"Kopilotluk bana göre değil." Dedim sarışının yüzüne bakarken. Ona pişman etmek için bile olsa istemediğim bi şeyi yapmazdım. Kopilot sadece Yalın'ın yanında olurdum ama görünüşe bakılırsa, hiç bi zaman sürücü koltuğundan başka koltuğa oturmamalıydım. Bana yaramıyordu.
"O zaman." Dedi sarışın yanımdan kalkarken.
"Sana iyi eğlenceler." Dediğinde, kalkıp gitmişti. Kaldığım açık hava barında tek kişi benken, eve gitmek ve son anda Mezar yarışlarına yetişmek istiyordum. Gidebilmem için bir motora ve ya arabaya ihtiyacım varken, bir daha kesinlikle Yalın'ın sözüne güvenmeyecektim. Etrafıma baktığımda herkes yarışı izlemek için sahanın etrafına doğru giderken, etrafta beni eve bırakmak istiyecek tek bir kişi kalmamıştı.Aklıma Yalın'ın arabası geldiğinde, kendi kendime sinsice sırıttım. Beni geri plana atmanın cezasını çekecekti.
Eve vardığımda, anahtarı kontaktan çıkartıp arabadan çıktım. Yalın'ının mükemmel mat siyah arabasını kapımın önünde zevkle bırakırken, ilk geleceği yer burası olucaktı ve büyük ihtimal görünce biraz sinirlenecekti. İstediğim de buydu. Ya da belki de gelmezdi. Gecesi Lavin'le yoğun geçebilirdi. Belki ben de arabasıyla rastgele bi yarışa girer, bilerek kaybederdim.
Kesinlikle sindirememiştim yaptığını.Evine girdiğimde, Çağın kokusu hakim değildi. Ama dağınıklığı bir kaç saat önce burda olduğunu belli ederken, salonda ayaklarını uzatarak yemek yediğini belli eden tabakları elime aldım. Üstümdeki ceketi çıkartıp koltuğa fırlattığımda, yarıştan kalan tulumla gelmiştim. Değiştirmeye ayıracak vaktim yoktu çünkü Yalın ortalarda dolanıyordu. Riske atmayıp, barmenden yardım istemiştim ve bana anahtarı kilitli dolaptan almama yardım etmişti. Karşılığında biraz tatlı da olmuştum tabi.
Aldığım tabakları mutfağa getirirken, mutfakta onun gelmesiyle baş gösteren aburcubur poşetleri ve biralar her bir taraftaydı. Yemekler, atıştırmalıklar alıp gelmesini seviyordum çünkü bu evde sadece o işe yarıyordu. Onun dışında koca bir dağınıklıktı. Tatlı, kıvırcık bi dağınıklık.
Mutfaktan çıkıp, odama gitmek için merdivenlere yöneldim. Merdivenleri bir bir çıkarken tuluma takılmamak için zorlanıyordum ve bu tulumu kesinlikle geri götürmeyecektim. Barmenle öyle anlaşmıştık ama üzgünüm, biraz kafam güzeldi.
Odama ulaştığımda, içimden gelen heryeri dağıtmak ve içimdeki bu öfkeyi saldırıyla atmak varken sadece üstümü değiştirmeyi seçtim. Bir kaç saat önce yatakta Yalın yatarken heyecanla açtığım dolabı, şimdi büyük bir sinirle açtığımda içinden Çağın'dan çaldığım uzun bi erkek tişörtü çıkardım. Üstümdeki toz kokulu yarış kıyafetlerinden kurtulurken, tişörtü üstüme geçirdim ve altına siyah şort giydim. Dolabın kapaklarını kapatırken, mezar yarışları aklıma geldi. Kesinlikle büyük bir laf yapıcaklardı ve bunun en azından değmesini isterdim. Bir daha Yalın'ın ipiyle kuyuya inmezdim. Bunu anlamıştım.
Odamdan çıkıp, yeniden mutfağa geldiğimde içimi ısıtıcak bir şey içmeliydim. Bunun için şarabı seçtiğimde, bütün bardaklarım şarap bardağıydı. İçlerinden bir tanesini seçip içki dolabını açtığımda kırmızılardan birini kaptım.
Kulaklarımı dolduran kapının açılmaya zorlama sesiyle hiç şaşırmadım. Büyük ihtimal kendine özgü geliştirdiği tuhaf bi aletle açmaya zorluyordu ve bu konuda iyi olduğu,ilk günlerde evime girdiğimde onu görmemle anlaşılmıştı.Sonunda kapı açılıp, demir kapı duvara çarptığında sinirli olduğu belliydi. Elimdeki bardaktan şarabı yudumlarken, sırtımı tezgaha yasladığım. Bir kolumu karnımda kavuştururken, diğer elim şarabımı yudumlamam için yardım ediyordu.
"Demet." Diye bağırdı kalın, sinirli sesi. İlk defa duyduğum ses tonu hoşuma gitmese de, arabasını çalmıştım. Ama eğer o beni eski sevgilisine ya da öyle bişeyine tercih etmeseydi böyle bir şeye kalkışmazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEZAR YARIŞLARI
ActionBurası özel motor yarışlarıydı. Herkes alınmaz, herkese de anlatılmazdı asıl mesele. Ama şehirdeki herkes adını bilir, gece yarısı yarışların olduğu sokak ve caddelerden geçmeye korkardı. Burası; Motorların şanıyla büyürdü. Kalbi vardı buranın. Tam...