Onuncu bölüm
Mutluluğun sırrı özgürlüktür, özgürlüğün sırrı ise cesarettir. -Tukidides
İyi Okumalar.
***
Korku, iç veya dış dünyadan kaynaklanan bir tehlike olasılığı ya da birey tarafından tehlike olarak algılanıp yorumlanan herhangi bir durum karşısında yaşanan evrensel bir duygudur. Psikolojide karşılığı buydu korkunun, dersini alırken içim titremişti.
Benim için tehlike, tek bir kişiden dolayı kaynaklanıyordu. Onun içinde olduğu her anım, tehlike ve korku doluydu.
Ve ben şu an fark ediyorum ki, o olmayınca ben hiçbir şeyden korkmuyordum. Benim aslında tek korkum oydu, o yokken korkusuz biriydim.
Sudan, nefessiz kalmaktan korkuyorum sanırdım. Şu an kalbimin bu denli çarpmasının sebebinin bu olduğunu düşünüyordum, fakat içimde bir yerlerde biliyorum ki ben aslında nefessiz kalmaktan korkmuyorum.
Üzerime üzerime gelen Özgür'e karşı tek bir planım vardı, tam havuza yaklaşmışken geri çekilecektim ve o da suya bensiz düşecekti. Öyle umuyordum.
Eli beline gitti ve üzerindeki tişörtü tek hamleyle çıkardı, kaslarını görünce gözlerimi devirmeden edemedim.
"Ne yani, bundan etkilenip sersemleşeceğimi mi düşünüyorsun?" diye sordum alayla. Dudağının kenarı kıvrılırken bir adım daha atmıştı, geriledim.
"Kaslarla etkilemeyi düşünmek düşük IQ belirtisidir, buna göre ben gayet zeki biriyim bence." dedi. Egodan çok, o tipleri sevmediğini belirtiyordu.
"Çok güzel çünkü etkilenmedim, etkilenecek kadar kaslı da değilsin bu arada." dedim gıcık bir ses tonuyla. Amacım aklındaki şeyi yapmasını engellemekti ama çok kararlı duruyordu, ürkmeden edemedim çünkü havuzun dibindeydik.
"Cümlemi tekrar etmeme gerek var mı?" dediğinde tam hangi cümlesi olduğunu sorup kaçacaktım ki benden önce davranıp belimden sıkıca tutmuştu. Kolları belimi sararken ellerim göğüslerini bulmuş, tüm gücümle ittirmeye başlamıştım. Lakin o kadar kasmıştı ki kendisini, itmek mümkün bile değildi.
"İstemiyorum diyorum sana, algılaman yok mu senin? Gelmiş bir de IQ'dan bahsediyor ya!" desem de beni dinlememişti. Her an beni suya bırakabileceğini fark ettiğimde ittirmek için göğsünde olan ellerim boynunu bulmuş ve sıkıca tutunmuştu.
"Sırıtma hiç, denize düşen yılana sarılır diye bir atasözü var bilirsin. Ondan yani," dedim ve tutuşumu sıkılaştırdım. Kalbim neredeyse ağzımda atıyordu ve bunun sebebi kesinlikle suya olan korkumdandı!
"Nasıl bir anın var, bilmiyorum ama bunu yapmamız gerekiyor. Bugün olmasa bile birkaç gün sonra yine öğrenmek zorundasın, zamanımız varken şimdi yapmamız en mantıklısı. Bunun sen de farkındasın," dediğinde yüzüm düşmüştü. Haklı olduğunu düşünmesem inat eder, yine de bu havuza girmezdim ama kahretsin ki, çok haklıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgürlüğe Aşık Gökyüzü
Teen FictionHayatı kısıtlanmakla geçen Gökyüzü, nadir bir hastalığa yakalandığını öğrenir. Daha önce bir kez olsun yaşadığını hissetmemiştir, hapsedilmiş bir kuş gibidir ve Özgür, ona kanat çırpmayı öğretecektir. Fakat Gökyüzü, sırf özgür olabilmek için çıktığı...