi.
Nasıl diye ayağa kalkarak inanmıyorum dedim Yağız  Sabiha Gökçen Havaalanı'nda buluşalım orda anlatırım zamanımız yok dediğinde koşarak ofisten  çıktık.
  Uçağa bindiğimizde Yağız anlatmaya başladı.

Sizden ayrıldıktan sonra Bodrum'da Balıkçı Lokantası olan çok sevdiğim bir arkadaşım var onu aradım.
Kardeşinin 12 adalara  tekne turu yaptığını bildiğim için  ondan bir ricada bulundum olanları anlattım. Zaten çok delikanlı çocuklardır hemen atıldılar bakıp haber vericez dediler.
Bu Alperinde Leros da evi var denilince ilk o adaya bakmasilarını rica  ettim.
İyide polis arama yapmış  kimse yokmuş ev kapalıymış.

O evde değiller zaten adanın diğer ucunda ki başka bir evdeler.

Benim arkadaşlar adaya inmişler Limanı soruşturmuşlar yeni gelen birileri varmı.
Adanın  yerlerinden yaşayanlardan geri dönen var mı, etrafa araştırmışlar.

Alper'in evinde çalışan adam bey karısı ile birlikte geldi demiş bunlarda adamın nerede oturduğunu öğrenmişler doğru olduğu mevkiye konaklanmışlar öğlen saatlerinde herif bahçede yemek yerken bir kadın gelmiş yanına resim çekip bana attılar. Feyza'nın resmi olduğunu görünce ordan ayrılmayın 4 saate ordayız dedim.
Ama çocuklar izlerken kendilerini zor tutmuşlar  can sıkıcı bir durum olmuş.
Bizimkiler izlerken Feyza masadan kalkıp bahçe kapısana yürürken herif tutup - eee ne olmuş tutup dedin devam et. Sakin ol Demirkan  Şerefsiz Feyzaya vurmuş. Gözlerim karardı hemde benim karıma onu öldüreceğim onu parçalara ayırıcam adi şerefsiz dayan Feyzam geliyorum dayan derken iniş anonsunu duydum.

Bodrum limanına gidip yetkilikere durumu bildirdik. Bir tekneyle Lerosa doğru yola çıktık.

O sırada Yağız'ın arkadaşı Yağız'ı arayarak adamın Feyza'yı bir yere götürdüğünü söyledi.
Peşlerine takılıp takip ettiklerini adanın hastanesine gittiklerini bildirdi.
Yetkililer bizi limanda karşıladı onlarla birlikte bir grup  Yağızın arkadaşlarının verdiği adrese doğru hareket etti. Bir gurup polisde  bizimle  belikte hastane  mevkine doğru yola çıktı  dışarda durmamızı onların hastaneye giriş yapacağını söylediler.
Arabaların yanında beklerken kalbimin sıkıştığını ciğerlerimin daraldığını hissettim  kesin Feyzaya yada bebeğimize birşey olmuşdu yoksa neden durduk yere hastaneye gelsinlerdi. Mehmet abimde benden iyi sayılmazdı sürekli harekrt edip duruyordu sukunetini oda ben gibi kaybetmişti.

Polisler  hastaneye girdi beklemeye başladık. Gelen bir anonsla  etraf karışmaya başladı  türkçeyi gayet iyi konuşan bir polis geri çekilelim rehin alma durumu yaşanıyor   demesinle  içeri girmek için bir atak gerçekleştirdim ama beni durdurdular karımı öldürecek anlamıyorsunuz adam sevgilisini öldürüyordu  katil o diye bağırdım ve içerden 2 el ateş sesi geldi.

Dünyamı durdu, sağırmı oldum nedir bu  sessizlik bacaklarım vardı benim yürüyordum ben neden dizlerimin üstündeyim kafamın içinde bir boğuşma başladı.
Mehmet abimin  Demirkan  aya kalk diye kolumdan beni kaldırmaya çalışması ve polisin gelip  hastanın eşi kim dediği sözler arasında sanki asırlık zaman geçti.
Bir anda hareketler sesler herşey geri geldi ayağa kalkıp benim ben diye bağırdım.
Türkçe bilen polis sakin olun içeri gidelim eşiniz baygınmış ayılana kadar yanında olun ifadeye alıcaz karakola dedi.

Koşarak hastaneye girdim küçük bir yerdi bir odada  yerde yatan üzeri örtülü ve kanlı yatan birini gördüm memura bu omu dedim evet dedi.

Feyza dedim  işaret ettiği yere doğru girdiğimde sedyede yatan Feyzayı gördüm nesi var dedim doktor hemşire beni anlamıyorlardı.
Polis onlarla konuşup bana tercüme etti.
Baygın halde hastaneye getirmiş o adam hamile bir bakın demiş onlarda  hamileliğinin gayet iyi gittiğini söylemişler.
Ozaman karımı zehirliyor bu bebek sürekli bayılıyor alın bu bebeği demiş. Doktorlar uyanmadan onayı yasal izni ve tetkikler olmadan yapmayacaklarını söylemişler bu sırada polis gelince hemşireyi rehin almış polisle girdiği münakaşada vurulmuş dedi.
Feyzanın nesi var neden uyanmıyor dediğimde  Dr polise uzunca birşey anlattı polis sanırım sakinleştirici tarzı birşey içirilmiş şuuru kalı uyuyor 1.2 saat serum takarak bekliycez şuuru ve bilinci açılsın ki neler olduğunu anlayalım diyolar dedi.

Bizi bir odaya aldılar Mehmet abim ve Ben odada uyanmasını beklerken Yağızda  İşlemleri hallediyordu  Feyza uyanıp ifadesini verince  evimize dönecektik.
Feyza kıpırdamaya başladı elini tutarak önünde ki saçları başının üstüne doğru ittirdim, gözleri önce kısık sonra yarım açtı bana baktı elimi yavaşça sıktı ve Demirkan senmisin.
Rüyamı görüyorum dedi.
Ben de Mehmet abiye aldırış etmeden dudaklarına yapışarak ve gözlerimden yaşlar akarak benim aşkım benim.
Geldim seni buldum korkma.
Sen de bebeğimiz de gayet iyisin dedim.
Feyza hıçkırarak ağlamaya başladı.
Kalkarak boynuma sarılmak istedi ama kalkamadı daha gücü yoktu. Mehmet abim de diğer elinden tutunca ağlaması dahada arttı.
Bir kaç saat sonra iyice kendine geldi tahlillerinde.
Bir danayı bike uyutacak derecede sakinleştirici kalıntısı vardı. Doktor raporumuzla akşam saatlerinde  karakola ordanda  önce Bodrum sonra  İstanbul olmak üzere yola çıktık.
Akşam 10 da anca İstanbula vardık eve geçerken sürekli telefo um çalıyordu tüm ailemiz bizim evde bizi bekliyordu.
Arabadan indiğimizde ilk önce karım annesine babasına ordan bizimkikere sarıldı annem Feyza beni affet derken Feyza saçmalamayın ne yağtınızda affedeyim anne diye ona sarıldı duygu dolu anları, Feyzanın Baharı görmesiyle çoşkulu anlar tetikledi herkez kızım ve karımın bir birine sarıp hem gülüp, hem ağlamasına eşlik etti. O sırada Başak Yağızın  yanına gidip ona sarıldı ben şok olmuş şekilde onlara bakıyordum.
Mehmet abim kolumu sıkınca kafamı ona çevirdim  şimdi değil Demirkan belliki  gönülleri düşmüş sana beklemek yakışır dedi.
  Hep birlikte içeri geçtik.

Feyza olanları anlatmaya başladı  herşey bitmesine rağmen sinirimi hala yenemiyordum ölmeseydi onu ellerimle öldürecektim.

Herşeyi konuşmuş Baharı yatırmış gece 2 olmuş insanlar dağalmaya başlamışdı. Annem babam  Başak Yağız ve Levend  kalmıştık babam hadi kalkalımda dinlenin  zor bir gündü dedi.

Başak baba bir dakika biliyorum yeri ve zamanı değil ama başka ne zaman bu cesareti buluruz bilmem dedi ve gidip Yağızın elini tutdu.
Beni önce dinleyin lütfen dedi.

Biz Yağızla 1 senedir beraberiz Yağız arkadaşım. Gülcenin ağbisi   Yağız hep size söylemek için bana baskı yapdı ben hep korktum 1 yıl oldu bir yol bulup size anlatmak istedim.

Yağız dava için avukat arayınca ona Yengemi söyledim ailemin kalbi abim  abimin anahtarı yengem onu bize sevgimize inandırırsak oda abimi ve ailemi inandırır diye düşündüm biliyorum, siz şimdi aramızda ki yaş farkına takılacaksınız 16 yaş çok diyeceksiniz ama ben Yağızı çok seviyorum ne olur beni anlayın Yağız Feyzaya  çok anlwtmayı denemiş ama her seferinde bir olay olmuş. Sizde bu zor günlerde tanıdınız o çok iyi biri dediğinde. Büyük bir sessizlik oldu.
Babam bana bakıyordu. Yağıza dönüp sen neden konuşmuyorsun Yağız dedim.
Ne söylersen boynum kıldan ince Demirkan ben Başak'a saygı duydum bırak ben konuşayım benim ailem dedi susdum şimdi de gene susuyorum ve bekliyorum dedi.
Peki bu iş olmaz bırak kardeşimi  yoluna git dersem ne yapacaksın dedi.
Asla dinlemem Başak'ı sizden istemek için müsade isterim, vermezseniz. Başak'ı kendinden isterim evlenirim derse, dünyanın en mutlu insanı olur, mutlu ederim, ama yok ailemi ezemem dersede edebimle geldim edebimle giderim.
Sözüm budur dedi.
Babam ve annem tamam gözü yaptılar.
Ayağa kalktım ve gel yarın akşam iste dedim.
Ne dedi.
Yarın akşam gel iste dedim.
Başak çığlık atarak boynuma atladı.

Herkes gitmiş Feyza ile yalnız kalmıştık suratına yediği tokatın izle hala yerini koruyordu canım sıkılarak   ona sarıldım.
Feyza çok taklitcisin dedi ben de anlamadım o da ne demek dediğimde.

Abimin sana yaptığını Yağız'a yaptın dedi.
Ne alakası var dediğimde.
Ağabeyim de sana aynısını yapmıştı yarın akşam gel iste demiştim, sen de aynısını Yağıza yaptın dedi.
Kahkahalarla güldül.

Ertesi gün hayatımız çok şükür rutine dönmeye başlamıştı.
Yataktan kalktığımda gidip kızımı aldım, ona sarıldım.
Demirkan uyanmıştı kahvaltımızı edip kendi kadın doğum doktoruma gittim, tahliller ve tetkiklerimizi yaptırdık ne de olsa bana bir takım ilaçlar verilmişti bunların, bebeğimize zarar verip veremeyeceğini  bilmemiz gerekiyordu.

Doktor şu anda bir sıkıntı yok.
Kan tahlillerinizde  ultrasonlarınızda da bir sıkıntı gözükmüyor, ama  takip edeceğiz  ilerleyen günlerde ne olacağının garantisini veremeyiz. Bekleyip göreceğiz dediğinde birazda olsa rahatlamıştık.
Akşam için hazırlanıp isteme merasimine katıldık.......

SAPLANTI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin