42-

479 42 31
                                    

Keyifli okumalar...

''Ne kadar geç davranırsan durumu o kadar geciktiriyorsun Demet.'' Dedi Atlas. Casper'ın masasının üzerine oturmuş, masadakileri karıştırıyordu. Casper her zamanki gibi geç kalmıştı ve bunun bedelini de Atlas'ın naçizane sohbetiyle ben ödüyordum.

''Yalın'la birkaç gün fazla geçirmiş olman bu durumu hafifletmeyecek.''

''Yalın'ı birazcık tanıdıysam seni asla affetmez.'' Diye de eklediğinde, oturduğu masadan bir şeyler devirerek kalktı. Üzerinde siyah kargo pantolonuna sinmiş tozları temizlediğinde, deri ceketinin yakalarını da düzeltti. Dışarıdan yabancı bir göz Atlas'a baktığında kusur bulamazdı. Yunan tanrılarına benziyordu.

Karşılıklı iki tane misafir koltuklarından birinde oturmuş, ayaklarımı sehpaya uzatmıştım. Siyah taytımın altındaki postal botlarım sehpaya ağır gelirken, Atlas da kalktığı yerden sonra tam karşıma oturdu. O da benim gibi ayaklarını uzattığında, gözlerimin içine bakıyordu.

Ben de ona bakıyordum ama gözlerim başka birini arıyordu.

''Bana artık alışsan iyi olur.'' Dedi yaslandığı koltuktan sırtını çekip gövdesini bana doğru yaklaştırırken. Yüzünde iğrenç bir gülümseme vardı ve ben bu gülümsemeye uzun süre katlanmak zorundaydım.

''Artık benden nefret ediyormuşsun gibi bakmayı kesmelisin.''

''Çünkü bakışlarının yumuşaması fazla uzun sürmeyecek.'' Diye de eklediğinde, gülümsemesi büyüdü.

Bu dediğiyle ben de samimiyetsiz bir şekilde gülümsediğimde, az önce onun yaptığı gibi yaslandığım yerden sırtımı çektim ve ona yaklaştım. İkimizin de uzanmış ayakları artık sehpada değilken, aramızda birkaç cm uzaklık vardı. İkimiz de gülümsüyorduk ve ikimizin de dudaklarındaki ifade bambaşka anlamlar taşıyordu.

''Biliyorsun değil mi Atlas?'' Diye başladım konuşmaya.

''Yalın bir gün beni affedecek ve sen o gün saklanacak delik arayacaksın.''

''Bunu ben sana zorla yaptırmıyorum.'' Dedi bakışları anında soğuyup, ciddileştiğinde. Yüzündeki gülümseme solmuştu çünkü böyle bir günün geleceğini içten içe biliyor, inanmak istemiyordu.

''Evet ama bunu kurula sunanın sen olduğunu bilmiyor muyum sanıyorsun?'' Dedim sesimin yükselmesine engel olamayarak. Atlas teklifi direkt bana yapmış gibi gözükse de, önce kurula sunmuş izin almıştı. Kurula sunduktan sonra ben böyle bir teklifi kabul etmesem bile, kurul bir şekilde beni bu oyuna sokardı. Değerli kuklalar için elinden gelenleri ardına koymazlardı.

''Korkuyorsan kapının yolunu biliyorsun Demet.'' Dedi az önce söylediklerimin hiçbirini anlamamazlıktan geliyorken. Bu tavrına gözlerimi devirdiğimde, bundan zevk alıyordu.

''Ben daha kapıdan çıkamadan görevden çekildiğim için infaz emrim verilir.'' Diye cevap verdim. Bunu biliyordu ve vazgeçemediğim için gururla gülümsedi.

Aramızdaki gerilimi aniden açılan kapı böldü. Casper ve biricik kızı Lavin kol kola odaya girdiklerinde, Lavin'in şekerli parfüm kokusu ikisinden de önde gelmişti.

''Ah kusura bakmayın çocuklar biraz beklettim.'' Dedi Casper bana doğru eğilip, tek yanağımdan bir öpücük aldığında. İğrenerek buna izin verdiğimde, Lavin de biricik babasının beni öpmesine aynı benim gibi iğrenerek ve küçümseyerek bakıyordu.

Casper, yüzündeki o gülümsemeyle tam söze başlayıp, konuyu bambaşka yerlere çekerek uzatıcağında lafa atlayarak onu durdurdum.

''Hiç uzatma Casper. Ne yapmam gerektiğini biliyorum.'' Dedim.

MEZAR YARIŞLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin