Diğerlerinden kısa bir bölüm oldu. Daha fazla yazamadım yoksa yarına kayıcaktı. O yüzden kısa bitirdim. Umarım beğenirsiniz, keyifli okumalar...
"Aptal kız."
"Ne düşünüyordu ki o halde yarışa girerken."
"Sen nasıl izin verebildin buna?"
"Yalın tamam olan oldu. En azından bir şey olmadan atlattı."
Duyduğum boğuk sesler, bilincimin yerine gelmesiyle küçük küçük kulaklarımı doldurmaya başlamıştı. Kafamdaki inanılmaz derecede ağrı vücudumun her bir kemiğinin ağrısıyla daha da mükemmel hale gelirken, gözlerimi açmak bir eziyet gibi geliyordu. Sesleri minik minik işitsem bile kulak zarıma müthiş bir acı çektiriyor, dış dünyaya dönmemi daha da zorlaştırıyordu. Hatırladığım en son şey tam karşımda duran, yeni koyulduğunu düşündüğüm mükemmel bir bariyerken, bu ağrının içtiğim viski yüzünden olmasını diledim. Oysaki burnumu dolduran hastane kokusunu beni üzer derecesinde 'kaza yaptın' diyordu. Kaza yapmıştım.
Gözlerimi yavaş yavaş açmaya çalışırken, tam karşımda duran beyaz ışık bunu zorlaştırıyordu. Gözlerim beyaz ışığa küfürler ederken, göz kapaklarım ağırlaşmıştı.
"Uyanıyor." Yeni yeni kendime gelmemle, beynimin artık çalışmasıyla beynim 'Kenan' uyarısında bulundu. Önümüzdeki yüzlerce günün 'ben sana demiştim' 'temkinli ol' cümleleriyle geçeceğine eminken, kendimi gerçekten bir aptal gibi hissediyordum. Belki de hayatımda bir kez olsun kafamın dikini değil, bir başkasını dediğini dinlemeliydim. Özellikle alkollüyken.
Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda, iyi niyetli görünen beyaz ve mavi renkler beni rahatsız etmişti. Yattığım yumuşak ama bir o kadar da hasta kokulu yatakta tam bir korunmasız hasta gibi hissederken, ayaklarımın ve kollarımın hala çalışır durumda olması için dualar ettim.
Gözlerimi şenlendiren ilk yüz yüzüme eğilmekten çekinmeyen Yalın'ken, yüzü hala bulanıktı. Gördüğüm yüzü kaşlarımın da çatılmasına sebep oluyorken, bilincimin ilk yerine gelmeye başladığında bana kızan cümleleri sarfeden kişinin tam şuanda gözlerini bölerterek bana bakan kişiyle aynı olduğunu anladım.
Ama şuan Yalın umrumda değildi. Kollarımın ve de bacaklarımın hala orda olduğunu bilmek istiyordum.Sırtüstü dümdüz yattığımda yerde kollarımı çalıştırarak yataktan destek aldım. Kendimi yukarı doğru çekerken, Yalın yüzümden ve benden uzaklaşmıştı. Yardımıma hemen Kenan koşarken hatalı gözlerime rağmen yüzündeki endişeyi okuyabilmiştim. Ne yaparsam yapayım, onu ne kadar haklı çıkartırsam çıkarayım bana kızamayacağımı bildiğim Kenan için gülümserken Yalın'a dönüp bakmaya ürküyordum. Yine de onu gördüğüm ve sonunda benle konuşucak olması gerçeği bu durumu biraz hafifletirken, hala bacaklarım ve kollarım olduğu için mutluydum.
Yarışlarda çok kötü kazalara tanıklık etmiştim. Kolu kopan, bacağı ağır yükün altında kaldığı için ampute edilen, çoğu zaman vücudunun her bir kemiği kırılan insanlar...
Çok kötüydü ama bir daha motora binemeyecek olmaları belki de daha kötüydü."Ah günaydın kazazede." Dedi yüzüme kızgın bakışlarını atarken. Ses tonundaki sinirini okuyabiliyorken, onu günden güne daha da sinir ediyor oluşuma rağmen şuan karşımdaydı. Ne zamandır burda olduğunu, aslında ne zamandır baygın bir şekilde bu kadar acınası kaldığımı merak ediyordum. Pencereden perdelere rağmen yansıyan ısrarcı ışığa bakılırsa öğlen saatleriydi. Ancak beynimin 'kaza geceydi' diye uyarmasıyla saatlerdir bu umutsuz hasta yatağında yattığımı anlamıştım.
"Ne zamandır baygınım?" Diye sordum kısık gözlerimle onlara bakmaya çalışırken. İki ay önce kaza yapsaydım şuan odada iki değil bir kişi olurdu. Yalın'ın hayatıma bu kadar yakın oluşu, uyanmamı bekleyecek kadar beni merak ediyor oluşu günün tek güzel ayrıntılarından biriydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEZAR YARIŞLARI
AçãoBurası özel motor yarışlarıydı. Herkes alınmaz, herkese de anlatılmazdı asıl mesele. Ama şehirdeki herkes adını bilir, gece yarısı yarışların olduğu sokak ve caddelerden geçmeye korkardı. Burası; Motorların şanıyla büyürdü. Kalbi vardı buranın. Tam...