Tavşanım

846 109 26
                                    

Ali yanındaki minderden kalkan Nazlı'yı gözleri ile içeriye girene kadar takip etti. Doğum günü sürprizi bittikten sonra üzerlerine rahat bir şeyler giyip bahçeye çıkıp uzanmışlardı. Birkaç dakikanın ardından Nazlı elleri arkasında bahçeye geldi ve Ali'nin karşısına oturdu.

∼ Şimdi hayal gücünü konuştur Ali Vefa.

∼ Peki. Ne düşüneyim?

∼ Kapa gözlerini.

∼ Kapadım.

∼ Evimizdeyiz ve seninle yatakta uzanıyoruz. Sabah cilveleşmemizi yapıyoruz. İşte sen bana iltifatlar ediyorsun ve ben sana her zaman olduğu gibi düşüyorum.

∼ Sanırım anladım. Hoşlanmak anlamında mı dedin?

∼ Evet canım. Neyse devam ediyorum. Ben senin göğsünde yatarken birden aramıza biri atlıyor. Elinde oyuncak tavşanı ile biri.

∼ Sonra ne oluyor?

∼ Gözlerini açarsan anlarsın.

∼ Açayım mı?

∼ Aç aç.

Ali gözlerini açtığında Nazlı'nın elindeki patiği gördü. Bir süre anlamsızca baktıktan sonra şaşkınca Nazlı'ya baktı.

∼ Sürpriz Ali Vefa. Hamileyim, baba oluyorsun.

***

Ali'nin tepkisiz bir şekilde durmasından Nazlı önce bir tedirgin oldu. Şoka girdiğinden falan şüphe etti ama aniden Ali'nin sevinç çığlıkları ile kendisini kucaklayıp döndürmesinden şokta falan olmadığından emin oldu. 

∼ Baba oluyorum öyle mi?

∼ Evet canım, baba oluyorsun.

Ali aniden ayağındaki terlikler ile sokağa çıktı ve bağırarak baba olduğunu ilan etmeye başladı. Nazlı da arkasından koşuşturuyor, onu durdurmaya çalışıyordu ama nafile. Ali kaldırımda yürüyen insanları durduruyor ve onlara baba olacağını söyleyerek uzaklaşıyordu. Buna karşılık tebrik eden olduğu gibi ''Manyak mısın be kardeşim?'' tepkisini gösteren de oluyordu. Nazlı ise o tepkiyi gösterenlere söyleniyor, ardından da Ali'yi takip etmeye devam ediyordu. Bu heyecan en son kontrol altına alınmıştı ama o zamana kadar tüm sokak ayağa kalkmıştı bile.

***

Burnuna gelen yemek kokuları ile gözlerini bir sabaha daha açtı. Her sabah olduğu gibi Ali'nin göğsüne yatmak için hareketlendi ama gözleri kapalı olduğu için başı boşluğa düştü ve afalladı. Başını kaldırınca Ali'yi göremedi ve yatak başlığına sırtını dayayarak kollarını havaya doğru uzatarak gerildi. Banyoda elini ve yüzünü yıkadıktan sonra kokuyu takip etmeye başladı. Kaynağa geldiğinde ise Ali'nin menemeni masaya koyduğunu ve sıcak simitleri böldüğünü gördü. Arkasından gelerek göğsüne sarıldı ve uzanıp yanağını öptü.

∼ Günaydın hayatım!

Ali, Nazlı'nın ellerini öptü ve ona döndü. 

∼ Günaydın Nazlı'm, hadi yemek hazır. İstersen oturalım.

∼ Hay hay efendim.

Masaya geçtiklerinde Ali onun sandalyesini çekti. Nazlı buna karşılık tekrardan öptü onu. Ardından da çayları doldurmaya başladı.

∼ Bugün yoğun musun Ali?

∼ Hayır, değilim. Bir şey mi oldu?

∼ Yoo. Sadece merak ettim. 

Telefonun titremesi ile ikili ellerindeki çay bardağını bırakarak mesaja odaklandı. 

∼ Beliz saat 11:30'da herkesi toplantı odasına bekliyormuş.

Kırık KalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin