46

101 11 204
                                    

Kırk altıncı bölüm

Seni olduğun gibi seven insan için iyi gün kötü gün yoktur. Ne zaman yanında olması gerekiyorsa o zaman yanında olur. - Cemal Süreya

***

Elleri yeni tıraşlanmış sakalına gitti, sıvazlayarak volta atmaya başladı. Gergin görünüyordu, muhtemelen söylediklerimi kafasında iyice tartıyordu.

"Pekala, diyelim ki anlattığın gibi baban o oluşumun peşinde... Ki o oluşum dediğin resmi kayıtlarda nişanlına ait görünüyor," dediğinde bakışlarımı kaçırdım.

"Kanıtlayabildiniz mi ona ait olduğunu?" diye sorduğumda masaya eğilip gülümseyerek baktı bana.

"Fark eder mi?" dedi meydan okurcasına. Aynı samimiyetsizlikle ben de gülümseyerek karşılık verdim ve ona doğru eğildim.

"Etmez mi?" diye sordum meydan okumasına karşın. Başını sallayarak geri çekildi, alaya alıyormuş gibi görünse de demek istediğimi çok iyi anlamıştı.

"Peki. Hazır konu açılmışken, onun hakkında konuşalım." derken elimi masaya vurdum sertçe ve doğruldum.

Kelepçelerime baktı, tek elimde açık bir şekilde duruyordu. Nasıl kurtulduğumu anlamaya çalışıyordu fakat unuttuğu bir şey vardı, beni Aziz Kandemir yetiştirmişti.

"Onun hakkında tek bir kelime bile etme, bu işe karıştırma." dedim oldukça ciddi bir şekilde. Sınırını bilmesi lazımdı, buraya gelmiş ona yardım ediyorsam özelime saygı duymalıydı.

"Ne tuhaf," diyerek bana doğru adımladı ve son vuruşunu yaptı. "Asıl karıştıran sendin diye biliyorum ben."

***
04.03.2023
Miad'tan günler sonra
Çatı Katı'nda terk edilmenin hemen ardından
Gökyüzü'nden...

Gitme, dememle kalsan ne olur?
Gönlün çoktan yola çıkmış bir kere

Şarkı yavaş yavaş bitiyordu, içimi dağlayan bitiş müziği ağlayışımı daha çok arttırmıştı. Kulağımdan çıkardım kulaklığı, çatıdan aşağı savurdum.

Resmen beni bırakıp gitmişti, gözümü açmamla onu kaybetmem bir olmuştu.

Öfkeyle elim parmağımdaki yüzüğe gitti, hala çıkaramamıştım. Ama bugün tam dibime kadar gelip tek bir kelime etmemesi, beni öylece bırakıp gitmesinden dolayı çıkardım yüzüğü. Kulaklık gibi fırlatmak istedim uzaklara, bende kalan son parçası da gitsin istedim ama yapamadım.

Maalesef ki hala deli gibi aşıktım ona.

Gözlerimi sildim, artık onun için ağlamak istemiyordum. Ayağa kalktım ve çatıya çıkan merdivenden inmeye başladım, bir daha buraya gelmeyecektim.

Ama merdiveni inerken onunla göz göze geldim, merdivenin arkasında durmuştu ve öylece beni izliyordu. Gözleri acı doluydu, ay ışığının aydınlattığı karanlıkta bile görebiliyordum bunu.

"Gidemedim," diye mırıldanarak merdivenin etrafından dolaştı ve arkama gelip beni kucakladı. Elleri belimde ve bacaklarımdaydı, göğsüm kalbine değiyordu.

Özgürlüğe Aşık GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin