On ikinci bölüm
Bir yıldızda yaşayan çiçeği seversen, geceleri gökyüzüne bakmak güzel gelir. -Küçük Prens
İyi Okumalar
***
Bir çocuk için bazı günler vardır özel olan, heyecanla beklenilen. Hayal kurarlar, gerçekleşecek sanarlar. Çocukların dünyası çok başkadır, heyecanları ve hevesleri onları canlı tutar. Zihinlerinde canlandırdıkları, onların cennetleridir.
Bir çocuk için hayaller ne kadar önemliyse, yaşadıkları kırıklar da öyledir. Bazen hayal kırıklığına uğramak, gerçeklerle yüzleşmek gerekir. Çocuklar için de geçerlidir bu, çünkü bir gün onların da büyümesi gerekir.
Ben hiç çocuk olamamıştım, hayallerimden çok kırıklarım vardı o yaşlarımda. Benim kendi dünyam bile yoktu, başkasının tasarladığı bir oyunda kuklaydım sadece. Ben zincirlerle bağlanmıştım onların kuralları dolu hayatlarına.
Hayal kurmaya çalıştım, kırıldım. Güvenmeye çalıştım, en güvenmem gereken insan benim cehennemim oldu. Çocuktum ve cehennem ne bilmezdim, artık biliyorum.
Ben yine de her şeye rağmen bir kez daha güvenebilmiştim, bambaşka bir hayata atılmıştım. Ve yine yıkılmış, hayal kırıklığına bulanmıştım.
Ben Özgür'e gerçekten güvenmiştim ve şimdiye kadar hiç de pişman olmamıştım.
İçimden hala bunun bir yanlış anlaşılma olduğunu umuyordum, ben ona güvenmek istiyordum.
Telefonu sweatin cebine sokup lavabodan çıktım, masaya doğru ilerlerken Özgürle göz göze gelmiştim. Servis yapılmış, yemekler gelmişti. Derin bir nefes alarak oturdum sandalyeme, bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.
"Sen iyi misin? Rengin atmış gibi," sorusuna sadece kafamı sallamakla yetinip çatal ve bıçağımı aldım elime. Bir an önce eve dönüp yatağa girmek istiyordum, Özgür'ün evine...
Sinirlerim bozulduğu için gülümseyerek dışarı baktım, ağlamak istiyordum ama zamanı olmadığını biliyordum.
Aslında ona danışmak, olayı sormak istiyordum ama riske atamazdım. Eğer sebebi oysa elbette yalan söyleyecekti ve bunu gözlerimin içine bakarak yapmasına şahit olmayacaktım, emin olana kadar zihnimdeki o güvendiğim adamı zedelemek istemiyordum.
O çok cesur bir adamdı, bana yaşamayı öğretiyordu ve ben ona güveniyordum. Arkamdan iş çevirmezdi, onu öyle birisi olarak tanımamıştım.
Sadece yaklaşık iki aydır tanıştığımız gerçeği çarptı yüzüme tekrardan, umutlarım tükeniyordu.
"Gökyüzü, iyi görünmüyorsun. İçeride bir şey mi oldu?" diye sordu. Konuşmadım, konuşamadım. Sadece mimiklerimle reddettim sorusunu, konuşursam sesim titrerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgürlüğe Aşık Gökyüzü
Teen FictionHayatı kısıtlanmakla geçen Gökyüzü, nadir bir hastalığa yakalandığını öğrenir. Daha önce bir kez olsun yaşadığını hissetmemiştir, hapsedilmiş bir kuş gibidir ve Özgür, ona kanat çırpmayı öğretecektir. Fakat Gökyüzü, sırf özgür olabilmek için çıktığı...