Merhabaaa!
Bölüme geçmeden önce sormak istediğim bir şey var. İzlediğim her şeyden etkilenme, esinlenme gibi bir huyum var, lanet olsun.
Mitolojiye çok fazla ilgim var aynı şekilde fantastik kurgulara da. Güçlü kadın imajlarına bayılıyor ve yazmayı da çok seviyorum. Fantastik tadında bir hikayeye başlamıştım bir kaç ay önce. Dört bölüm yazdım. Mezar Yarışları olduğu için fazla ilerletemedim. Ama sanırım görüşlerinizi çok merak ediyorum.
Hikayeden bir kesit yayınlarsam;Dünya, bütün sıkıcılığını devam ettirirken herşey stabil, olması gerektiği gibiydi. Bütün insanlar monoton hayatlarına devam ediyor, işlerine gidiyor ve de mutlu rollerini her zamankinden daha iyi oynuyorlardı. Ama bu stabilliği değiştirmek isteyen insanlar, korkunç bir şeye kalkışmıştı. Adeta cehennemi bulmuş, toprak rengini kırmızı yapmışlardı. Cehennem artık insanların ayakları altındaydı ve korkunç kötülük hükmünü sürüyordu.
Kendilerine 'bilim insanı' diyen bir grup kötülük vebayı evcilleştirmeye çalışmış, vebadan da daha kötü ceza getirmişlerdi. Yaydıkları bütün zehir şimdi dünyaya yayılırken, insanlar gruplara ayrılmıştı. Yaşam tarzı tamamen değişmiş, herkes tek bir insan günü için şükreder olmuştu.Kitabın adını 'Av Panayırı' koydum. Kitapta karakterler olarak avcılar var. Ve bu avcılar Yunan Mitolojisine göre isimler alıyorlar. Tabiki de kitapta aşk, tutku ve aksiyon hep olan şeyler, öncelik verdiğim şeyler. Sizce yayınlamalı mıyım? Ama yayınlarsam ve beğenirseniz Mezar Yarışlarıyla paralel ilerletmem zor olur ancak o hikayeyi de yazmak istiyorum.
Tabiki de Mezar Yarışları her zaman önceliğim.
Ne dersiniz?Şimdi, Keyifli okumalar.(:
___
"Yalın." Gördüğüm kan dolu yüzü ve vücudu beni dehşete düşürürken, buraya onun geçmişini öğrenmeye değil şuanını öğrenmeye gelmişim gibi hissettim. Geçmişinin saklamasının nedenini şimdi anlıyorken, Çıkmaz Sokak'a adını yazdırmıştı. Ve herkesin sonu onu da bulduğunda, çıkamamıştı. Ya da çıkmak istememiştim."Şaşırdın bakıyorum." Diye konuştu arkamda kalan Casper. Onun varlığını unutmuştum. Hala karşımdaki kafeste canı için dövüşen Yalın'ı izlerken şaşkınlığımı atamıyordum. Kafes Dövüşleri burda en yasa dışı ve en ceset çıkaran oyundu. İki kişi karşılaşır, bir kazanan olurdu. Diğeri ise ya ölürdü ya da bazen acırlardı. Ancak Yalın'ın acıyacak bir tarafı olmadığı belliyken, burdan bile yüzündeki hırs ve kin belli oluyordu.
"Şaşırma." Diye yeniden konuştu arkamda kalan Casper.
Şaşırmamam için bir sebep yokken, bugüne kadar nasıl gizlemeyi başarmıştı. Kafes Dövüşü yapıyordu. İllaki yüzünden belli olurdu. Böyle bir şeyin içine girmesi hiç aklıma gelmemişken, başlarda onu uzun günler boyu görmediğim aklıma geldi. Belki de kafes dövüşü yaptığı belli olmasın diye seçtiği insanların yanına iyileştikten sonra gidiyordu. Son zamanlarda çok görüşüyorduk. Ya son zamanlarda kafese girmemişti ya da hiç yara almadan çıkmayı planlamıştı. Ya da sadece yüzüne yara almamaya çalışıyordu.
Düşünceler beynimi tırmalıyordu. Onunla ilk tanıştığımız güne kadar gittim. Bana o gece 'kimsin sen' diye soran Yalın, asıl kendi kimliğini benden tamamen saklamıştı."Yalın Kaya yıllardan beri burda en saygı duyulan dövüşçüdür." Diye yeniden konuştu Casper.
'Yıllardan beri' ne zaman bu işe karıştığını merak ettiğimde,"Kaç yıldan beri?" Diye sordum. Casper arkamda bütün sorularımı cevaplamak için hazırda bekliyordu. Ancak gördüğüm manzarayla öğrendiklerim çok gelmiş gibi hissediyordum. Kafes Dövüşü yapması benim için sorun değildi. Hiç birimiz masum değildik ama öldürdüğü canların sayısını merak ettim. Ya da öldürmemişti, bilmiyordum. Ama şuan karşımda dövüşen Yalın, öldürecekmiş gibi duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEZAR YARIŞLARI
AcciónBurası özel motor yarışlarıydı. Herkes alınmaz, herkese de anlatılmazdı asıl mesele. Ama şehirdeki herkes adını bilir, gece yarısı yarışların olduğu sokak ve caddelerden geçmeye korkardı. Burası; Motorların şanıyla büyürdü. Kalbi vardı buranın. Tam...