32

2.6K 140 26
                                        

Merhabaaa!
Böyle giriş yapmayı bile özlemişim, aslında hepinizi ne kadar çok özlemişim!
Yazmak için aslında birine ihtiyacım yokmuş:), onu anladım ve parmaklarım yeniden eski heyecanıyla klavyeyi tuşlamaya başladı...
Sizleri seviyorum, uzun bir aradan sonra keyifli okumalar...

Multiye de 10/10 aile fotoğrafı koydum hadi bana müsade...

"Demekki her konuda iyi değilsin." Diye konuştum silikon tabancasıyla arasında olan kavgayı izlerken. Bütün parmakları silikondan yapış yapış olmuşken, kesinlikle bu savaşın kazananı silikon tabancasıydı. Yalın'ın silahlarla arasının iyi olduğunu evdeki bodrum katında sakladığı silah koleksiyonundan anlamıştım ama bu tabancanın mekanizması pek ona göre değil gibiydi.

Dediğim şeyle gözlerini bir an parmaklarından çekip, gözlerime sabitlediğinde dudakları anında o yaramaz gülümsemesiyle kendini belli etti. Gözleri şimdi parlıyorken, parmaklarındaki rahatsız edici hissi çoktan unutmuş muzipliğiyle bana göz kırpıyordu.

"Sen neyde iyi olduğumu çok iyi biliyorsun bebeğim." Diye cevap verdiğinde, ona ne kadar kırgın ve de ne kadar kızgın olursam olayım cazibesine hayır deme gücüm yoktu. Anında gülümseyen suratımla beraber, bedenim saatlerdir yan yana olup temasa geçmememizin acısıyla yanıp kavruluyorken aklım ona karşı koymak zorundasın diye diretiyordu. En azından bu gecelik, hatasının sorumluluğunu çekmeliydi. En azından bu gecelik!

"İşine bak Yalın." Diyip gözlerimi ondan çektiğimde, saatlerdir uğraştığımız projeye geri döndüm. Zaten çoktan bitmiş, sadece ufak pürüzleri düzeltiyorduk. Yalın olmasaydı kesinlike bu projeyi ne yetiştirebilirdim, ne de bu kadar güzel bir fikirle hocanın karşısına çıkabilirdim.
Aslında Yalın olmasaydı yapardım ama Yalın varken yok gibi olması bütün hayatımı alt üst ediyordu ve adrenalinden son hız kan pompalayan kalbim kırgınlıktan eski işlevini yitirip, zihnimi de bulanıklaştırıyordu.
Hayatımın tam orta noktasına yerleşmiş olması hem sinir bozucuyken aynı zamanda heyecan vericiydi.

Altı saattir aralıksız çalıştığımız projem sonunda bugünlük bütün işleriyle bittiğinde, yarın okulda tamamlayacak ve anında hocaya sunacaktım. Bu gece daha fazla kendime ve Yalın'a bunu yaşatmak istemiyorken, Yalın'a iyi olmuştu. Saatlerdir karşımda bana dokunmadan oturuyordu. Dokunma çabaları çokça olmuş, çok defa sözlü şekilde sarkmaya çalışmıştı ama hepsi hüsranla sonuçlanmıştı. Hatasını gerçekten anlamıştı ki usanmadan deniyor, vazgeçmeden daha güzel bir gecenin hayalini kuruyordu.
Aslında amacı tamamen tatlılığıyla kendini affettirmekti.

Masadan büyük bir oh çekerek kalktığımda, bacaklarım saatlerdir oturmamın acısını kendini belli etmek ister gibi uyuşuktu. Karıncalanma hissi bütün bedenimi etkisiz hale getiriyorken, bir iki saniye yürüyemeden ayakta kaldım. Mutfak musluğunun altında yapış yapış olan parmaklarımı kazıyarak çıkartmaya çalışırken yüzümde nedensiz bir gülümseme vardı. Yalın'la ilk defa böyle sakince, saatlerdir hareketsiz bir şekilde bir şey yapıyorduk. Ve ona bunu yaptırmam hoşuma gitmişken, Yalın'ın hayatında önemli bir yerim olduğunu biliyordum. Yoksa kimse onu saatlerce mutfak sandalyesi üzerinde mahsur bırakamazdı.
Arkamda homurdanarak masadan kalkan bir Yalın bıraktığıma emindim. O da aynı şekilde ellerini yıkamak için benim gibi mutfak lavabosuna yaklaştığında, ellerini yıkamak için sırasını beklemeye başladı. Gözlerinin bende olduğunu göz ucuyla görebiliyorken, koyvermemek için ona bakmadım ve gülümsemedim. Tatlılığına bir kez kanarsam, ilerleyen dakikalarda çekmecede prezervatif arıyor olurduk.

Yıkadığım ellerimi yumuşak havlumla kuruladığımda, mutfağı toparlamaya gerek duymayacak kadar yorgundum. Sadece güzel yatağımda, yatağımdan daha çok sevdiğim Yalın'la uyumak istiyordum. Kolunu tüm gece boyu bana sarmasını ve sıcak bedenini bedenimde hissetmek istiyordum.

MEZAR YARIŞLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin