Playist:
Alien-Die Antwoord...
Yutkunarak ayaklarıma bakarken dudaklarımı ısıyordum. Yakında kanıyabilirlerdi. Annem tam karşımızda oturmuş bize çatık kaşları ile bakarken, ben ve Heeseung karşısındaki koltukta oturuyorduk.
Bize sorarcasına bakmaya başladığında, Heeseung elimi tuttu ve sıktı. Annemin gözleri ellerimize kayarken, ellerimi çekmeye çalıştım ama bu Heeseung'ın daha da sıkmasına sebebiyet vermekten başka bir işe yaramadı. Zaten kapıda da el ele olduğumuzu gördüğünü de hatırlayarak elimi çekmeyi bıraktım.
"Biz sevgiliyiz." Aniden söylediği bu iki kelime ile gözlerimi anneme çevirdim. Bana sinirle bakıyordu. Alayla gülerken,"Anlayamadım?" Dedi.
Annem sevgili konusunda hassas biriydi. Üniversiteye geçene kadar asla sevgilim olmayacaktı. Olsa bile ciddi düşündüğüm birisi olmalıydı. Bu kadar geride kalmasından dolayı ona hiçbir zaman hoşlandığım birisi olunca veya söylemek, içimi dökmek istediğim bir konu olunca asla söylememiştim. Hep içimde tuttmuştum.
Anneleri ile kanka gibi olan, her şeyini anlatan kızları her gördüğümde imrenmişimdir. Keşke bizde böyle olsaydık...
"Duyduğunuz gibi. Biz sevgiliyiz. "Diye tane tane konuştu Heeseung.
İşte olanlar ondan sonra başladı. Annem daha da sinirlendi. Bağırdı çağırdı... Ben ise kendimi sıkıyordum. Nefes almakta zorlanıyordum. Yine de gıkımı çıkarmadım. Aynı şekilde Heeseung'da susuyordu. Muhtemelen sinirinin geçmesini bekliyordu.
"Bu piç-" sözünü yarıda kesen şey benim bağırmam oldu. İlk defa ona karşı bu kadar serttim...
"Yeter!" İkisininde, korkarak kapının kenarından bize bakan iki kardeşiminde bakışlarını hissedebiliyordum. "Cidden yeter anne!"
"Hep karar vermem gereken konulara benim yerime sen karar veriyorsun! Bu benim hayatım anne! Senin değil! Ben bıktım senin istediğin hayatı yaşamaktan! Ben hiçbir zaman istediklerimi gerçekleştiremedim!..
Kardeşlerime örnek olmamı istedin. Yaptım! Derslerimin iyi olmasını istedin. Yaptım! Huysuz, şımarık bir kız olmamamı istedin. Yine yaptım! Sırf bir tane sevgilim oldu diye bana böyle bağıramazsın! Bu..." derin bir nefes aldım ve gözlerinin tamda içine baktım. "Bu senin hayatın değil! Anladın mı beni? Bu benim hayatım! Bana sevgi göstermediğinde sustum ben! Küçükken bir yetişkinmişim gibi davrandığında da sustum ve olgun olmaya çalıştım o yaşımla! Kardeşlerim benim o zamanki yaşıma geldiğinde onlara benim tam tersi davrandığında da sustum! Ben onları kıskanıp, zarar da vermedim! Ben hep sustum anne! Hep suçu kendimde arardım ama..." Yutkundum. Konuştukça daha da konuşmak istiyordum. İçimdekileri yüzde yüz anlatamazdım, kusamazdım ama bir nebze azaltabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Truthfulness/Courage | Lee Heeseung
FanfictionŞişenin soru kısmı ona diğer kısmı da bana bakacak şekilde durduğunda gergince dudağımı ısırdım. "Doğruluk mu, cesaretlik mi?" Sakin sesi ile biraz olsun rahatlasamda kalbim hâlâ hızlı hızlı çarpıyordu. Bu oyun beni geriyordu. "Cesaretlik." Doğrulu...