18-

3.6K 225 31
                                    

Keyifli okumalar(:


Ve gelmemişti.
Görüşmeyeli bir haftadan fazla olmuştu. Ya gerçekten pişman olmamıştı, ya da Casper'ın dediği gibi önünde dolu bir programı vardı.
Ama beni o gün evinden kovan adam, bence pişman olmamıştı.
Bu sinirinin, öfkesinin nedenini anlayabiliyordum. Çok zor bir hayatı vardı. İnsanları yumruklamak, öldüresiye dövmek insanın sinirleriyle tabiki de oynardı. Yüzü dövüştüğünü çok belli ederken beni karşısında görmek hoşuna gitmemişti. Kafes dövüşü yaptığını bilmememi istiyordu ama hiçbiri ona o gün beni evden kovma hakkı tanımıyordu.
Sinirliydim. Onu affedicek kadar araya mesafe koymamıştım ama eğer yanıma gelirse o da 'Buzlar Kraliçesi'yle' karşılaşacaktı. O eski tatlı, çatışmalı ve tutkulu halimizi özleyemiyordum bile. Kırılmış. Gerçekten kırılmıştım.

"Ah bayılıyorum sana." Dedi arkamda bana yapışık dans eden benim yaşlarımda tatlı karizmatik çocuk. Şuan yine en sevdiğim bardaydım ve eski hayatıma geri dönmüştüm. Bir haftadan sonra Yalın'ı aramıyor, aklıma fazla getirmiyordum. Şimdi benim eğlencemin vaktiydi.

Renkli klüpte herkesin kafası güzelken herkes tanımadığı insanlarla ateşli danslar ediyordu. Altımdaki dar siyah etek kalçamın tamamen çıkmasına neden olurken, arkamdaki çocuk bundan epeyce mutluydu. Her hareketimde elleri belimde sıklaşıyor, bir şeyler mırıldanıyordu. Adını başta söylemiştim ama çakır kafam bunu aklımda tutmamıştı. Dans etmekten nefes nefese kalırken atmosferin bu seksi havasını seviyordum. Kimse kimseyle bana neden dokundun diye kavga etmiyor, herkes bunun için piste çıkıyordu.

Kırmızı ışıklı ortamda ortalık daha da ateşli hale gelirken, arkamdaki çocuğa sürtünmeyi bırakmıştım ona doğru dönmüştüm. Gözlerinde şehveti şimdi görebiliyorken, aslında tam benim tipimdi. Serseri, umursamaz ve anı yaşayan. Tanışalı yarım saati geçmemiş, bir iki şey zırvalamıştı. Araba galerisi vardı, resim çiziyordu vesaire vesaire. Fiziği ve yüzü beğenilmesine yeterdi.

Kollarımı boynuna koyduğumda, yüzlerimiz birbirine bakıyordu. Vücutlarım birbiriyle uyumlu tek vücut gibi dans ederken, ritimlere uymakta zorluk çekmiyorduk. Vücudumda hissettiğim sertliği sırıtmama neden olurken, uzun zamandır biriyle birlikte olmuyordum.
Hatta Yalın hayatıma girdiğinden beri birlikte olmuyordum. Sakalı yoktu. Burnu biçimliydi ama dudakları dolgulu değildi. Kaşları da dümdüzken, çene kasları en çok dikkat çeken ayrıntısıydı. Köşeli suratı sakalsız bile güzelken, dilindeki piercing ve kulağındaki küpeyle etkileyici görünüyordu.

"Bana mı gitsek?" Diye fısıldadı kulağıma fısıldayıp, yüzünü geri çektiğinde yaramaz sırıtışıyla bana bakarken. Sorduğu soruyla gülerken, belki ilerleyen saatlerde olabilirdi. Şuan tam olarak istediğim kafaya ulaşamamıştım ve sarhoş olmak önceliğimdi.

"Belki sonra." Dedim ben de sırıtırken. Verdiğim cevapla gülümsediğinde, beni kendine daha çok çekti. Yaptığı sert ve ani hareket hoşuma giderken, evet onunla yatabilirdim.

Hemen yanımızdan garson kız geçerken, elindeki tepside renk renk içkiler duruyordu. Kendimi çekip, aramızdaki yakınlığı bitirdiğimde kızın elindeki tepsiden iki shot aldım. Kız hiç yanızda durmadan içkileri insanlara dağıtırken, adını Oğuz olduğunu şimdi hatırladığım adam bana bakıyordu.
Gülümseyip elimdeki 2. Shota uzandığında elimi geri çektim. İkisi de benimdi.

"Paylaşmayı sevmem." Dediğimde yaramaz gülümsemesini yeniden yerine koydu. Sert görünüşü en çok hoşuma giden şeyken, benden etkilendiğini gülümsemesinden bile anlayabiliyordum.
'Ah keşke Yalın'dan önce tanışsaydık' diye geçirdim içimden. Aklıma geliyordu ama sonra beni kovduğu da geliyordu ve tamamen diplere itiliyordu. Ve buna rağmen hiç pişman olmadan hayatına devam etmesi, en azından bir gün görmeye gelmemesi beni daha da kırmıştı.
Benim az çok tanıdığım Yalın ne kadar dolu olursa olsun, görmek isteseydi gelirdi.

MEZAR YARIŞLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin