3.3

449 47 178
                                    

Playist:

MIIA- Dynasty...

Elime aldığım poşeti kucağımda taşırken mutlu mutlu yürüyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elime aldığım poşeti kucağımda taşırken mutlu mutlu yürüyordum. Heeseung için tatlı yapmıştım ve şu an sahildeki eve gidiyordum. Onun da bir hafta süren vizeleri bitmişti ama geçen haftadan beri hiç konuşamamıştık. Son bir haftadır onunla konuşmadığım için sürekli ders çalışmıştım. Hafta sonu ise bir kaçamak iyi gelebilir diye düşünerek Heeseung için tatlı hazırlamıştım. Bir haftadır konuşmuyor olduğumuz için bu sürede ona ne kadar bağlandığımı fark etmiştim. Sürekli onu düşünmekten ve sırıtıp durmaktan hem dudaklarım hem de başım ağrıyordu. Onu özlemiştim.

Evin kapısını Heeseung'ın bana verdiği anahtarla beraber açarken içeri girdim ve ayakkabılarımı çıkartıp ayakkabılığa koydum. Ardından mutfağa ilerleyip elimdekileri siyah mermerden oluşan tezgaha bıraktım. Telefonumdan Heeseung 'ın numarasını bulup tuşladım ama telefonu açan olmadı. Kaşlarım çatılırken kapanan telefonu bir daha aradım. Birkaç kez daha aramayı sürdürdüm ama açan olmamıştı. Bu sefer de Yu Jin'i aradım. Birkaç saniyelik çalıştan sonra telefon açılmıştı."Alo, Soo Bin?"

"Yu Jin, abin nerede biliyor musun?" diyerek, hiç uzatmadan konuya girdim. Yu Jin, "Nasıl yani? Seninle değil mi?" dedi. Kaşlarım daha da çatılırken yutkundum. "Hayır, ben ona sürpriz yapmak için bir şeyler hazırladım ve onu çağırmak için aradım ama açmadı. Bir haftadır konuşmuyorduk vizeleri olduğu için." Diğer taraftan Yu Jin'in duraksadığını hissettim.

"Ama bana seninle buluşmaya gittiğini söyleyerek çıktı evden." Kalbim heyecanla gümbürderken acımaya başlamıştı. Başımdan aşağı kaynar su dökülmüş gibi hissediyordum. "Onu nerede bulabilirim? Yani genellikle gittiği yerleri biliyor musun?"

"Sahildeki eve ya da teyzemin kafesine gider genellikle ama çok uğramadığı, arada bir gittiği bir ev daha var. Bizim eski evimiz. Oraya gitmiş olabilir çünkü teyzemin kafesi bugün kapalı." Adrenalin duygusunu iliklerime kadar hissedebiliyordum. "Peki, bana adresi at. Belki oradadır, gidip bakmalıyım." dedim titremeye başlayan sesimle. "Tamam ama beni de bekle Soo Bin. Ben de gele-" sözünü dinlemeden kapattıktan sonra poşetle birlikte masaya bıraktığım siyah çantamı hızla alıp omzuma taktıktan sonra koşar adım yürüyüp az önce çıkardığım ayakkabılarımı giydim. Bu sırada telefonuma mesaj gelmişti.

Evden çıkıp kapıyı kapattıktan sonra hızlı adımlarla yürüdüm. Bir süre sonra yakınlardaki bir otobüs durağına varmıştım. Burayı bana bir keresinde yolda gelirken  Heeseung göstermişti. Telefonumu açtım ve Yu Jin'in bana attığı konuma baktım. Buranın neredeyse ters istikametinde gözüküyordu. Şehrin sessiz, genellikle yazları insanların kaldığı evlerinin olduğu bölgeydi. Derin bir nefes verdim ve hangi otobüslere bineceğimi kararlaştırdıktan sonra beklemeye başladım. Durakta benden başka bir tek yaşlı bir teyze ve küçük erkek torunu vardı.

Truthfulness/Courage | Lee HeeseungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin