40

160 15 198
                                    

Kırkıncı bölüm

En mükemmel adalet vicdandır. – Victor Hugo

Sınav dolayısıyla ufak çaplı bir sezon finaline girdik, sınavın bittiği akşam görüşmek üzere.

***
Miad'tan iki saat önce

Hayat bazen insanlara ikinci şansı verir, o şansı iyi değerlendirirse önceki hatası iyi ki'sine dönüşebilir.

Deniz'in ikinci şansı işkence çektiği o geceydi, hayatında tatmadığı acıları yaşamıştı.

Silah arkadaşlarını kaybettikten sonra girdiği bunalımdan tek bir şey çıkarmıştı onu, intikam hırsı.

Dikkatini dağıtan Kandemir'in imzalı mühimmatlarının peşine düşmüştü, o silahların kalanını bulmayı kafasında takmıştı. Fakat bilmediği bir şey vardı, Kandemir'in en güvendiği adamlardan biri onu takibe almıştı. Ona pusu kurmuş ve tuzağa düşürmüştü, Deniz'e saatlerce konuşması için işkence uygulamıştı.

Ama aslında içinde bulunduğu durum bununla bitmiyordu, bunu çok sonra anlayacaktı.

Konuşmadı, az daha gözünü kaybedecek duruma gelse bile bir an dahi açmadı ağzını. O bir askerdi, ne kadar babası yüzünden atılmış olsa da asker olarak ölmeye ant içmişti.

İşte sınavı da buydu.

Konuşmaması ona verilen ikinci şansın anahtarı olmuştu, o şansı iyi kullanabilmek onun elindeydi.

Silah arkadaşları gözünün önünde şehit edilmiş bir komutanı sırf babasının eli kanlı diye askerlikten atmaları, tuzağa düşürüp işkence çektirmeleri...

Tüm bunlar bir imtihandı ve Deniz, o sınavı geçmişti.

İlk ve tek görevi Kandemir'in örgütünü çökertmekti, bunun için bir buçuk yılını harcamıştı. Ama artık yeni görevinin zamanı gelmişti, Gökyüzü'nün özgür kaldığı gece Deniz'e yeni görevi takdim edilmişti.

Görevi sadece Kandemir değildi, ailesiydi.

Deniz o gece Özgür hapse atılmasın diye kabul etti o görevi, en yakın arkadaşının ömrü hapiste geçmesin diye ona bir kez daha ihanet etmek zorundaydı.

Teşkilat o gece emin olmuştu, Özgür Asaf Kandemir eninde sonunda babasının yerini alacaktı. Bu yüzden önlemlerini almak zorundalardı, en büyük tedbirleri ise Eraslan kardeşlerdi.

Annesinin ve kardeşi gibi gördüğü iki insanın yanından ayrılıp Didar'ın peşine düşmüştü, karıştırdığı şeyleri öğrenmeliydi.

İlk yarım saat bir yerde beklemişti Didar, Deniz o bölge ile ilgili araştırma yapsa da neden beklediğini çözememişti. Ama sonrasında Didar'ın telefonuna gelen bir mesaj ile harekete geçmişlerdi, oysa Didar sadece evlenme teklifi için kardeşine yardım ediyordu.

Havai fişekleri ateşleyen oydu, gülümseyerek izleyen de.

Deniz bunu beklemese de Didar'ın peşini bırakmadı, eninde sonunda açık vereceğini düşünüyordu. Ve yanılmamıştı da...

Havai fişekler bittikten sonra hat değiştirip birini aradı ve yola çıktı Didar, bir şeyler çevirdiğinden emin oldu Deniz o an.

Yarım saat süren bir takipten sonra Didar ormanlık bir arazide durmuş ve yola yürüyerek devam etmişti, Deniz de peşinden gizlenerek gidiyordu. Herkese gösterdiği cıvıl cıvıl Deniz gitmiş, görevini ölüm kadar ciddiye alan Deniz gelmişti.

Özgürlüğe Aşık GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin