Keyifli okumalar, yorumlarınızı belirtmeyi unutmayın.(:
YALIN'DAN
Bir insana tamamıyla güvenemezdiniz. Ya da size tamamen güvenmesini bekleyemezdiniz ama umardınız. Kendinizi, 'bana güvenir' diye kandırır, mutlu sonlar yaratırdınız. Yalan, başlı başına bütün kötülüklerin, günahların ve de pişmanlıkların sebebidir. İlk defa güvendiğiniz birinin size yalan söylememesi, kandırmaması, güvendiğinize pişman etmemesi kurulacak en küçük ama en imkansız hayallerdendi belki de. Ama böyle şeyler olmazdı. Herkes tadardı kandırılmanın o paslı tadını.Bizim hikayemizde, bizim dünyamızda mutlu sonlar siyah motorlu motorcu kızın bir prenses olması kadar imkansızdı. Ya da aykırı. Sanki mutlu olmamız doğanın bir kanuna aykırıydı ya da bütün düzen bir gülümsememizle bozulurdu.
Duyduklarımla öfkenin en yoğun tadını hissetmiş, gördüğüm her yeri yumruklama isteği duymuştum. Kapının önünde durmuş, hayatımda tek güvendiğim insanın ihanetini dinlemiştim. Güvendiğim, ona kötü davrandığımda kahrolduğum insanın yalan kabiliyetini tebrik etmiştim.
Her ne kadar sinirlensem de, aklımda bir soru belirmişti. Belki de Demet haklıydı onu evimden kovduktan sonra yanına geldiğimde, bana arabada söylediklerinde.
Biz birbirimizi üzmeden duramayan iki ayaklı bombaydık.Sıktığım yumruğumu kendimi tutamayarak kapıya geçirdiğimde, beni duyucakları ihtimalini unutmuştum. Ya da beni duymasını, duyduğumu bilmesini istedim. Hayal kırıklığı bütün bedenimi kaplamış, öfkeden gözüm görmüyorken çıkardığım sesten dolayı konuşmayı çoktan kesmişlerdi. Casper'la yüz yüze gelmek beni daha da raydan çıkaracağından, hiçbir şey demeden olduğum yerden ayrıldım. Geldiğim holde geri dönerken, gözüm hiçbir şeyi görmüyordu. Önüme kim çıkarsa ezecek gibi hissediyordum.
Bu hissi ilk defa tadarken, 'kalp kırıklığı' dedikleri şey bu muydu? Diye düşündüm. Sadece çocukken kırılmaya değer olan bu kalp, büyüdükçe körelmişti. Ama şimdi, bir kadın tarafından paramparçaydı.Arkamdan gelen kapı gürültüsüyle, sevdiğim sesi;
"Yalın." Dedi. Duyduklarımdan sonra gözümü kırpmadan yürürken, sesiyle gözlerimi yumdum. Yavaşlayacak, bekleyecek gibi oldum ama durmadım. Demet hissetmek istemeyeceğim kadar güzel ama bir o kadar da kötü etkiler bırakıyordu bende. Kötü etkilerinden biri de buydu. Karşı koyamıyordum. Uyuşturucu tadındaydı ve ne kadar kötü gelirse gelsin, verdiği hissi unutamıyordum.
Bir öfkeme, bir de ona karşı koyamıyordum. Ama şimdi, öfkem onun yüzündendi."Yalın bekle." Dedi koridor bitmiş, kafeslerin olduğu tarafa döndüğümde. Hızlı yürüyüşlerime yetişmek için koştuğunu belli eden ayak sesleri, yakınıma yaklaştığını belli ediyordu. Eğer konuşmak istiyorsa, bu sefer ben onun kalbini kırardım. Yeniden.
Ve bu sefer, bunu yaparken gözümü bile kırpmazdım."Yalın." Dedi titreyen sesiyle. Arkamdan kolumu tutmuş, tutabilecekmiş gibi gitmemi engellemeye çalılıyordu. İçimde biriken bir dünya şeyi içimde tutamayacağımı bildiğimden, dokunmasıyla ona döndüm. Bana her dokunduğunda tenim izini alırken, bu sefer istemedi.
"Ben sana söyleyecektim. Söylemek istedim ama-" diye devam ettiği cümlesini böldüm. Konuşması beni sakinleştirmiyordu. Aksine daha da körüklediğinde, hissettiğim öfkeye rağmen düşük bir sesle;
"Ne zaman öğrendin?" Diye sordum. Cevabını tahmin edebiliyordum ama duymak istemiyordum. Günlerdir bildiğini, yüzüme baka baka hiçbir şey yokmuş gibi davrandığını düşünmek beni deli ediyordu. Kandırılmış olmamı kafamdan atamıyor, ilk defa güvendiğim bir insanın böyle çıkması kahrediyordu. Beni kahrediyordu.
"Sana gelip beni kovmandan önce." Demesiyle kalbimin etrafında bir ağırlık hissettim. Vücudumun ilk defa bana ağır geldiğini, bir yerleri yumruklamak bile bu acıyı geçirmeyeceğini hissettim.
Duyduğum cümleyle sinirden ellerim titremeye başlamasıyla ellerimi başımın arkasında birleştirdim. Yüzüne bakmak daha da zor anlar yaşatıyordu ve yüzüne baktıkça bana o geceki bakışı aklıma geliyordu. Ben ona içimi açarkenki derin bakışları. Halime gerçekten üzülürmüş gibi yaptığı, önemsediğini sandığım bakışları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEZAR YARIŞLARI
ActionBurası özel motor yarışlarıydı. Herkes alınmaz, herkese de anlatılmazdı asıl mesele. Ama şehirdeki herkes adını bilir, gece yarısı yarışların olduğu sokak ve caddelerden geçmeye korkardı. Burası; Motorların şanıyla büyürdü. Kalbi vardı buranın. Tam...