2.2

1.2K 96 103
                                    

Playist:

Katy Perry-Harley In Hawaii...

Yemeği son kez karıştırdıktan sonra altını kapattım ve bir tabloymuş gibi beni izleyen arkamdaki Heeseung'a döndüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yemeği son kez karıştırdıktan sonra altını kapattım ve bir tabloymuş gibi beni izleyen arkamdaki Heeseung'a döndüm. Döner dönmez göz göze gelmiştik. Utandığımı hissederken belli etmemeye çalışarak tezgaha yaslandım ve ellerimi nereye koyacağımı bilemeyerek iki kenarıma koyup onun gibi onu izlemeye başladım.

Bir şey söylemesini ve bu bakışma yarışmasını sonlandırmasını bekliyordum fakat o aksine başını masaya koymuş, bayık ama güzel bakışlarıyla bana bakmaya devam etmişti. Kaşlarım çatılırken başımı ondan çektim ve böylece pes eden o değil ben olmuş oldum. Her zaman o kazanacak gibiydi sanki.

"Yemek hazır oldu. Biraz soğusun servis ederim." Diyerek salata yapmak adına buzdolabına ilerledim ve bulduğum her malzemeden birer tane alarak bir süzgeç seleğin içine koydum. Onları yıkadıktan sonra ise kesme tahtası ve bıçak alarak doğramaya başladım fakat o hala aynı pozisyonda bana bakıyordu. Şeytan diyordu ki "Dön arkanı çek bıçağı önüne dön de." Ama kıyamıyordum işte. Hem bunu yapsam saçma olurdu hem de onun parıldayan  yıldızlarla dolu gözlerindeki ışıkları söndürmek beni üzerdi. Bakışları çok güzeldi.

Salata bitince biraz tuz ve limon ekleyerek salatayı biraz karıştırdım ve masaya koydum. Ardından iki tabak çıkararak yaptığım yemekleri içine koyup sırayla önümüze bıraktım. Çubuklarımız ve kaşıklarımızı da çıkardıktan sonra her şey hazırdı.

"Başlasana." Dedim heyecanlı olmamasına özen gösterdiğim halde heyecanlı bir şekilde çıkan sesimle. Onun için ilk kez yemek yapmıştım ve tepkisini çok merak ediyordum. Acaba beğenecek miydi? Başını kaldırdı ve dişlerini, diş etlerini sonuna kadar görebileceğim kadar büyük bir şekilde sırıttıktan sonra çubuklarını alıp yemekten biraz aldı ve ağzına attı. Ben ise yemeği hiç umursamadan tepkisini görmek adına merakla ona bakıyordum. Gözlerim yüzünün her bir yanını turlayarak ne düşündüğünü anlamaya çalışıyordu ama anlamak imkansızdı!

Bir süre sonra ağzındaki lokmayı çiğneyip yuttuktan sonra sabırsızca kıpırdandım yerimde. "Nasıl olmuş? Beğendin mi?" Diye tüm sorularımı sıralarken hala susuyordu. "Ne var bunun içinde?" Demesiyle heyecandan sırıtıp duran dudaklarım aşağıya doğru düştü. Şaşkınlıkla ona bakerken gözlerimin kocaman olmuştu istemsiz. "Normal malzemeler işte."

Elini uzattı ve masadaki elimi tutup öptükten sonra yanağına koyup üstüne de kendi elini koyup dirseğini masaya yasladı. Yine aynı bakışlarla bana bakmaya başlamıştı. "Normal malzemeler dışında." Kaşlarım çatılırken, bi' yandan da utancımdan yerin dibine giriyordum ama belli etmiyordum, ona baktım şaşkınca. "Bir şey yok."

"Yanılıyorsun." Dedikten sonra gülümsedi. "Mükemmelliğinden katmışsın. " Kocaman olan gözlerimle ona şaşkınca bakmayı sürdürürken, elimi bıraktı ve hafif açık olan ağzımı biraz daha açarak ne ara çubukları arasına sıkıştırdığını bilmediğim yemeği ağzıma koydu. "Hadi bakalım şaşkın balık, yemeğini ye. Bir deri bir kemik kalmışsın." Demesiyle gözlerimi devirdim ve oturduğum yerde dikleşerek çubuklarımı aldım ve ağzımdakini
Çiğnedikten sonra mırıltı şeklinde konuştum ama yine de beni duymuştu. Zaten koca evde bir tek ikimiz vardık. Tek ikimiz... Cidden şimdi  mi farkına varıyorum? Aklımı nerede bıraktım acaba?

Truthfulness/Courage | Lee HeeseungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin