Bölüm 52

2.3K 279 43
                                    

Changbin ve diğerleri çıktığında Felix'in başına bir ağrı girdi. Başlarda çok kötü olmadığı için Omega geçer diye düşünüp beklemişti ama bir süre sonra çok daha kötü hale geldi. Artık en ufak sesler bile baş ağrısını kötüleştirdiği için oturma odasından ayrıldı, Jeno'nun oyuncakları fazla gürültülüydü. Seungmin ona gidip odasında dinlenmesi gerektiğini söylemişti ama Felix şu anda istese bile uyuyamayacağını bildiği için onun yerine mutfağa gitti.

Jisung ve Minho'nun yemekle işi bittiği için masada yan yana oturmuş çay içiyorlardı. Odayı saran farklı kokular Felix'in midesini yine bulandırınca genç Omega başını tutarak dizlerinin üstüne çöküverdi.

Jisung hemen ayaklanıp yanına gitti.

''Felix! Sorun ne?''

Felix başını iki yana salladı.

''Ben iyiyim. Sadece başım ağrıyor ve burada birbirine girmiş kokular midemi bulandırdı o kadar. Çok da önemli bir şey değil gerçekten'' diye açıkladı ama Jisung hala endişeliydi.

''Minho...''

''Tamamdır''

Baş Alfa Felix'i kucaklayıp onu Changbin'le paylaştığı odaya götürürken Jisung hemen peşlerindeydi. Hamile Omega'yı yatağa yatırdıklarında Jisung sessizliği bozdu.

''Burada kal. Aynı semptomları ben de yaşadım ve Minho yanımda kalınca kendimi çok daha iyi hissettiğimi net şekilde hatırlıyorum. Onun yanımda olması beni, kurdumu ve yavrumu sakinleştirdi''

Felix başı ağrımaya devam ederken ona baktı ''Yani demek istediğin...''

''Aynen öyle, hemen şu anda Changbin'e ihtiyacın var yoksa daha iyi olamazsın'' dedi Jisung net bir sesle.

Felix'in onlara karşı gelecek gücü yoktu, kısa süre sonra da Luna ve Baş Alfa odadan ayrıldı.

''Minho lütfen Changbin'e ulaş'' dedi Jisung eşine. Minho da başını olumlu anlamda sallayıp Changbin'e linkinden seslendi.

''Changbin geri dön... Konu Felix.''

-

-

-

-

-

-

-

-

-

Hyunjin, Chan ve Changbin şu anda bölge etrafında koşmakla meşguldü. En öndeki kişi her zaman değişiyordu. Önce Chan'la başladı, sonra Changbin, şimdi de Hyunjin. Kimin kazanacağı belli değildi ve birbirileriyle takılmaya bayılıyorlardı.

''O kadar yavaşsınız ki uykuya dalacağım'' diye güldü Hyunjin. Chan da gülerek hızlandı ve yeniden en önü kaptı.

''İşte yine arkamdasın ezik!'' dedi Hyunjin'in üstüne biraz toz atarak. Hyunjin öksürürken Changbin de gülmeye başladı.

''Tam gücüme geçmeli miyim? Fazla büyük konuşuyorsunuz gibime geldi de'' dedi o da hızlanarak.

Chan şakasına göz devirdi ''Hadi ama, sanki bundan daha hızlı olabileceksin de!''

Changbin daha da hızlanmak üzereydi ki Minho'nun ona seslendiğini duydu.

''Changbin geri dön... Konu Felix.''

Bu sözleri duyduğunda panikledi ve gözleri parlamaya başladı. Felix'e ne olmuştu?

Diğer 2 Alfa'ya baktığında onlar da bir şeylerin ters gittiğini hissetmişti.

''Changbin ne old-''

''Felix'e bir şeyler olmuş, hemen geri dönmeliyim!''

Bununla birlikte daha hızlı koşmaya başladı.

''Biz de geliyoruz!''

Hyunjin ve Chan onun hemen peşindeydi ama kısa süre sonra Changbin o kadar hızlanmıştı ki siyah kürkünü artık göremiyorlardı.

''Vay be, bu kez kesinlikle kazandı...'' dedi Chan.

Changbin eşine ulaşmak için eve dönmede hiç zaman kaybetmedi. Kapıya ulaşması 15 saniye kadar sürmüştü ve hemen dönüşüp içeri girdi. Etrafına baktığında Minho duvara yaslanmıştı. Changbin daha sorusunu soramadan Baş Alfa odalarını işaret etti.

''Sakinleş genç adam. Sadece biraz hasta hissediyor ve senin stresli olman hiç yardımcı olmaz''

Changbin ona baktı ve derin bir nefes alarak sakinleşti. Minho ona bir göz işaretinde bulununca odaya çıktı ve Felix'i yatakta gördü, Omega ter içindeydi ve yayılan ekşi kiraz kokusu rahatsız olduğunu açıkça kanıtlıyordu.

Alfa ona doğru giderek eşini kollarına aldı.

''Lix... Buradayım artık'' diye fısıldadı saçlarını okşarken.

Felix başta onu itmek istedi ama eşinin tanıdık kokusu onu rahatlatınca kolları da otomatik olarak Alfa'nın sırtında yerlerini buldu. Jisung ve Minho olan biteni kapıdan izliyordu ama çiftin sarıldığını görünce her şeyin düzeleceğini bildikleri için kapıyı da kapatıp gittiler.

Felix biraz sakinleşince sarılmayı bıraktılar, Alfası ona baktı.

''Nasıl hissediyorsun?'' diye sordu endişeyle.

''Artık iyiyim...'' Changbin Omega'nın cevabına rahatlamış bir iç geçirdi.

''Şükürler olsun. Gidip sana biraz su getireyim'' Alfa ayağa kalkar kalkmaz Felix bileğini tutarak onu durdurdu.

''Hayır!''

Changbin şaşırmış halde ona bakınca Felix kızardığı için gözlerini kaçırdı, ama eşinin bileğini bırakmadı.

''B-benimle burada kalsan daha iyi olur bence'' dedi Felix, bir yandan da kekelediği için içten içe kendine sövüyordu.

Bu sözleri duyunca Changbin'in bakışları yumuşadı. Felix'in daha fazlasını söylemesine gerek kalmadan yatağa çıktı ve sırtını yatağın başına dayayarak oturdu. Sonra da Felix'i kucağına çekti, üstüne bir şeyler giymeye zamanı olmadığı için Omega'nın sırtı çıplak göğsüyle doğrudan temas ediyordu.

Hissettiği bütün rahatsızlıkların yavaşça kaybolduğunu hisseden Felix rahatlamış bir iç çekti. Changbin'in kokusu ve vücut ısısı mide bulantısını da bastırmıştı.

Felix'in kokusu yeniden tatlı kiraza dönünce Changbin'in kurdu çılgına döndü. Ama Alfa kendine hâkim olmayı seçip eşinin karına hafifçe masaj yapmakla yetindi.

Omega ona iyice sokulunca Changbin eşinin boynundaki işaretine sürtündü. Uzun zamandır hissetmediği dokunuşu alınca Felix memnuniyetle bir iç daha çekti. Ne kadar olmuştu?

Yatakta bu halde barış içinde uzanırlarken sessizliği bozan kişi Changbin oldu, gözleri kapalıydı.

''Seni çok özledim gün ışığım...''

Ona karşılık verme isteği tavan yapınca Felix'in gözleri açıldı. O kadar sessiz bir şekilde fısıldadı ki kimse onu duyamazdı, ama Changbin duydu.

''Ben de seni özledim...''

Sokak Kurtları -Stray Kids Omegaverse-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin