Bana Güven

1.8K 163 34
                                    

(Pazar Sabahı 07:30)

Ferman yüzüne vuran ışık ile gözlerini araladı . Yüzünde hissettiği kızıl saçları eli ile nazikçe çekti . Sağına baktığında ona sarılan Beliz'i gördü . Hayat arkadaşını , onu olduğu gibi kabul eden Beliz'ini . Ali'nin yokluğunda kendisine çok destek olmuştu . Ali'nin yokluğunu düşünmüş iken onun yoğun bakımda olduğunu hatırlayınca gözlerini fal taşı gibi açtı . Beliz'i uyandırmadan yataktan kalktı ve elini yüzünü yıkayıp giyinmeye başladı . Bir not kağıdı aldı ve Beliz'e not bıraktı . 

'' Hayatım ben hastaneye Ali'nin yanına geçiyorum . Uyanınca gelirsin hastaneye . Seni seviyorum . ''

- Ferman

Ferman notu Beliz'in başucuna koyup arabasına doğru adımladı . Aracını çalıştırarak hastaneye gitmek adına yola çıktı .

***

(Pazar Sabahı 08:15)

Nazlı gözüne vuran ışık ile uyandı . Etrafına bakınınca başucunda Ali'nin ona gitmeden önce aldığı kar küreyi gördü . Onu atmaya hiç kıyamamıştı ve yıllarca saklamıştı . Bir süre aptal bir gülümseme ile kar küresini inceledi . Daha sonra aklına gerçekler gelmişti . Ali kaza yapmış ve yoğun bakımdaydı . Hemen banyoya koştu ve elini yüzünü yıkadı , saçlarını taradı . Ardından odasına girip giyinmeye başladı . Açelya ise o sırada Nazlı'nın sesine uyanmıştı . Nazlı'yı acele ile giyinirken görünce uyku sersemi olayları unutmuştu . 

Açelya: Nazlı ne bu acele ? Düğünün mü var ? (Son cümlesinden sonra kahkaha attı.)

Nazlı: Açi unuttun mu ? Ali yoğun bakımda ona gidiyorum . (Açelya gerçekleri Nazlı uyardıktan sonra hatırlamıştı . Güler yüzü anında solmuştu . Yorganı kenara atıp yataktan direkt kalktı .) Sen de geleceksen acele et . Taksi çağırdım hemen gidelim . 

Açelya alelacele hazırlanmaya başlamıştı . O hazırlanırken Nazlı ise aklına gelen şey ile Kemal'e mesaj attı . Bugünü normalde Kemal ile geçirecekti sözü vardı ama bu durumda iken planlarını iptal etmek istemişti . Ayrıca Kemal'e de nedenini söylememişti . Onun dönüş yapmasını beklemeden telefonunu hızlıca kapadı ve evin önüne indi . Açelya da geldikten 5 dakika sonra taksi evlerinin önüne vardı . İkili taksiye bindiği gibi Berhayat'a sürmesini istedi . 

Aradan geçen 25 dakika sonra hastaneye varmışlardı . İçeri girdiklerinde direkt yoğun bakıma yürümeye başladılar . Kata vardıklarında eli alnında koridorda bir ileri bir geri yapan Ferman'ı gördüler . Adil ise koltuğa oturmuş sağı ve solunda Ferda ile Selvi vardı . Onlar da üzgün gözler ile etrafa bakınıyorlardı . Tanju ise içerde Demir ve Doruk ile Ali'yi  muayene ediyordu .Olayı anlamak için yaklaştılar . 

Açelya: Hocam iyi misiniz ? Ne oldu ?

Ferman: (Koltuklardan birine tekme attı.) Bu saate kadar uyanması gerekiyordu ! Neden uyanmadı neden !? (Bu hareketi Nazlı ve Açelya beklemediği için birden zıpladılar.) 

Adil: Ferman ! Kendine gel ve bu sinirine hakim ol . Senin sinirli olman Ali'yi uyandırmadığı gibi bize de hiç iyi hissettirmiyor ! Kendine gel ve oturup neden uyanmadığını düşün !

O sırada içerden Tanju , Demir ve Doruk çıkmıştı . Üçü de söze nasıl gireceğini düşünürken Ferda sessizliği bozdu . 

Ferda: Tanju bey Ali neden uyanmıyor ? Biriniz artık konuşsun !

Tanju: Iıı... (Derin bir nefes alır.) Dün de dediğim gibi Ali ameliyatta zor durumlar atlattı . Bunların sonuçlarını da şimdi görüyoruz . Bedeni yorgun düşmüş . O yüzden şu an derin bir uykuda . İçinizi rahat tutun . Merak edilecek bir durum yok . 

Herkes derin bir nefes aldı ve birbirine sarıldı . Ali iyiydi ve uyanacaktı . Ortalık sakinleşince Nazlı aklındakini uygulamak için Adil'in yanına gitti. 

Nazlı: Adil hocam izninizle Ali'nin yanına girmek istiyorum . Belki beni duyar . Belki erken uyanır . Lütfen izin verin .

Adil başta izin vermemeyi düşünse bile Nazlı'nın o gözlerindeki ışığı görmüştü . Başı ile onaylayınca Nazlı hiç zaman kaybetmeden hemşireler tarafından hazırlandı ve yoğun bakıma girdi . Ali'nin başucuna bir sandalye çekti ve oturdu . 

Nazlı: Söze nasıl başlamam gerekiyor bilmiyorum . Seninle konuşacak yüzüm yok artık Ali . Seni önceden çok kırdığımı biliyorum . Keşke diyorum... keşke geçmişe gidebilmenin bir şansı olsa da gidip o zamanki bana '' Nazlı sakın Ali'yi kırma , onu hiçbir şey için zorlama . O senin bu hayatta tek dayanağın . O senin hayat arkadaşın . Babanın bile göstermediği şefkati sana gösteren tek kişi o ! '' diyebilsem . Ama zamanı geriye alamıyoruz . Hatalarımızdan ders çıkarmayı öğreniyoruz . Ve ben hatamdan dersimi çok iyi çıkardım . Sensizlik... Sensizlik beni çok yordu Ali ! Benim cezam sensiz olmakmış . Sen gittikten sonra seni her yerde arar oldum . Bana dokunmasan bile , bana küs olsan bile seni görmeye o kadar alışmışım Ali ... Senin varlığın bana huzur veriyormuş . Ben...ben bunu çok geç anladım . Lanet olsun çok geç anladım ! Sensizlik ölümden de beter Ali ... Lütfen uyan benimle konuşmasan bile lütfen uyan . Senin varlığına ihtiyacım var . Hem bak ne diyeceğim . Bunları uyanık olsan cesaret edip söyleyemezdim . Rü...rüyamda seninle sahilde kahkahalar eşliğinde el ele yürüyorduk ve...ve bir bebeğimiz olacaktı . Bir bebek senin ve benim bebeğim . Eminim bu rüya gerçek olsa sen '' Erkek veya kız farketmez . Bizim bebeğimiz sağlıklı doğsun yeter . '' derdin . Bebeğimiz çok şanslı olurdu biliyor musun ? Çünkü senin gibi bir babası olacaktı . Sana son bir şey daha diyeceğim daha sonrasında ise dinlenmen için seni yalnız bırakacağım . Seni hiçbir zaman unutamadım . Hep kalbimdeydin ve hala da öylesin . Ali ben...ben sana deliler gibi aşığım ! 

Nazlı , Ali ile konuşurken gözyaşları Ali'nin eline düşüyordu . O sırada ise Ali , rüyasında sahilde tek başına yürüdüğünü görüyordu . Az ilerde sahil elbisesi ile olan bir kadın ve yanında ufak bir kız çocuğu gördü . İkili kuma oturmuş kumdan kale yapıyordu . Onlara yaklaştıkça kadını tanıdı. Nazlı'ydı o . Bir zamanlar sevgilisi olan Nazlı . Eskiden ve hala aşık olduğu Nazlı'sıydı . Kız , Ali'ye dönmüş ve onun ayaklarına kum atıyordu. 

Nazlı: Masal , kızım neden babaya kum atıyorsun sen bakalım ?

Ali baba kelimesini duyunca dilini yutmuş gibi hissetti . Ne yani adı Masal olan kız onların çocuğu muydu ? Nazlı'nın bu komik sitemine Masal kıkırdamıştı . Ayağa kalkıp Ali'ye doğru adımladı . Her adımında Ali onu inceliyordu . Kendisi gibi kıvırcık saçlı ve kara gözlüydü . Yüzü ve dudakları Nazlı'ya çok benziyordu . Yürüyüşü bile adeta onu andırıyordu. Masal , babasının dizlerine gelip sarıldı .

Masal: Babacığım bizimle oynamayacak mısın ?

Masal'ın bu soruyu sorarken yüzü üzgün ve umutlu bir şekil almıştı . Ali zar zor konuşmayı becermişti . 

Ali: Ta...tabii ki oynayacağım babacığım . Hadi gel oturalım bakalım . 

Ali Masal'ın ellerinden tutarak yere oturdu . Kendisi oturduğu an Nazlı ona sırnaşmış ve dizlerine yatmıştı . Şu an yüzünün kum olması umurunda değildi . Ali'sinin dizlerinde yatmak her şeye bedeldi . Üçü gülerek kumdan kale yaparken Nazlı birden ayağa kalkıp gülümseyerek Ali'ye elini uzatmıştı . Ali olayı kavramaya çalışırken Nazlı'dan duyduğu cümle tereddüt ettirse de elini tutmasına yetmişti .

Nazlı: Bana güven Ali . 

İstediğiniz hayalinizde olan sahneleri yorumlara yazarsanız onları da bölümlere ekleyebilirim . İlginiz için teşekkürler .

Kelime Sayısı : 1147 

Yeni bölüm 45 VOTE olduğunda gelecektir .

Kırık KalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin