23-

3.1K 183 16
                                    

Çok uzun bir bölüm oldu. Umarım beş günün telafisi olmuştur. Keyifli okumalar.(:

DEMET'TEN
Gözlerim her zamanki umursamazlığında etrafı tararken, görmeği beklediği kişi Yalın değildi. Eylül tarafından uzun ısrarlar sonucu getirildiğim, Doruk'un da zorla motorla peşimize takılarak geldiği partide Yalın hiç planda yoktu.
Güzel suratı günler sonra görüş açıma girdiğinde, kendimi ne kadar kandırırsam kandırayım onu özlediğimi hissettim. Güzel suratı yeniden renklenmiş, kafes izlerini göstermişti. Yakın zamanda kafese girmiş gibi değildi çünkü daha çok kuruyan yaraları vardı. Uykusuzluktan olsa gerek ki göz altları mora dönüşmüştü ve hemen yanındaki, yanağındaki morlukta onu yalnız bırakmamıştı. Yine de herşeye rağmen, hala bütün çekiciliğiyle partide dikkat çeken kişiydi.

Onu görmeye bile alışamıyorken, yanında gördüğüm Lavin bunu daha beter hale getirmişti. Onu gördükçe aklıma gelen pişmanlığım, neden yaptığımı sorguladığım düşünceler beni mahvediyordu. Ona kızma hakkını kendimde görmüyordum ama kendini hemen Lavin'in kollarına atması görmek isteyeceğim türden bir an değildi.
Tenleri yeterince birbirleriyle uyum gösterirken, dışardan bakılınca partinin en güzel çiftiydiler. Lavin'in yerinde olma isteğim beni ele geçirirken, Lavin'in yerinde olsam şuan bu partiden çoktan kalkmıştık düşüncesi dudaklarımda minik bir sırıtışa sebep oldu.
Ancak ne Lavin'in yerindeydim, ne de Demet olarak yanına gidebilirdim.
Günlerdir kendimi yemiş, nasıl kendimi affettirebilirim konusunda büyük düşüncelerde kaybolmuştum. Sürekli kendimi karşısına çıkmak için hazırlamaya çalışmıştım ama her ona gitmek için kapıdan çıktığımda, rüzgar beni eve geri itmişti. Günlerdir her gece yattığımda, her sabah kalktığımda aklımda beliren suratı 'özlemek' hissini yaşatıyordu.
O da beni benim düşündüğüm gibi düşünüyor mudur? Sorusu hep belirsiz kalırken, düşünmüyor oluşu kalbimi daha da yaralayabilirdi.

Mükemmel bir şeyin başlamasına engel olmuştum. Bu yüzden günlerdir kendimle kavga ediyordum. Sürekli bana karşı Yalın'ı tutan taraf kazanıyordu ama yine de karşısına geçmek için gerekli cesareti toplayamıyordum.
Günlerdir onu özlüyordum. Ama bunun için hiçbir şey yapmamıştım.

"En azından eğleniyormuş gibi yap Demet." Diyen Eylül'ün sesi gürültüye rağmen kulaklarımı doldurduğunda, sesiyle ona dönmüştüm. Güzel suratı içten bir şekilde gülümsüyorken, gerçekten iyi niyetli olduğunu yüzünden bile anlayabiliyordum. Ama bazen saçma hareketlerde bulunup, sanki çok yakınmışız gibi davranıyordu. Daha çok ortamlarda, Mezar Yarışlarında yanıma gelir ve bir daha yanımdan gitmezdi. Benim sayemde kalabalığa girmişti.
Ama yine de, bu yaşıma kadar tanışıp kanımın ısındığı tek hemcinsimdi.

Ben cevap vermeyip, tam bar kısmına yöneleceğim sırada Doruk belimden tutup beni kendine çekti.
"Ben eğlendirmesini bilirim." Diye konuşup, sırıtarak dudaklarıma bakıyorken kaşlarım çatılmıştı. Hoşuma gitmeyen bu hareketiyle kendimi beklemeden geri çekerken, normal şartlarda bu hareketine bir şey demez hatta eğlenirdim ama şartlar normal değildi. Moralim bozuktu, aklımda Yalın vardı. Kafam dalgın, kalbim kırıktı.

"Size iyi eğlenceler." Diyip göz devirerek yanlarından geçtiğimde, bara doğru adımlarımı atmaya başlamıştım. Arkamda şaşkın ve üzgün iki çift göz bıraktığıma eminken, aslında birbirlerine çok yakışırlardı. İkisi de eğlenmeyi, kalabalığı, ünü ve de gülümsemeyi seviyordu. Ve kesinlikle ikisi de tuttumu bırakmıyordu. Bensiz daha çok eğlenceklerine emindim.

Kalabalığa girip, farklı renk tenlerin arasından tek tek geçerken gürültünün bar kısmında daha az olmasını diledim. Bar kısmı bahçedeyken, buna sevinmiştim. Aynı çatı altında Yalın ve Lavin'le beraber olmak beni hissetmek istemediğim hislere yöneltiyordu. Özellikle onların şuan yan yana olması, düşünmekten kendimi alamadığım bir kördüğüm hissiydi.

MEZAR YARIŞLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin