Sokak Kurtları -Stray Kids Omegaverse-

Bölüm 46

Felix beyaz kurt haliyle koşarak sürü evine vardı. Çevredeki ölü kurtları görmek çok hoş değildi tabii ama Changbin'i burada bulabilmeyi umuyordu. Canlı olarak.

Siyah ve kanla kaplı bir kurt cesedi görünce gözleri kocaman oldu. Changbin?! Kurda doğru koştu. Ceset Changbin gibi kokuyordu ama o ölmüş olamazdı... Omega aralarındaki bağı hala hissedebiliyordu.

Felix cesede ulaşınca onun Changbin değil de Wooyoung olduğunu anladı. İnsana dönüşüp kurdun kanlı tüylerini okşadı.

''Wooyoung...'' diye fısıldadı, kalbi paramparçaydı.

Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Wooyoung'u gerçekten çok sevmişti. Birbirilerini uzun süredir tanımıyorlardı ama Felix her daim Beta'ya güvenebileceğini biliyordu, o ne de olsa Changbin'in abisi gibiydi.

Bu sırada hyungunun ölmüş olmasına Changbin'in ne kadar üzülmüş olabileceğini düşününce Omega daha güçlü ağlamaya başladı.

Changbin- doğru! Felix onu hala bulamamıştı. Onu yeniden aramaya koyulacaktı ki diğerleri ona yetişti.

''Felix bekle!'' diye seslendi Chan.

Felix ona acı bir bakış attı.

''O ölmüş... Wooyoung'' dedi yerde yatan kurdu işaret ederek.

Chan ve Hyunjin başlarını yere eğerken Seungmin ve Jeongin duyduklarına şok olmuştu. Tam bu sırada sürü evinin kapısı açıldı ve Minho çıkageldiğinde sürüsünü görünce gözleri kocaman oldu.

Bu gerçek miydi? Sürünün kalanı da Baş Alfa'nın dönmüş olduğunu görünce şaşırmıştı... Her şey o kadar karmaşıktı ki.

''Minho?''

''Çocuklar?''

Baş Alfa gözlerine inanamaz halde onlara doğru yürüdü. Herkes buradaydı ve hala hayattalardı- Changbin dışında.

Minho hepsine sıkıca sarılarak onlara güven vermek için kokusunu üstlerine bıraktı, özellikle de Chan ve Hyunjin'e, çünkü ikili ciddi şekilde kan kokuyordu.

''Kaybolduğunuzu sanmıştım..'' dedi mutluluktan gözleri dolarken.

Diğerleri de Baş Alfalarının geri gelmesine sevinerek ağlamaya başlamıştı. Minho hepsini Jisung ve annesinin salonda oturduğu eve aldı.

''Jisung bak!''

Minho'nun sesine dönen hamile Omega sürü üyelerini yeniden görmek için başını kaldırdı. Onlara bakınca gözleri kocaman oldu ve elleriyle ağzını kapattı.

''Geri mi geldiniz?''

Ayağa kalkıp hepsine tek tek sarıldı. Üyeler de anneleri gibi olan Lunalarının sıcak sarılışına daha güçlü ağlamaya başladı. Minho ve Jisung'a aslında ne kadar ihtiyaçları olduğunu daha önce fark etmediklerini anladılar. Grup bir yapboz gibiydi ve ana parçalar olmayınca hepsi kayıptı.

Herkes sakinleştiğinde salona yerleştiler. Jeongin Jungkook'u Jisung'a uzattı ve anne oğluna mutlulukla sarılıp her yerini öptü.

''Anneni özledin mi bebeğim?''

Annesini yeniden gören Jungkook kıkırdıyordu. Sonrasında Minho onu aldı ve havaya attıktan sonra yakaladı.

''Merhaba güçlü adam! Eminim beni daha çok özlemişsindir değil mi?''

İkisi de kıkırdarken burnunu oğlunun burnuna sürttü. Jisung'un annesi ise orada öylece oturmuş herkesi sevecen gözlerle izliyordu. Bu gerçekten de özel bir sürüydü.

''Millet, bu annem. Anne, bunlar da Chan, Seungmin, Hyunjin, Jeogin, Felix ve.... Bir saniye Changbin nerede?''

Jisung'un annesi yalnızca başını aşağı yukarı salladı, tanışma faslından önce halletmeleri gereken başka konular olduğunu anlamıştı.

Changbin'in adı geçer geçmez herkesin yüzünde acı bir ifade oluştu. Neler olduğunu yalnızca Chan ve Hyunjin bilse bile diğerleri de bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı.

Hyunjin olan biten her şeye şahit olduğu için olayları anlatmaya başladı. Kimin saldırdığını, neler olduğunu, Chan'ın bayılışını ve Wooyoung'un ölümünden sonra kontrolünü kaybedip giden Changbin'i tek tek anlattı.

Chan da hatırladığı birkaç detayı anlattıktan sonra herkes şok içindeydi. Çok fazla şey olmuştu. Felix  Changbin'in kaçtığını ve sürü bağını kestiğini öğrenince ağlamaya başlamıştı. Şimdi Alfası tek başına kim bilir nerelerdeydi...

''Önce yeni bir bağ kuralım, sonra da duş alıp dinlenmelisiniz. Dışarıdaki cesetlerle ilgilendikten sonra da onu aramaya gideriz'' dedi Minho ayağa kalkarak.

Ortamın modunu biraz olsun yükseltmeye çalıştı. Herkes onu onayladı, ama Felix hala kararsız gibiydi. Changbin'e ihtiyacı vardı.

Hepsi ayağa kalkıp Minho'yla yeni sürü bağını oluşturdu. Bu bağı Jisung'un annesine de açmaya karar vermişlerdi, herkes onu sevdiği için o da artık bu sürünün bir parçasıydı.

''Sürümüze hoş geldiniz bayan Han'' dedi Seungmin başını eğerek ama kadın gencin çenesini tutup başını kaldırdı.

''Hayır, lütfen eğilme. Adım Jangmi, ama bana teyze diyebilirsin. Lütfen hepiniz öyle yapın, beni aileden görmenizi tercih ederim''

Seungmin ve diğerleri ona gülümseyip başlarını sallarken teyzelerine sarıldılar. Tam olarak Jisung gibiydi ama Jisung biraz daha inatçıydı sanki.

Gece olunca herkes sakinleşmek ve rahatlamak için odalarına döndü. Artık o da sürüye katıldığı için Jangmi'nin de kendi odası olmuştu.

Jeongin ve Hyunjin birer duş aldıktan sonra direk uyuyakaldı, ikisi de oldukça yorgun düşmüştü.

Minho ve Jisung oğullarıyla biraz zaman geçirdikten sonra yatağa geçti, ikisi de sürü üyelerinin neredeyse tamamı iyi ve güvende olduğu için mutluydu.

Seungmin Jeno'yu yatırırken Chan yataklarındaydı. Oğulları uyuyunca Omega Alfasına yıkanması için yardım etti, Chan hala yaralıydı sonuçta. Küvetin içinde birliktelerken Seungmin büyüğünün her yarasına dokundu, Alfa güzel eşine baktı.

''Sen olmasan şu anda burada olamazdım biliyorsun değil mi?'' diye sordu ufak bir sesle.

''Ne demek istiyorsun?'' diye sordu Seungmin de eşinin gözlerine bakarak.

Alfa onu kendine çekti ve fısıldadı.

''Tam pes etmek üzereydim ki senin bana seslendiğini duydum. Yalnızca ondan sonra ayağa kalkıp savaşmaya devam edebildim'' dedi Seungmin'in baştan çıkarıcı dudaklarına bakıp aralarındaki mesafeyi kapatarak.

Birbirilerine bu şekilde temas edince Seungmin bu öpücüğe hafifçe inledi. Chan'ı ölesiye özlemişti. Çift yeniden birlikte olmanın tadını çıkardıktan sonra yatağa geçti.

Felix gece boyunca uyumayan tek kişiydi. Yatak ona tek başınayken çok büyük gelmişti ve eşinin çarşafta kalan kokusunu alabilmek için koca yatakta dönüp durmuştu. Changbin'i geri istiyordu, ona dokunmak, kötü esprilerini dinlerken büyüğün kollarını etrafında hissetmek istiyordu. Changbin'in gerçekten bütün sürüyü bırakıp gittiğine inanamıyordu.

Alfasına bunun bedelini ödetecekti.