5

1.2K 84 54
                                    


Beşinci bölüm

Ancak özgürlükten yoksul olanlar, özgürlükleri uğruna savaşma hakkına sahiptir.
~Che Guevera

 ~Che Guevera

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İyi okumalar.

°°°•••°°°

Aklım ermeye başladığı andan itibaren hayatım gözlerimin önünden geçti kısa bir süre, sancılı dönemlerimi hatırlamamaya çalışsam da onlar da benim bir parçamdı. Yirmi iki yıllık hayatımda, toplansa yaklaşık bir yıl yaşamışımdır. Ben kendi hayatımda, yaşamayı kaçırmıştım.

Annem, gittiğim okullar gibi edineceğim arkadaşlara da karıştığı için pek arkadaş edinememiştim, onun için arkadaşlıklar boş vakit kaybından başka bir şey değildi. Yaşıtlarım en deli çağlarını eğlenerek geçirirken ben evde test çözerdim, dil kurslarına giderdim.

Gelişmeyi yavaştan bitirdiğim dönemlerde vücudumun da gelişmesine karar verdiği için beni spor kurslarına da yazdırmıştı, üniversiteye başlayacağım senenin yazından geçen aya kadar düzenli olarak o salona gidip vücudumu da geliştiriyordum.

Bir robot gibi geliştirilmemin yanı sıra, annemin boş bulduğu zamanında kaydımı yaptırdığı o spor kursunun faydalarını şimdi daha iyi anlıyordum. Eğer o kursa gitmeyen, bir spor geçmişi olmayan biri olsaydım onun verdiği bu askeri eğitimden çok daha ağır hasarlarla çıkardım.

Tepemde saymayı sonunda bitiren Özgür, kalkmam için elini uzatmıştı ama bugün beni o kadar zorlamıştı ki sinirimden ve gururumdan dolayı elini tutmayıp bacaklarımdan destek alarak kendimi öne attım ve doğruldum. Uzattığı eline çarparak yanından geçtim ve aynanın karşısında hasar tespit yapmaya başladım.

Hastalığımdan dolayı yara almamam gerekiyordu, doktor öyle söylemişti. Fakat yaklaşık yirmi dakika önce kum torbasına çarparak burnumu ezmiş olmalıydım ki, kanamıştı. Kaşımın kenarındaki yarık ve morarmış bir elmacık kemiğiyle, önceki üç güne oranla daha az hasar alarak bugünü de bitirmiştim.

"Silah eğitimi verdiğin ilk gün kafana sıkmama ne engel olacak acaba?" diye mırıldandım. Verdiği tepkiyi görmezden gelerek merdivenlere yöneldim, yorgunluktan adım atacak gücüm kalmamıştı sanki.

Banyoya doğru ilerlemiştim ama duyduğum tıkırtılarla adımlarım durmuştu, mutfak tarafından sesler geliyordu. Sessizce oraya yaklaştım ve kapının yanına saklanarak içeriye baktım. Siyahlar içinde bir adam, tezgahın üzerindeki Özgür'ün bilgisayarıyla uğraşıyordu. Açmaya çalışıyor gibi görünüyordu, şifreli olduğunu biliyordum.

Açmaktan vazgeçip bilgisayarı kapattı ve kolunun altına sıkıştırdı. Arkasını dönüp ilerleyecekti ki durmuştu, bakışlarını takip ettiğimde baharatlıkların yanında olan telefonumu gördüm. Dudaklarım aralanırken etrafıma bakındım, etkisiz hale getirmem için bir şey aradım ama bulamamıştım.

Özgürlüğe Aşık GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin