11

917 64 44
                                    

OnBirinci Bölüm

Özgürlük neye yarar, yaşarsa bir arada özgürlerle tutsaklar.
-BERTOLT BRECHT

 -BERTOLT BRECHT

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İyi Okumalar

***

Çocukluğum, diğerleri gibi oyun oynayarak geçmemişti. Oyun oynamaya dahi zaman bulamazdım, kurslardan ve ders çalışmaktan dolayı kendime ayırabildiğim tek zaman dilimi, yemek molalarım oluyordu. Onda da ne yiyeceğim sene başında her gün için tek tek listelenirdi ve aykırı bir durumda tek bir çikolata bile yiyemezdim.

Resmen bir robot gibi hayatımı sene başında kurarlardı ve ben tüm sene içerisinde her günümü, her saatimi o programa göre yaşardım. Bunu yapmak zorundaydım, kuralları çiğneyemezdim.

Sertliği yüzünden sürekli yurt değişikliği yaptırılan müdirem bile beni daha özgür bırakıyordu, en azından biriktirdiğim harçlıklarla bazen dondurma alabiliyordum. 

Bir çocuk için normal olan bazı şeyler, benim için hep yasaktı. 

Şimdiyse, beni hayatına ve planına dahil etmeden önce "ilk kural, kuralların olmaması." diyen bir adamın yanında özgürlüğü her gün daha çok tadabiliyordum. İstediğim zaman istediğim şeyi yiyebiliyor, ne istersem onu yapabiliyordum.

Şimdilik, onunla geldiğim için pişman değildim. Hatta iyi ki diyordum, iyi ki o gün o hastanenin çatısında çıkmış karşıma. Yoksa ben ne zincirlerimi kırabilir, ne de korkularını yenen güçlü bir kadın olabilirdim.

"Biz iki deli, iyi ki bulduk birbirimizi o zaman." dedim gözlerine uzun uzun bakarken. Gülüşü yavaşça solarken boğazını temizledi ve geri çekildi. 

Birden ne olduğunu anlayamadığım için hareketlerini izledim bir süre, kafasını kurcalayan bir şey varmış gibi görünüyordu. Birkaç adım geriledi ve bakışlarını kaçırdı, kaşlarımı birleştirdim.

"Sen iyi misin?" diye sordum ama tam cevap verecekti ki çalan telefonumun melodisi onu susturmuştu. Arkamı döndüm ve banyoda unuttuğum telefonumu aldım, arayan annemdi. 

En son haftalar önce, uçağımın indiğini söylemek için onu aramış ve ulaşamamıştım. Mesaj bıraksam da gitmemişti ve ben de burada telefonun çekmediğini düşünerek vazgeçmiştim fakat görüyordum ki, gayet de güzel çekiyordu.

"Efendim?" diyerek cevapladım aramasını. Yemek masasının sandalyesine oturdum ve annemi dinledim, sadece nefes alıp veriyordu.

"Anne, beni duyuyor musun?" derken Özgür, tedirginlikle bakıyordu bana. İlk başta nedenini anlayamasam da, daha sonra annem için endişelendiğini düşünüp vazgeçtim.

O sırada annemin sesleri birbirine karıştı ve cızırtılı bir ses duydum, sanki birden hat kesilmişti.  Kaşlarımı çatarak onu tekrar aradım, ulaşılamıyordu. Mesaj yazmaya karar vererek uygulamaya girdim ve mesaj sayfasına baktım. Çevrimiçi görünüyordu, tuhafıma giderken ses kaydına aldım.

Özgürlüğe Aşık GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin