Playist:
G-Eazy (with Halsey)-Him&I...
Derin bir nefes aldıktan sonra bir adım attım. Ayağım yere değer değmez bileğimde bir el hissetmiştim. Başımı arkama çevirdiğimde Heeseung'ın bana endişe ile baktığını gördüm.
Şu an evimin önündeydik ve çok gergin hissediyordum. Burası benim evimdi, içeridekiler benim aile üyelerimdi ve bundan hiçbir kaçış yoktu. Yani şimdilik. Şu an tek düşündüğüm içeriye nasıl gireceğimdi. Annemle konuşurken tüm cesaretimi harcamıştım resmen. İçeriye girmeye yüzüm yoktu.
Halbuki hiçbir suçum yoktu... Ya da bir yabancının yanında onların yanında olduğumdan daha rahat hissediyordum. Bu bir suç mıydu?
Heeseung dudaklarını araladı. "Eğer bir zorluk yaşarsan orada kalmak zorunda değilsin." Elini ceketinin cebine attı ve bir anahtar çıkartıp avucuma bıraktı. "Sahildeki evde de kalabilirsin. Kendini kötü hissettiğin, yaşamadığın bir evde ve ailede kalmana gerek yok."
"Bunları neden yapıyorsun?" Dedim aklımdakiler düşünüp, tartmadan söyleyerek. "Neleri?" Kaşlarını çatarken konuşmuştu. Yutkundum. Madem düşünmeden konuşmuştum, geri adım atmayacaktım. "Bana yardım ediyorsun, kucak açıyorsun, annem; babam ve sevgilim olacağını söylüyorsun. Neden?"
"Hatırlarsan bunları karşılıklı yapıyoruz? Ve sana zamanı geldiğinde anlatacağımı söylemiştim. Hoş, eğer akıllı biri olsaydın ya da bu konu üzerine tüm gerçekleri ortaya koyarak düşünseydin, çoktan anlamış olurdun." Söylediklerinin hiçbirini anlamazken kaşlarım çatıldı ve ağzım soru sormak için aralandı fakat bana fırsat vermeden anahtarı avucuma iyice yerleştirdi ve avucumu sıkıca kapattı.
"Bu yedek anahtar. İstediğin zaman gidebilirsin. Her neyse hadi içeri gir. Bir şey olursa ara ya da oraya gel." Şu an içeride olacaklara odaklanmak istediğimden az önce söylediklerini sonra düşünmeye karar verdim ve başımı salladıktan sonra arkamı döndüm fakat ani bir kararla tekrar ona dönüp sarıldım. En azından bunu hak ediyordu.
Şaşkınlıktan dolayı ilk birkaç saniye kolları havada kaldı. Ardından o da kollarını bana sardı. Vücudunun bir yay gibi gerildiğini hissedebiliyordum. Başım göğsüne yaslı olduğundan dolayı da kalbinin atış hızını duyabiliyordum. Çok hızlı atıyordu. ne Gerçi benimde ondan kalır yanım yoktu. Yaptığımdan dolayı bir yanım çok az pişmandı. Utanmadan edemiyordum.
Yıllardır benim ile olan ailem bile anlayamamıştı sıkıntılarımı ama o anlamıştı. O beni çok iyi anlamıştı. Üstelik yardımcı olmak istediğini söylemişti de. Bunların hiçbirini yapmak zorunda olmasa dahi yapmıştı. Karşılılı yapıyoruz dese dahi benim için bunun karşılığı ödenmezdi, ödenemezdi. Çok güzel bir kalbi vardı.
Ondan ayrılmadan önce "teşekkürler." Diye mırıldandım. Sesim kısık çıkmıştı. Öyleki bir fısıltı gibiydi. Ondan ayrılarak eve yürümeye başladım hızla. Arkamı dönmek istesemde dönmedim ve eve son hız ilerleyerek binadan içeri girdim. Derin bir nefes alarak bie süre bekledim. Olmayan cesaretimi bekliyordum bir nevi. Sonunda gelmeyeceğini anladığım cesaretle hareketlendim ve kapıya ilerleyerek çaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Truthfulness/Courage | Lee Heeseung
FanfictionŞişenin soru kısmı ona diğer kısmı da bana bakacak şekilde durduğunda gergince dudağımı ısırdım. "Doğruluk mu, cesaretlik mi?" Sakin sesi ile biraz olsun rahatlasamda kalbim hâlâ hızlı hızlı çarpıyordu. Bu oyun beni geriyordu. "Cesaretlik." Doğrulu...